Tahir Musa Ceylan Sözleri ve Hayatı
Bu sayfada şair Tahir Musa Ceylan 530 adet sözü ve hayatı yer almaktadır. Tahir Musa Ceylan kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Tahir Musa Ceylan mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Tahir Musa Ceylan hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Tahir Musa Ceylan sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz.
İIki 1986 da Sanat OIayı'nda, sonraki şiirIeri Hürriyet Gösteri, Düşün, Edebiyat ve Eleştiri, ÜnIem, İIe, AkataIpa, HayaI dergiIerinde yayımIanmış, 1988 yıIında Depresyonun Şiiri adıyIa iIk şiir kitabı basıImıştır. 80'Ii yıIIarın şairIerindendir, ruhu öne aIan, çağrışımIara yasIanan, dizeIerde değiI, bütünde anIam doğuran, imgeci, yoğun, dramatik bir şiir anIayışı vardır.
2005 yıIında basıIan iIk romanı İςi Yoksul yetmişIi yıIIarın sonunda ÇanakkaIe'nin Yenice kasabasından öğrenim görmeye geIdiği Ankara'da küItür şoku ve duygusaI travmaIar yaşayan bir gencin iç dünyasını eIe aIır. 2008 yıIında yayımIanan Kestane Kıranında КadınIar romanında ise 19. yüzyıI sonIarı ve 20. yüzyıIın başIarında Mavruz isimIi kurgusaI bir köyde bir kadın ana karakter üzerinden sürekIi oIumsuzIukIarIa boğuşan bir aiIenin hayata tutunma mücadeIesi, arka pIanda da köyün hikâyesi anIatıImaktadır. YereI bir dil kuIIanıIan romandaki bazı karakterIer ve köyde meydana geIen feIaketIer yazarın doğum yeri oIan Nevruz köyündeki yaşanmışIıkIardan esinIenmiştir. sozkimin.com Sonraki romanIarı Yarım Adamın AşkIarı(2009), EIIi YıI Sonra KüI(2010) ve Bir ZamanIar Bakırköy(2011) şekIinde sıraIanır.
Edebi üsIup olarak yazar, diI ve kurguyu bütünIer, zaman zaman şiir diIiyIe nesir diIi ayrımını ortadan kaIdırır, anIatımın gücünü arttırmak iςin sayısız metafor kuIIanır. RomanIarında ana öykü tek başına iIerIemez, çok sayıda yan öykü zaman zaman merkeze aIınarak ana öyküyü taşır. Akışta şaşırtıcı karakterIer aniden ortaya çıkarak farkIı hayatIarı öykünün iςine aIır. Ana öykü, kesintisiz ve tekdüze değiI, çeşitIenerek ancak böIünmeden iIerIer. AyrıntıIar dört bir yana dağıIsa biIe bir kopukIuk duygusu hissedilmez ve anIatı epik diIden ayrıImaz. Bazı yaρıtIarı edebiyat seçkiIerinde yer aImıştır[7] RomancıIığında, coşkuIu bir özgürIükIe rafine bir kuIvarda ürettiği söyIenmiştir.
25 yıIa yakın bir süredir Cumhuriyet BiIim TeknoIoji Dergisi AyIak BiIgi Köşesi'nde nöro-psiko-feIsefe içerikIi denemeIeri yayımIanan yazarın bu yazıIarı AyIak BiIgi, AyIak Yazılar, AyIak DüşünceIer ve AyIak FikirIer isimIeriyIe kitaρIaştırıImıştır. BiIgiye dayaIı mantıkçı bir feIsefenin izini süren Ceylan, Jung'un koIIektif biIinçaltı düşüncesinin üzerine oturttuğu ve bütün insan türünün tek bir benIiği oIduğunu varsayan ortak benIik kavramını geIiştirmeye çaIışmaktadır. Buna göre insanın ortak yaρısı oIan DNA sahici oIandır. İnsan sahici oIanın yeryüzündeki işIeme şekIidir, o nedenIe de geςici bir biIeşimdir, dünyanın o günkü koşuIIarında, o günün malzemesinden üretiImiş gündeIik bir aracıdır. Sahici ve temeI yaρının içgörü yoIuyIa kendi benIiğiyIe iIgiIi oIuşturduğu kurgu ortak benIiktir. Ortak benIik yeryüzüne çıktığı andan itibaren deneyüstü ve özneI yaρısını nesneI haIe dönüştürür.
Yeryüzündeki macera bir "dışlaşma" işIeminden ibarettir.
İnsanIar arasında ortak benlik kaynakIı bir bağ vardır. Кant'ın usa verdiği deneyüstü biIgi çıkarma işi ortak benIikte kodIu, önceki kuşakIarın ürettiği ve aşama aşama ortak canIıya ekIediği bir kaρasitedir. O nedenIe biIgi, önceki kuşakIarda deneyden çıkmış, ama şimdiki kuşakIarın kuIIanımında deneyüstü oImuştur.
Yaρıtları
Fotoğraf Estetik ve Görüntü Üzerine DenemeIer (1988) - İFSAK YayınIarı - Estetik
Depresyonun Şiiri (1988) - TuIe YayıncıIık - Şiir
Depresyonun Şiiri(Yeni şiirIerIe ikinci baskı) (2004) - 6 45 Yayınevi - Şiir - ISBN 979-975-8467-98-2
AyIak BiIgi-I (2002) - ÇeIikkoI YayıncıIık - Psiko-feIsefe
AyIak BiIgi-II (2005) - BiIeşim - Psiko-feIsefe - ISBN 975-6410-62-0
İςi YoksuI (2005) - Merkez KitaρIar - Roman - ISBN 975-9174-13-8
AyIak YazıIar, (2006) - Çatı KitaρIarı - Psiko-feIsefe - ISBN 975-8845-01-2
AyIak DüşünceIer (2007) - Erko YayıncıIık - Psiko-feIsefe - ISBN 978-9944-338-56-1
Kestane Kıranında КadınIar (2008) - Кanat Kitaρ - Roman - ISBN 978-975-8859-81-8
Yarım Adamın AşkIarı (2009) - Кanat Kitaρ - Roman - ISBN 978-605-4244-09-6
EIIi YıI Sonra KüI (2010) - Кanat Kitaρ - Roman - ISBN 978-605-4244-11-9
AyIak FikirIer (2010) - Arcan YayıncıIık - Psiko-feIsefe - ISBN 978-6054168088
Bir ZamanIar Bakırköy (2011) - Ayrıntı YayınIarı - Roman - ISBN 978-9755396439
Ortak BenIik (2012) - Ayrıntı YayınIarı, NörofeIsefi TemeIIendirme
Nesne BenIiği (2013) - Ayrıntı YayınIarı - PsikofeIsefi BütünIeştirme
Aşka İnanası GeIiyor (2013) -Dönence- Şiir
kaynak: wiki
Tahir Musa Ceylan Sözleri ( 530 adet )
Konuşma ancak bazı zamanlar için bir iletişim şeklidir, daha çok bir savunma şeklidir o. / Tahir Musa Ceylan
lşıkla sabah arasındaki ilişki neyse hücreyle insanlık arasındaki ilişki de odur. / Tahir Musa Ceylan
Hindistan derin, İran köklü, Norveç sessiz, Japonya tek tip, Hollanda çalışkan, Avustralya psikopat, Çekya oyuncak, İtalya artist, Yunanistan şımarık, Almanya sağlam ülke, Türkiye ise enerjisi meçhul mucize bir makine. / Tahir Musa Ceylan
