Bu sayfada Türk yazar Tezer Özlü ait 24 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Tezer Özlü kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Tezer Özlü mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Tezer Özlü hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Tezer Özlü sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Tezer Özlü (d. 10 Eylül 1943, Simav, Kütahya - ö. 18 Şubat 1986, Zürih, İsviçre), Türk yazar. Özellikle Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk olmak üzere az sayıda kitabıyla tanınır. Yazar Demir Özlü ile yazar ve çevirmen Sezer Duru'nun kardeşidir.
Simav'da doğdu. Çocukluğu anne babasının görev yaρtığı Simav, Ödemiş ve Gerede'de geçti. İstanbul'a on yaşındayken geldi. Avusturya Kız Lisesi'ne gitti; ancak mezun olmadı. 1961'de yurt dışına çıktı. 1962 - 1963 yıllarında otostopla Avrupa'yı gezdi. Paris'te tanıştığı tiyatrocu ve yazar Güner Sümer'le 1964 yılında evlendi. Birlikte Ankara'ya yerleştiler. Sümer'in AST'ta çalıştığı bu dönemde Özlü Almanca çevirmenlik yaρtı. AST'ta 1963-64 sezonunda Sümer'in yönettiği Brendan Behan'ın Gizli Ordu oyununda oynadı. Sümer'den ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Geςirdiği rahatsızlık nedeniyle kesintili olarak 1967 - 1972 yılları arasında İstanbul'da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kaldı. Çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı bu dönemleri Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabında yazdı.
1968 yılında yönetmen Erden Kıral'la evlendi. Bu evlilikten 1973'te kızı Deniz doğdu. Bir burs alarak 1981'de Berlin' e gitti. Bu arada Kıral'dan ayrıldı. sozkimin.com Кanada'da yaşayan İsviçre asıllı sanatçı Hans Peter Marti ile tanıştı ve 1984'te Marti'yle evlenerek Zürih'e yerleşti. Göğüs kanseri nedeniyle 1986'nın 18 Şubat'ında burada öldü. Mezarı Aşiyan Mezarlığı'ndadır.
Özlü, eski eşi Eɾden Kıɾal'ın Yol filminin çekimi döneminde yaşananlaɾı anlattığı filmi Yolda'da Yelda Reynaud taɾafından canlandıɾıldı.
Aşağıdaki Tezer Özlü sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Tezer Özlü sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Nereye gitmek istiyorum ki. Nereye gidebilirim ki. Sürekli gitmek istemek de, bir yerde, hiçbir yerde olmak istemek değil mi?
En çok ve en uzun sana inandım.
En çok ve en uzun sana inandım.
En çok ve en uzun sana inandım.
Yolculuklar ilginçtir: dağlardan, deniz kıyılarından, kentlerden, gecelerden geçilir. İnsanlardan geçilir.
Her şey geçiyor. Hiçbir şey geçmese de.
Alışıyor insan kendini içinde tutmaya dilinin altındaki baklaları ıslatmadan konuşmaya.
Hiç kimseyi yalan söylediğini anlayacak kadar tanımak istemiyorum.
Alışıyor insan kendini içinde tutmaya dilinin altındaki baklaları ıslatmadan konuşmaya.
Doyumsuz dünyamı avucumun içine alıp sıkıyorum. Her şeye hazırım. Hastalığa, aşka, gitmeye, kalmaya.
Kimseden bir şey beklememeyi öğrendiğim gün, işte o zaman özgür olacağım.
İnsan arıyor. Avunmazlığını biriyle paylaşmak istiyor.
Neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? Bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması, çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor, çarpıtılıyor.
Nihayet yağmur başladı. Bu sabah artık, yağmuru neden bu kadar çok sevdiğimi anladım. Ağlayan bir yüreğe benzediği için.
Aşk acısı çekmedim hiç, çünkü dünyanın verdiği acı her zaman güçlüydü.
Şunu öğrenmelisin: Sen hiç bir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.
Yaşadığım anların, onları yaşarken anıya dönüştüğünü algılar, onları yaşarken anılaştırırdım. Sonra bunu en güzel biçimde Savinio'da okudum: Yaşanan an da anı olacak.
Bazen sevdiklerimiz, zaman kadar sonsuzdur. İşte bu yüzden seni; sevginin coğrafi sınır tanımayan yanını keşfettiğim için çok sevdim.
Kimseyle yaşlanmak istemiyorum, kendimle bile.
İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.
Dünyanın acısı olmasaydı, taze yeşil yapraklar üzerindeki güneş ışınlarının anlamı olmazdı.
Sen günlere bir şeyler getirmedikçe, günler sana hiçbir şey getirmiyor. Boş bir caddede yürüme olanağı bile yok. Her köşe, her cadde öyle dolu, öyle dolu ve bu doluluk içinde öyle boş, öyle boş, öyle boş ki!
Birdenbire çok yorulduğumu, taşıyamayacağım kadar yaşantı üstlendiğimi ölürcesine algıladım. Kitapsız, sanatçısız, tartışmasız bir yaşamın özlemi sardı benliğimi.
Bu duvarlar arasında dünyaya karşı ne denli korunmuşluğumu algılıyorum. Bazı günler bana çok kısa gelen yaşam, zaman zaman çok uzun.
Burası çok ıssız, henüz yorum yazılmamış.
İlk yorum yazan sen ol!