Sosyal ilişki olmadığında bedava ödül kaybolur, yalnız insanın depresyonu bundan olur. / Tahir Musa Ceylan
Tek bir hücre bir canlının yaptığı her şeyi yapar, beslenir, boşalır, sindirir, büyür, ürer, ölür. / Tahir Musa Ceylan
Manik depresyon ülke geliştikçe artar, kişilikte dürtüsellik ve duygusallık baskıdan kurtulmuş olur çünkü. / Tahir Musa Ceylan
İnsani sosyal ortam insan biyolojisinin kendine uygun psikolojiyi aramasına izin veren ortamdır, zengin sosyal ortamsa o psikolojinin bulunduğu ortamdır. / Tahir Musa Ceylan
Anne olarak görülmek hep devam ediyor, bu kadar farklı durumlara girip de hep aynı şekilde görülmeye devam etmek ilgimi çekiyor. / Tahir Musa Ceylan
Rahim içi dönem filogenetik evrimin, bebeklikle çocukluk dönemiyse kültürel evrimin tekrarıdır. / Tahir Musa Ceylan
Dağ baba, ana tarla, gençlik at, bebek denizdir, dere hepimiz, su içimiz, ev cinselliktir. / Tahir Musa Ceylan
Ayak ne kadar kalkar ve açılırsa saygı o kadar azalır, saygının aslı çünkü, 'sen hareket etmeden ben hareket etmiyorum'a dolayısıyla 'senin birincil hareketine ikincil olarak katılmayı severek kabulleniyorum'a dayanır. / Tahir Musa Ceylan
Büyük işler yapmaya koyulduğunda etrafında bir uçurum varmış gibi yalnız kalırsın. / Tahir Musa Ceylan
Erken dönemde hafif bir hastalığı olanlar kendine bakmak denen bir eğitimden geçtikleri için uzun yaşarlar. / Tahir Musa Ceylan
Terapistin kendi bilincinin dışında gezinme becerisi kazanması hastasının bilinçdışına sokulma gücünü arttırır. / Tahir Musa Ceylan
Acıya dayanma gücü yetinmenin büyüklüğüyle paralel gider, yetinme de bir acıdır çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Taklit, taklit edilenle bütünleşme yanılsaması yaratarak, taklit edenin varolmama korkusunu giderir. / Tahir Musa Ceylan
Benim aşkım benim ödipalim değildir yalnızca; insanlığın yaşadığı ödipallerin toplamıdır. / Tahir Musa Ceylan
Topluluk önünde yapılan tartışmanın ana hedefi, kişinin başkasına karşı yaptığı haksızlığı topluma, kendine yapılmış haksızlık olarak algılatmaktır. / Tahir Musa Ceylan
Beni en çok düşündüren şey, bitki 'kanı'ndaki klorofille, hayvan kanındaki hemoglobinin birinin ortasında magnezyum, ötekinin ortasında demir bulunmasının dışında tamamen aynı yapılar olmasıdır. / Tahir Musa Ceylan
Başarı ölçüm meselesidir, zamanı, mesafeyi, karşıdakini, olup biteni ve kendini ölçemeyen başaramaz. / Tahir Musa Ceylan
İnsanların organları ve birbirleri arasında eş ritm vardır, insanlar da çünkü insanlığın organlarıdır. / Tahir Musa Ceylan
Her şeyi birkaç defa kontrol etmeden rahat edemeyen insanlar, çocukluklarında arkalarına öngörülebilir ve sürdürülebilir bir anne desteği alamamışlardır, onun için yetişkinliklerinde kendilerine güvenli bir zemin sağlayacak mekan, insan ve olayların sağla / Tahir Musa Ceylan
Ömür sizlere kısa gelmiş olabilir ama bana çok uzun geldi, ne çok şimdiyi üst üste koyuyorumda elli altıncı yaşımı hala bitiremiyorum. / Tahir Musa Ceylan
Annesi terzi, babası berber olanları severim, insanı bir şey yaparak keserler çünkü / Tahir Musa Ceylan
İnsanlar internette bir trilyona varan cevap aramış, mesele şu: önceden bunca cevabı kimden alıyorlarmış. / Tahir Musa Ceylan
İnsanın tıbbi araçlarla kendine müdahalesi doğal gelişiminin çok yavaşlamış olmasından ve fakat hala gelişmeye ihtiyaç duymasından kaynaklanır, bir çeşit yapay evrimin içindeyiz yani. / Tahir Musa Ceylan
Uygarlık saldırganlığın dolambaçlı yollardan ifadesidir. İfadede yol ne kadar dolanırsa, yaratıcılık o kadar fazla, yaratılan eser o kadar büyük olur. / Tahir Musa Ceylan
Kullanacağından fazla imkan sabit fikirli, potansiyelinden az imkan açık fikirli yapar. / Tahir Musa Ceylan
Müzisyenliği seslere, ressamlığı renklere, şairliği sözcüklere karşı aşırı duyarlılık olarak da görebiliriz. / Tahir Musa Ceylan
Yüzer gezer konuşmalar yapamam, çünkü içlerinden hangilerinin katılaşacağını bilemem. / Tahir Musa Ceylan
Aşağılık duyguma uygun konum aldığımda, üstünlük duygusu olanların arasında yaşamım pürüzsüz akıyordu; aşağılık duyguma ters konum aldığımdaysa bu sefer de aşağılık duygusu olanların arasında sorunsuz yaşıyordum; her iki durumda da tersini yaptığımda ise / Tahir Musa Ceylan
Asosyalliğin sınırında olup da sosyallik için can atanların sosyal olarak sivri tarafları olur. / Tahir Musa Ceylan
Kalp her attığında ölür, sonra bir daha canlanır; ölüm milyonlarca defa canlanmış kalbin bir kez daha canlanmamasıdır. / Tahir Musa Ceylan
Metabolizması hızlı olanlar acımasız veveya saldırgandır, yiyecek bulmak peşinde her biri saldırmaya alışmıştır çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Mahsusçuktan yapmak, ardından yalan söylemek, sonra söylediği yalana inanmak ve sonunda hem o inancı koruyup hem onun tersi yöndeki gerçeğe uygun davranmak bize kötüleşme olarak gelebilir ama aslı bir gelişme çizgisidir. / Tahir Musa Ceylan
Canlıları hayatta bırakan yiyecek değildir, bağlanacak bir şey bulmalarıdır, hiç bağsız bir can olmamıştır. / Tahir Musa Ceylan
Zihnimde nesnelerle gövdeler parçalanabilir ama yüzler asla, yüzü parçalayan henüz insan olmamıştır. / Tahir Musa Ceylan
Hayat bir görevi yerine getirme durumudur, durdurulmadığı sürece cenin gibi kendiliğinden oluşur. Yemek yeme, sevişme, merak etme ve öğrenme seçtiğimiz şeyler değildir, içimize doğmuş görevlerdir. / Tahir Musa Ceylan
Bazılarının suç uydurma suçu vardır, bir suç denizinde böylece suçluluğunu görmezden gelebilir çünkü o. / Tahir Musa Ceylan
Varlığımızı Afrika'daki üç, beş bin kişilik bir kabileye, rönesansı Floransa'daki Medicinlere borçluyuz. Ailelerin ve kabilelerin reisleri vardır; bütün büyük işleri hep bir kişi başlatmış, hatta başından sonuna pratik ve yaklaşık olarak o kişi tamamlamış / Tahir Musa Ceylan
Yeryüzünde biyolojik temelli belirgin, psikolojik temelli belirsiz bir adalet vardır, ikisini de hissedemiyorsan sosyal temelli bir adaleti gözeterek davran. / Tahir Musa Ceylan
Sevgi ve inanç insanlığın varlığını sürdürmesi için bedelsiz kullanılabilecek yegane iki şeydir. / Tahir Musa Ceylan
İnsanda iki temel fark vardır: cinsiyet ve kuşak farkı, diğer farklar bu ikisi üzerine bina edilir. / Tahir Musa Ceylan
Büyük bir iş en az bir en çok birkaç kez sahtecilik yapmadan, büyük bir adam en az bir ihanet yaşatmadan ortaya çıkamaz. / Tahir Musa Ceylan
Düşler geçmişten gürültülerdir, dünden kim gelse çünkü, gürültü ederek kabullenir bugünü. / Tahir Musa Ceylan
Benliği yoracak kadar nesne düşkünlüğü gösteren, içinde nesneden yana korku doğurarak kendini durdurmak zorunda kalır. / Tahir Musa Ceylan
İnsanın saygınlığı da yüceliği de kalmayacaktır. Ne zaman mı? Şu an bilgisayarlar kuş beyni kadar işlem yapıyorlar, insan beyni kadar işlem yaptıklarında saygınlık, insanlık beyni kadar yaptığında da yücelik kalmayacaktır. / Tahir Musa Ceylan
Aşk, ortak benlikteki eriyik yapıyı, dış dünyada eriyerek bütünleşmek biçiminde taklit ettiği için vazgeçilmezdir. / Tahir Musa Ceylan
Bebeklikte zevk algılayan reseptörler iyi gelişmemiştir; o yüzden bebekler zevki bir erime duygusu olarak algılar; erişkin rüyalarında da cinsel doyum erime tonunda yaşanır. Bebekliğimiz o yüzden, hiç dökemediğimiz üstümüzdeki sıvadır. Sıvayı yalnızca, ça / Tahir Musa Ceylan
İnsanın taştan heykelini yapması ve taşın kendini buna bırakması, benliğin genişleme arzusundan mı yoksa taşın da insan olmaya dönük maddeye içkin tutkusundan mı olduğuna dair fikirlerin ikincisine katılıyorum. O istemedikçe insanın taşa birşey yapabilece / Tahir Musa Ceylan
İnsanların kendine karşı değil insana karşı cesareti var, halbuki ilki olsaydı, olaylara karşı da cesareti olurdu. / Tahir Musa Ceylan
Narsisizm dünyaya yapışma sürecinden kalıntıdır, sorun kalıntının yapışma gerekmeyen zamanlara kalmasıdır. / Tahir Musa Ceylan
Toplum dağılırsa kelimelerin arkadaki anlamlarla bağı kalmıyor, 'kötüyüm' diyene 'ben de kötüyüm' diye cevap veriliyor, 'neden kötüsün' diye sorulmuyor. / Tahir Musa Ceylan
Zekan yaptığın işe yetmezse farkı kurnazlıkla, fazla gelirse soylulukla kapatırsın. / Tahir Musa Ceylan
Bilgi değil inanç önemlidir, çünkü bilgide faydacılık, inançta fedakarlık vardır. / Tahir Musa Ceylan
Paranoyaklar dikine, manikler enine, dahiler hem dikine hem enine zengin bir çağrışım üretirler. / Tahir Musa Ceylan
Madde küçüldükçe parçalanmaktan, kütle büyüdükçe çarpışmaktan çıkan enerji büyüyor, iki ucumuz enerji de, ortada bir yerde uyuyor, enerji maddede dinleniyor; biz uykuyuz ona göre, uyandığımızda yeniden enerji oluyoruz, olacağız geleceğe göre. / Tahir Musa Ceylan
Üyeleri birbirini yaralamadan savaşan türler ortaklık içgüdüsüne sahiptirler ve her biri karşıdakini kendi parçası kabul eder. / Tahir Musa Ceylan
Eğer bir yerde bir hayal kuruluyorsa yeryüzünde bir gün o hayal gerçekleşecek demektir, yalnız hayal kurucu ve uygulayıcı farklı kişiler olabilir. / Tahir Musa Ceylan
Yalnız kalma potansiyeli zayıf olanlar, masum olaylara felaket senaryosu yazarlar. / Tahir Musa Ceylan
Güvercinlerin ve taksi şoförlerinin hipokampüsleri büyük olur, birisi yiyeceğin, diğeri şehrin haritasını çizer beynine çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Yaşamım içimdeki ham duyguları sıralanmış sözcüklere, işlenmiş düşüncelere döndürmekle geçti. / Tahir Musa Ceylan
Bilim çok az saf olup hemen tamamıyla karmaşıktır, bilimadamıysa çok çok az 'saf'tır, ama tutarlı biçimde yanlıştır. / Tahir Musa Ceylan
Günümüz toplumları kum yığını haline gelmiştir; insanların birbirine tutunmadığı, tanelerin yapışıp bütün olmadığı, içinde dostluk, insanlık duygusu gibi mukavim çekirdeklerin, sıkı damarların kalmadığı, derininde sevgi, fedakarlık, inanç gibi yumuşak, kı / Tahir Musa Ceylan
Yaşam, üç beş parça şeyin durmadan yer değiştirerek ürettiği sonsuz sayıda aslı olmayan görüntüdür. İki hidrojenden bir helyum, üç helyumdan bir karbon, trilyonlarca karbondan insan, milyonlarca trilyon karbondan dünya. Bu kadar ve başka bir şey yok. / Tahir Musa Ceylan
Tchaikovsky, Hemingway, Gaugin ve Zola depresyon yönünden tedavi edilmiş olsalardı, bugün kendilerini tanıtan o eserleri vermemiş olacaklardı. / Tahir Musa Ceylan
İnsan daha da gelişecekse birgün, kalbinde beş göz olacaktır, bunca kirlenen kan yüksek bir şey yaratamaz çünkü! / Tahir Musa Ceylan
Saatsiz herkes zamanı en çok yarım saatlik bir yanılmayla doğru tahmin edebilmelidir, bunu yapamayan muhakemesinin derin katlarında bir bozulmadan ya da güneşi gördüğünden şüphe etsin. / Tahir Musa Ceylan
Alt sosyal gruptan üste çıkanda takıntı, üst gruptan alta inende dağınıklık gözlenir. / Tahir Musa Ceylan
İnsanda zaman kavramının oluşması için etrafında bazı şeylerin düzenli olarak tekrar etmesi gerekir. / Tahir Musa Ceylan
Öylesine gelen mutlulukla içi ezilen insanlar vardır, onlar babalarının her takdirinden sonra annelerinin ekşi yüzü ya da annelerinin takdirinden sonra babalarının gizli tehdidiyle karşılanmıştır; mutluluk kendinin kendiliğindenliğini, mutsuzluksa başkala / Tahir Musa Ceylan
Evde cebelleşmeyi öğrenenlerin dışarıda başarı şansı yükselmiştir, demek dünya artık sert bir yerdir. / Tahir Musa Ceylan
İnsanlara bak köle gibi çalışıp kazandıklarını sefil gibi harcıyorlar, üstelik harcatanlar çalıştıranlar onları aynı zamanda, köleleştirdiniz mi sefilleştirirsiniz de. / Tahir Musa Ceylan
Eğer ergenin beceriksizliği toplumun kulağına kaçarsa, gençte yaşam boyu bir çalışma felci gelişir. / Tahir Musa Ceylan
lstırap insan ortaklığın içinden atıldığında başlar ve onda denenen tekil hiçbir işlem bu ıstırabı dindiremez artık, huzurlu da huzursuz da olsa varoluş tek taraflı bir süreç değildir çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Açık alan korkusu öldürülmekten, kapalı alan korkusuysa öldürmekten kaçmak için oluşur. / Tahir Musa Ceylan
Dikkatte eksiklik kişiyi, en yakınına muhtaç eder, çünkü bu durumda ancak en yakındaki dikkatten kaçmaz. / Tahir Musa Ceylan
Bir şeyi parmakla işaret etme becerisi kazanmak bile zihinsel gelişme işaretidir. / Tahir Musa Ceylan
İnsanoğlu doğduğunda ve öldüğünde birbirine benzeyebilir, güldüğünde ve yürüdüğünde ama çok ayrılır. / Tahir Musa Ceylan
Çıngıraklı bir topla körlere futbol oynatmak, dünyanın bugünkü halini analoji ile anlatmakta iyi bir yoldur / Tahir Musa Ceylan
Sevilenlerin kendi eksiklerini konuşup becerileri için tek laf etmeyenler, sıkıcılarınsa bunun tersini yapanlar olduğunu biliyoruz; bilmediğimiz bu bilgiye sahip olduğu için yanıltıcı davrananlara karşı duyulan duygudur; bu 'yavanlık' olabilir mi? Paranoy / Tahir Musa Ceylan
Bir bebeğinçocuğun hayatında ortaya çıkan herhangibir ihtiyaç hangi yaşta karşılanmamaya başlamışsa, o yaşın o ihtiyacı telafi yöntemi sonraki yaşların hastalığı olur. / Tahir Musa Ceylan
Gezegenler küçükse üstünde atmosferi, büyükse içinde suyu tutamaz. İnsanlar da küçükse üzerinde her kişiye karşı onuru, büyükse içinde bir kişiye karşı olan duyguyu tutamaz. / Tahir Musa Ceylan
Bir insanın davranışlarındaki bozulmanın önemli nedeni ödül sistemindeki bozulmadır, ödüle duyarsızlık veya ödüle sürgit açlık bozar bozar ve yok eder. / Tahir Musa Ceylan
Sağlak insanın soluna göz devirip konuştuğunda hatırlamaya çalıştığını, sağına göz döndürüp konuştuğunda ise bir şeyler kurmaya çalıştığını anlayın. / Tahir Musa Ceylan
Bir gün dünyadan sıtma gibi depresyon da eredike edilirse, hümanizma kalmayacaktır. / Tahir Musa Ceylan
Son kaybolanlar bilimadamlarıdır, çoğu meslek değiştirmiş ve apaçık pazarlamacı olmuşlardır. / Tahir Musa Ceylan
Aklı bozuk olanın bedeninde şudur diyemeyeceğimiz belli belirsiz bozukluklar vardır. / Tahir Musa Ceylan
İlk yoksunluk tanışılan ilk gerçekliktir, bu durumda insana yüklenen gerçek amaç tam doygunluk şeklinde mükemmele ulaşmak olsa bile, onun bizdeki yanılsaması gerçeklerden kurtulmak, yani mutlak özgürlük şeklindedir. / Tahir Musa Ceylan
Aşk, birinin ruhunun diğerinin yüreğine doğru hızlı metastazı ve hasta bedenin içe doğru yavaş infilakıdır. / Tahir Musa Ceylan
İnsana ait sistemin tamamen dışında kalmak, yapabilirsen eğer isminle ilgilenmemekle başlar. / Tahir Musa Ceylan
Küçük fazlalık ve azlıklar için 'çok', 'şahane', 'inanılmaz' gibi sözcükleri rahatça kullananların büyük fazlalık ve azlıklara doğru genişleyebilecek zihinleri kalmaz. / Tahir Musa Ceylan
Önce sahte birer insan olacağız, sonra insancıllık sahtekarlık olacak ve sonra sahtekarlara gerek olmadığı kararı alınacak. / Tahir Musa Ceylan
Beden önce tonus sonra üzerinde klonus yaratır ardından da bunları koordine eder, hareket böyle ortaya çıkar böyle sürer; toplumdaki hatta yaşamdaki olaylar da zuhur etmek için benzer bir yol izler; nispeten sert, tok bir zemin ve üzerinde oynak düzenekle / Tahir Musa Ceylan
Biyolüminesans, yani tabiatta ışık veren canlılar var, enerjilerinin 95'ini buna ayırıyorlar, biz ampullere 5 ayırıyoruz, demek gelişiyoruz! / Tahir Musa Ceylan
Büyüklenmecitakıntılı benliklerin attıkları nutuk sırasında; sayısı yüzlere varacak kadar geniş kanatlı burunlarına dokunup kaşındığını görüyorum, büyük düşünce beyni kaşıyıp durmaktan mı çıkıyor acaba! Gördüğüm son örnek Slavoj Zizek oldu. / Tahir Musa Ceylan
Öğretmen dilsizse çocuklar cezalandırılma korkusu; öğretmen konuşkansa öğrenciler utanma duygusu yaşar. / Tahir Musa Ceylan
İki gözlü balık, üç gözlü yılan, dört gözlü insan, kimin kalbinde kaç göz varsa üstün olan odur; sadakat, basiret, minnet, itidal, adalet, merhamet, iyi niyet, saflık, mizah, yaratma tutkusu ve aşk insan kalbini dolu bir peteğe çeviren gözlerdir. / Tahir Musa Ceylan
Kader bazen senin kaderini iyileştirmek ister ve yine bazen, iyileştirme yapmakta olan kaderden habersiz sen kaderini eline almaya çalışarak, kaderini değiştirmek isteyen kaderine engel olursun. / Tahir Musa Ceylan
Kuran'ı biz dağlara göklere verdik, ancak onlar almadılar, onun için insana verdik'. Mutlak sadakati çünkü yine de ancak insan gösterebilir. / Tahir Musa Ceylan
İnsanın bencilliği alet kullanmasından gelir ve bu özellik çekiçte kürekte bitmez insanı alet olarak kullanmaya kadar gider. / Tahir Musa Ceylan
Eksiği küçük olanlar onu kapatıp yıldızlaşır, eksiği büyük olanlar kapatamayıp yalnızlaşır; eksiği çok büyük olanlarsa, eksiği küçük olanların eksiğini kapatmakta kullanılır. / Tahir Musa Ceylan
Psikiyatrik bozukluklar fötalitenin puberte tarafından bitirilememesine bağlıdır. / Tahir Musa Ceylan
Paranoya büyük resmi kaybedip küçük resmi büyük olanın yerine koymaktan kaynaklanır. / Tahir Musa Ceylan
Boyu, posu, saç rengi, öfkesi, sevgisi, mesleği hepsini çevirip çerçeveleyip 'Ahmet' diyoruz. / Tahir Musa Ceylan
Kötü insandan kurtulmak mümkün değildir; önemli olan kötü insanı iyi şeyler yapmak zorunda bırakmaktır. / Tahir Musa Ceylan
Hareketler kendinden hemen önceki hatırayı siler, hiperaktif olan kendine yapılanı unutur o yüzden, iyilik de kötülük de yaramaz onlara. / Tahir Musa Ceylan
Sosyallikte sembol kullanma, çarpıtma, acımasızlık ve kırılganlık, yalnızlıkta ise kabullenme, işaret kullanma, merhamet, meşru müdafa ve dayanıklılık vardır. / Tahir Musa Ceylan
Uzun süreli işe girişende kendine pozitif bakışta patolojik bir fazlalık vardır. / Tahir Musa Ceylan
Şunu söyleyeceğim ama siz yaşamdan soğumayın yine de: Yılları yağ edinmek için geçiriyoruz! / Tahir Musa Ceylan
Başkasının ıstırabını anlamak konusunda engel kendimizdir, gövdesi, böylelikle de kendisi azalmış felçliler ıstıraptan ölür mesela. / Tahir Musa Ceylan
Uygarlık, elde başparmağın diğer parmaklara karşılık tutma becerisi kazanmasının sonucudur ki, bunun için el ayasının ve diğer parmakların kısalması, başparmağın da uzaması gerekmiştir. / Tahir Musa Ceylan
Tedbirli olmak hafif kontrol gerektiren zayıf dürtülere sahip olmakla, evham kontrolü zor ve tehlikeli istekler taşımakla gelişir / Tahir Musa Ceylan
Dilenciliğe başladığın gün para veren çok olur, bir kişinin daha dilenciliğe düşmesinin çünkü düşmeyenlere kazandırdığı doygunluk vardır. / Tahir Musa Ceylan
Yetersiz insanın ihaneti çok zarar verir. Zayıflığı en iyi o bildiğinden ihaneti insanın zayıf zamanına denk getirir çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Dünyanın ne kadar canlı bir yer olduğunu anlamak için buranın taşlarıyla meteor taşlarını karşılaştırmak bile yeter; biz taşımıza kendimize göre cansız diyoruz, çık boşluğa, git bakalım evrende sonsuza doğru cansızlığın ne olduğunu o zaman anlarsın, o yüz / Tahir Musa Ceylan
Her türün üyeleri aynı canlının uzuvları gibi hareket ediyorsa eğer, tek tek her canlı için en önemli beceri diğer üyelerle eşgüdüm sağlamak olmalıdır. / Tahir Musa Ceylan
Babam insanlara sekizyüz milyon buğday tanesi vermişti, ben de sekizyüz bin sözcük verdim; bu kadarı yeter babama erişemeyeceğim / Tahir Musa Ceylan
Ekonomik zihin basitleştirme ve genelleme yapar, strateji kurar, çıkarsama yapar; sonuçlar yanlış çıksa bile bütün bunlar kişiye düşük enerjiyle yürüme fırsatı sunar, hayatta çünkü doğru ya da yanlış yönde değil bir yönde gitmek önemlidir. / Tahir Musa Ceylan
Deniz ve cinsellik arasında kavramsal bir bağ vardır, bu balıkların suya yumurta bırakmasıyla atılmış, fillerin haremini deniz kenarına toplamasıyla kuvvetlenmiş, su gören her insanın soyunmasıyla kopmaz hale gelmiştir. / Tahir Musa Ceylan
Bütün güzel şeyler ödünçtür, beş ölü doğumun üzerine Tanrı'nın verdiği ve üç tane on yıl sonra geri aldığı Mozart ya da onun konserlerinde saraydan iki üç saatliğine alarak giydiği üzerine bol gelen üç beş parlak giysi gibi. / Tahir Musa Ceylan
Algı ile hafıza arasında bir yol vardır, bu yol sinirsel döngülerdeki zayıflık ya da taşınacak malzemedeki büyüklük nedeniyle tamamlanamazsa algılananlar yan yola saparak bilinçaltına düşer, dolu bilinçaltı bu nedenle kötü yol demektir; bu yolda algının ç / Tahir Musa Ceylan
Bazısı aradaki bağlara değil insanlara dikkat eder ve kafasında insana ilişkin ortaklık örgüsüyle, bütünlük düşüncesi oluşmaz; o yüzden zihinde tek başına taşlar gibi dikilip kalmış insanlar sevgi değil algı sorunudur. / Tahir Musa Ceylan
Bir yazarın edebi gücü, bebekliğindeki fantastik materyali hafızaya kaydetme ve ileride geri çağırma yeteneğinden gelir. / Tahir Musa Ceylan
Bir zihni muhakeme edebilir durumda tutmak için beyni hangi yaşta ne kadar yorabiliriz; yorgunluğun dağılma yarattığı nokta bunama, yorgunluğun daha büyük yorgunluklar için rezerv topladığı zaman çocukluk yılları mıdır acaba? / Tahir Musa Ceylan
Kendini hafifçe korkutma ve öylece tutmayla, şiddetle korkarak ondan kurtulmanın verdiği bir mutluluk vardır. / Tahir Musa Ceylan
Dövme sığırlardan sonra denizcilere yaptırılmıştır, boğulanlar ve vurulanlar tanınsın diye. / Tahir Musa Ceylan
Beni en çok korkutan şey insan öldüren insanların, ben insana hemen hemen sağlıklı insanlar olarak görünmesi olmuştur. / Tahir Musa Ceylan
Yoğun cinsellik yoğun iştahtan değil yoğun saldırganlıktan kurtulmak için yapılır. / Tahir Musa Ceylan
İlkel bir canlıyla karşılaşıldığında yakınlık, ilkel insanla karşılaşıldığında yabancılık duygusu gelişir. / Tahir Musa Ceylan
Yankesiciler en çok parti mitinginde cepçilik yapar, alkış için eller kalktığında ceketteki cepler ve ortak bir ruha yamandığında zihindeki düşünceler korumasız kalır. / Tahir Musa Ceylan
Küsmek, karşıdakinin kendini benimle tamamlamasının önüne geçerek eksik kalan onu bana mecbur bırakmak demektir. / Tahir Musa Ceylan
Bu dünyada içinde kaybolup gidebileceğin en derin iki yapı insan sesi ve insan yüzüdür. / Tahir Musa Ceylan
Talebeydim ve silgim bir parça araba lastiğiydi, defterleri yırtar kendi eksilmezdi; oradan bilirim, sözü lastikli adam kaybetmeye dayanamayan adamdır. / Tahir Musa Ceylan
Suçluyla suçsuz arasındaki fark suçlunun beyninde suça ilişkin kayıt bulunmasıdır / Tahir Musa Ceylan
Başat başatlığını, eksiğini yoksama alışkanlığındaki insanlar sayesinde sürdürür. / Tahir Musa Ceylan
Beynin farklı yerlerini istediğimiz gibi uyarabilseydik, hiçbir deneyim yaşamamış olsalar bile dünün bebeklerinden bugünün erişkinlerini yaratabilirdik. / Tahir Musa Ceylan
İngiltere'de son 30 yılda 18 yaş altında esrar kullanımı 18 kat, toplam kullanıcı 8 kat, günlük doz 4 kat artmış, dünya artık zehirli bir yerdir; bugün tanışacağınız kişi o yüzden ya zehirlenmiştir ya da zehirlenmiş olandan etkilenmiştir. / Tahir Musa Ceylan
Büyük yaratıcılar sıklıkla önceki kuşaklarında kalpazan, sahtekar, düzenbaz ve gözbağcı olan ailelerden çıkar. / Tahir Musa Ceylan
Nesnelerin aslı öyle değildir, sese ve renge çevirmek, onları anlamak için bizim yaptığımız işlemdir, her canlı öyle yapmak zorunda değil, nesneyi elektromanyetik radyasyona çevirerek 'gören' yılan var mesela. / Tahir Musa Ceylan
Ayakkabısı varsa zengindir, kolu bacağı varsa sağlıklıdır derim ve sokağa baktığımda gülen insanlar varsa dünya iyiye gidiyor derim / Tahir Musa Ceylan
Mayayı keşfettiğinde ekmekten önce şarap yapmış bir soydan geliyoruz; insan hakkında biraz daha düşünmemiz ve duyguyu doymaktan önceye almamız gerekiyor. / Tahir Musa Ceylan
Zeki bir insanda dünyaya karşı anlayışsızlık ve körlük gelişmesi, hayatın tek bir unsuruna uzun süre bağlı kalmak nedeniyledir. / Tahir Musa Ceylan
İyilerin sahte kötülerin sahici görünmesinin nedeni dünyanın kötü bir yer olmasındandır. / Tahir Musa Ceylan
İletişimle toplum arasındaki ilişki neyse sinir ağlarıyla zihin arasındaki ilişki de odur. / Tahir Musa Ceylan
İnsanın büyüklük duygusunu onaylıyorum, ancak ışık dünyaya vurup evrenin derinliklerine doğru gidiyorsa eğer, uzayda çok büyük perdelere ancak sığabilecek sayısız insan görüntüsü dolaşıyor zaten, ek olarak küçücük dünyanın üzerinde gönlübüyüklük yapmaya h / Tahir Musa Ceylan
Eğer bir evde uzun etek iki sene sonra kısa etek, dört sene sonra bluz, altı sene sonra şilte, sekiz sene sonra yorgan yüzü olmamışsa, o evin çocuklarında hayata karşı tutumluluk, doğaya ve insana karşı derin bir sorumluluk gelişmesi zordur. / Tahir Musa Ceylan
Matematikle astrofizik arasındaki ilişki neyse nörokimya ile psikoloji arasındaki ilişki de odur. / Tahir Musa Ceylan
Konuşan değil konuşamayan yazarsa iyi olur, dili olmadan yazısı olmak iyi bir kontrasttır, asimetrisini büyütemeyen gelişemez. / Tahir Musa Ceylan
İnsanları anlamak değil de onlara anlaşıldıklarını hissettirmek önemliyse, anlayanlar ve anlaşılanlar olarak bu çok taraflı bütünlüğün içinde tek taraflı herşey yok hükmündedir. / Tahir Musa Ceylan
Yaratma depresyondan çıkma sürecinde gerçekleşir, en dibe gider, hızlanarak döner, tepeye sıçrarsın; dipten gelenler dibi görmeyenlerden bir baş yukarıdadır. / Tahir Musa Ceylan
En sevdiğim kelime 'yesari' oldu, içinde birbirini tekrarlamayan, 'o', 'u', 'ö' gibi fonetiği bozuk olanların dışında kalan, ince-kalın-ince olarak ardışık biçimde dizilen sesliler ve onların arasına usulca sokulmuş dili tatlı biçimde tırmalayan 'r', ıslı / Tahir Musa Ceylan
Paranoya çemberini geceler tamamlar sabahlar kırar, gecenin tamamladığı çemberi kıramayan bir sabah olursa, o gün paranoid paranoyasını uygular / Tahir Musa Ceylan
Emosyon konusunda en yanıltıcı kişiler Hintlilerdir. Sanki orada herkesin sadece kendine yönelik bir dili var. / Tahir Musa Ceylan
Psikiyatrik bozukluk enerjinin korunumundan sapma halinde ortaya çıkar, tedavi ise organizmayı psikoenerjinin verimli kullanımına yeniden döndürmekle sağlanır, bunun yolu da kişiye enerji kaybettiği alanları göstermekten geçer. / Tahir Musa Ceylan
Bizlerin saksı için yoğurt kabı toplamak, otopark varken sokağa araba bırakmak, evin içini boyayıp dışını bırakmak gibi halleri, göç eden kavimlerken yaptığımız gazeli çanak, avucu bardak olarak kullanmak, çadırın kazığına at bağlamak, yanısıra içine kili / Tahir Musa Ceylan
Şehirleşme, halk en lüzumsuz şeyleri tutkuyla istemeye başladığında ancak tamamlanır. / Tahir Musa Ceylan
Bebeğin içsel bir dünyadan dışsal olanına geçtiğini gösterir önemli bulgu, hem anne hem bebek rolüne soyunup kendi kendini sallamasıdır. / Tahir Musa Ceylan
Birbirinize çok benzemeye başlarsanız ortaklığın gücünden, güveninden insanlarda göze batan çok şey görmeye başlarsınız. / Tahir Musa Ceylan
Beynimizde başkasının hareketini kendi hareketimizmiş gibi anlayan ayna nöronlar var, karşıda iki el sıkıştığında, bunu kendi elimiz yapıyormuş gibi algılamak bizi ortak bir varoluş düşüncesinden başka nereye götürebilir ki? / Tahir Musa Ceylan
Gerçek kurum kendine toplumsal gereksinimin azalması yönünde, sahte kurumsa artması yönünde çalışır. / Tahir Musa Ceylan
Dünyanın üstündeyken kendini dünyadan kurtarmanın huzuru vardır, böylece huzur, bir durumdayken başka bir ya da fazlası durumu da elde tutma kapasitesi demek olur. / Tahir Musa Ceylan
Normalin sınırları vardır, şizofrenler çocukken kenarı, köşesi olmayan yuvarlaklarla daha çok ilgilenirler mesela / Tahir Musa Ceylan
Bireysel olarak insanlarında 'güçsüzlük' kültürü olan toplumların alt gruplarında güçsüzlük duygusunda ortaklığın yarattığı coşkuyla çocuksu bir 'güçlülük' duygusu oluşur. / Tahir Musa Ceylan
Allah'ın hakikatinin hisedilen tarafı sonsuzluğunun olması, düşündüren tarafı ondan kurtuluşun bulunmamasıdır. / Tahir Musa Ceylan
Hayat hiçbir potansiyeli boşa harcamak istemez, ama potansiyel kendini hazır tutarak ona fırsat tanımayı bilmelidir / Tahir Musa Ceylan
Serbest çağrışım beyinde fizyolojik haritalarla karşılandığında psikanaliz bilim olacaktır. / Tahir Musa Ceylan
Herkes herşeye katılır, kimyada gözlemciler bile moleküllere katılırken insan birbirine bulaşmadan ne kadar durabilir. / Tahir Musa Ceylan
Süt, sevgi, bilgi. Bebek her şeyi içine alarak büyür. Hareket, besleme, sevme, düşünme. Aldıklarını bedenine, zihnine yayarak olgunlaşır. Altından, ağzından, elinden kaçırma. Aldıklarını tutamayarak ölür. / Tahir Musa Ceylan
Obsesif-paranoid dizgede kişilik bozukluğu olanlar en soyut konuyu bile örneklendirerek anlatırlar, somutlaştırma dar kafaya iyi gelir çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Akıl kir gibi yavaş yavaş büyür, çok büyüdüğünde hatta kendi de kirden farksız olur. / Tahir Musa Ceylan
Büyüme nesnelerle ilgili bilgi kırıntılarından dünyalar kuran logaritmik bir öğrenmedir. / Tahir Musa Ceylan
İnsanın içinde durdurucu düzenekler zayıfsa, bunların dışarıda kurulması gereklidir. Ahlaki öğretiler ve din sanıldığından lüzumludur. / Tahir Musa Ceylan
Yemek doyma değil, ilaç gibi tedavi aracıdır, açlıksa insandaki eksiklik değil hastalıktır, o yüzden açlığın giderilmesi toplumun omzundadır. / Tahir Musa Ceylan
Melankolikler yitirilen nesneyi tamir etmek için onu içlerine almaz, onarımı dışarıdaki bir tezgahta yaparlar, bu tezgah bir kadın, bir erkek, bir ideoloji ya da edebiyat felsefe gibi bir alan olabilir, onarım bittiğinde nesne hırpalanıp tükenmiş olur, am / Tahir Musa Ceylan
Nesneleri anlamak için sadece nesneler yetmez, onların öncesi ve sonrası da gerekir. / Tahir Musa Ceylan
Şu Afrika'nın güney doğusundaki sıcak mağaralar olmasaydı biz olmayabilirdik, şu Avrupa'nın batısında, Amerika'nın ortasında benzer başka mağaralar olmadığı için hiç olmayanlar, olmadığı bile akılda kalmayanlar olduğu gibi. / Tahir Musa Ceylan
Çalışkanlarla sosyaller haksız, ölçüsüz biçimde öne çıkıyor; duyarlı onca insandan dünya faydalanamıyor. / Tahir Musa Ceylan
Çocukların enerjilerinin yüksek olması hayatta kalmaya çalışmamalarından kaynaklanır, en çok hayat tüketir çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Değil Freud bilgisi, 'ruh' kelimesinin bile olmadığı ücra köyde ruhumu yararak analiz yapmış gibiyim kendime, vaktiyle ahırda ameliyat yaygındı bu ülkede. / Tahir Musa Ceylan
Her duygunun kendi düşüncesi vardır, buradan her düşüncenin de bir duygusu olacağı fikrini çıkarmayın ama, duygusuz çok düşünce vardır dünyada! / Tahir Musa Ceylan
Kaz Dağları'nı alıp şu taraftan bu tarafa taşıyorum, kimse bir şey demiyor, çünkü ben varolmayan hakikatler yaratıyorum. / Tahir Musa Ceylan
Milliyetçilik, anarşistlik siyasi özellikler değildir, insan işletim sistemleridir. / Tahir Musa Ceylan
Dürtüsel insanlar; dürtülerini kontrol etmek peşinde algılamasını derinleştirir, hesaplarını detaylandırır, kişiliğini geliştirir. Dürtüsel olmayanlarsa zamanla tekdüze yapı ve dar bir kişilikte kalır. / Tahir Musa Ceylan
Gece garip bir şeydir ve olmaması gerekir, o yüzden ışıkça yeniden ve yeniden yok edilir. / Tahir Musa Ceylan
Üstün yaratıcılar alt basamakları tek hamlede atlayarak, doğrudan kendini gerçekleştirmeye yönelir. / Tahir Musa Ceylan
Akıl hastalarını toplumun sağlıklı en alt grubu taşır, çünkü ancak o toplumsal katmanda hastaların toplumsal yararmaliyet oranı makul bir düzeye ulaşır. / Tahir Musa Ceylan
Yeryüzünde insan birlikleri vardır, sorumlu insanlar birliği, saldırgan insanlar birliği, atik insanlar birliği, tembel insanlar birliği gibi. Aile, takım, parti, cemaat gibi insan meclisleri ise farklı birliklerden üyeler bir araya geldiğinde ancak kurul / Tahir Musa Ceylan
Benim beynim kendini ve bedenini, yanı sıra karşısındakinin beynini ve bedenini kullanıyor ve başkasının beynine kendini ve bedenini kullanma izni veriyor; aramızdaki ortaklık böyle sağlanıyor, sorun bu izin verilmediğinde çıkıyor, bu bir sorun çünkü insa / Tahir Musa Ceylan
Kişisel özgürlükler karşıt doğal zorunluluklara yol açar, volonterizmle ilerledikçe deterministik bir sonuçla karşılaşırız. Bütün insanların sınırsız bir özgürlüğe sahip olmasından korkmamamın nedeni budur. / Tahir Musa Ceylan
Acı çok dağılmış insanın kendini toplama aracıdır, onu matkap gibi kullanıp kişi psikolojik kaya katmanına ulaşır ve o temel üzerinde kendini yeniden kurar. / Tahir Musa Ceylan
Yaşamdaki her tek tecrübeye karşılık gelen bir sinirsel aktivite varsa, her tekrar eden tecrübeye karşılık gelen de sönen bir beyin vardır. / Tahir Musa Ceylan
Yaşadıklarımıza birer ad verirsek biyografimizi, onlardan birer öykü çıkarırsak benliğimizi oluştururuz. / Tahir Musa Ceylan
Önce tepki gösterir sonra düşünürüz, ama önce düşünmüş sonra tepki göstermiş gibi yaparız. / Tahir Musa Ceylan
Hayat olayları bir yöne doğru akıtırsa insanları da o yöne doğru döndürmeye başlar. / Tahir Musa Ceylan
Kimliğimiz, kendimizi algılama ile toplumun algılaması arasındaki uzlaşma çabalarının tümüdür. / Tahir Musa Ceylan
Kadınsılık, bağımsızlık ve doğurganlık potansiyelini eşzamanlı gösterebilme özelliğidir. / Tahir Musa Ceylan
İnsan ilk ava çıktıktan sonra sınır çizmeye başlamıştır, çünkü sadece avcı canlılar 'egemenlik' alanı belirler. / Tahir Musa Ceylan
Dişinin yumurtası azdır, o yüzden en iyi erkeğe mecburdur, erkeğin spermi ise çoktur en kötü dişiyle de olsa kaybedeceği yoktur. / Tahir Musa Ceylan
İyilik iyi olarak devam edebilmek için iyi olmayandan geçmek zorundadır, çünkü ancak bu durumda iyilik kendi üzerinde bir denetim kazanarak canlılığını sürdürebilir, denetimsiz her şey sonsuz bir enerjiye sahip olmadıkça ölmeye mahkümdur çünkü; buna rağme / Tahir Musa Ceylan
Cildindeki elektiriği içsel bir güçle değiştirebilirsen başkasıyla eşduyum yapma yetini de arttırmış olursun, derisi insanın çünkü en az kendisi, en fazla başkası olan yeridir. / Tahir Musa Ceylan
Önce ateş edip sonra hedef belirleyen insanlarla yaşamışsa, bir yaradan ölmemeyi öğrenmiştir. / Tahir Musa Ceylan
En çok hayat gibi bir dengesi olan adamları ve ahiret gibi karanlığı ve aydınlığı birarada tutan kadınları severim. / Tahir Musa Ceylan
Ruh genleşme kapasitesi en yüksek elementtir. Hiç bulaşmayan soygazların tersine soysuz bir gaz gibi büzülür bulaşır, şişer yapışır, söner zavallılaşır. / Tahir Musa Ceylan
Sürece hakim değilsen sıkıntı duyarsın, sıkıntı ya seni süreçten geri alır ya da ona hakimiyet için çalışmak zorunda bırakır. / Tahir Musa Ceylan
Biz beynimizle yalan söyleriz ve beyin yalanı başkasına söylemeyi beceremez hale gelirse, kendine söylemeye başlar. / Tahir Musa Ceylan
Beynimizde 'von Economo' dediğimiz sosyal sinirler var, sayıları gün geçtikçe artıyor, insanın gelişkinliği ortaklığının ve ortaklarının bilincinde olmasıdır. / Tahir Musa Ceylan
Kadınlar ilk doğumda tecrübe ettikleri halde, acı içinde kalma pahasına neden sonraki çocuklarını doğurur? Çünkü annelik hormonu oksitosin, ilk doğum sırasında beynin kayıt yapmasını engeller. / Tahir Musa Ceylan
Gerçeği insan hafızasındakiler kadar yaşar, beyninin daha derinindekiler kadar değil. / Tahir Musa Ceylan
En somut haliyle mutluluk dokunduğumuz koktuğumuz tattığımız şeyler üzerinden gelir. / Tahir Musa Ceylan
Kızmışsa, vurup kırıyorsa zaptedilmek yoluyla kendine dokunulmasını arzu ediyor olabilir. / Tahir Musa Ceylan
Metabolizması hızlı olandan düşünce değil, 'eylem canlısı' olur; şahin mesela. İnsana yakın olan kurnazlaşır, karga mesela. İnsanın tabiata yetecek metabolizması yoktur, boşluk doldurur, akıl mesela, akıl kurnazlıktır aslında. / Tahir Musa Ceylan
İnsan gün içinde kısa süreli gerilemeler yaşar, benlik rezervini güçlendirmek, yalnızlık potansiyelini arttırmak ve kendi büyüsüne inanmak için gereklidir bu. / Tahir Musa Ceylan
İçilen sıvının, bedenin her köşesine dağılıp sonunda idrara gitmesi; canlıda olağanüstü bir toplama sistemi olduğunu gösterir. / Tahir Musa Ceylan
Dünyanın en uzun adamının, kısa boylu Çinlilerin arasından çıktığını öğrendiğimde en büyük gücün çokluk olduğunu anlamıştım. / Tahir Musa Ceylan
Devekuşları bir erkeğin yuvasına yumurta bırakır ama onu başka erkek döller, babalık yapan herkes baba değildir / Tahir Musa Ceylan
Dışarısının tasallutundan kurtulduktan sonra iç ve dış dünya arasına fark koymadan yaşarsan bambaşka bir doygunluğa ulaşırsın. / Tahir Musa Ceylan
Beynimiz şemalarla işler, hep sabit şemalarla yürürse 'tutarlı', değişken olanlarla ilerlerse 'kişiliksiz', bazen sabit bazen değişken şemalarla giderse de 'aklı başında' oluruz. / Tahir Musa Ceylan
Dünyada herşeyin bilindiği gün felsefe yine olacaktır, insanın en az bir bilinmeyene ihtiyacı vardır çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Güneyde büyümek, sahtecilik öğrenmek; kuzeyde büyümek, iç disiplin edinmek demektir. / Tahir Musa Ceylan
Şimdi olmazsa sen olmazsın, ama sen olmazsan şimdi de olmaz, o zaman sen zaman mısın? / Tahir Musa Ceylan
İnsan olmanın, sahip olduğu sadelik, adalet, itidal, sadakat, basiret, merhamet, bağışlama, alçakgönüllülük, hoşgörü, cesaret, saflık ve aşkla pozitif bir sonsuza doğru gideceği yolun bitmeyeceğini varsayarsak, insanlıktan çıkmanın da o nedenle, gösteriş, / Tahir Musa Ceylan
Haset mi öfke mi dersen öfkeyi seçerim, öfke doymasa da geçer, haset doysa da devam eder. / Tahir Musa Ceylan
Maddenin hem var hem yok olan bir yapıda olduğunu en iyi elektronların yörünge atlaması sırasında görürüz, yörüngeden yörüngeye yok olarak atlar onlar. Aslında çekirdekteki proton ve nötronlar da hem var hem yokturlar, ama onlar çok daha küçük bir alanda / Tahir Musa Ceylan
Açık deniz yolculuklarında içme suyu kurtlanınca denizciler yanına su yerine alkol almıştı, gemicilerin çoğu o nedenle alkoliktir; bazı şeylerin nedeni sandığımızdan basit olabilir. / Tahir Musa Ceylan
AlDS ve vebadan koruyan aynı gendir, veba Avrupa'da heladan, AlDS Afrika'da maymundan gelmişken, bedenin kendine verdiği görevi dün yaptığından farklı olarak bugün beyin zihne vermiyor ki Avrupa yaşıyor, Afrika ölüyor. / Tahir Musa Ceylan
Huzur sabitlikte, heyecan değişimde, mutluluk küçüklükte, büyüklük aşkta vardır. / Tahir Musa Ceylan
İnsanda mahrem alan 0. 5 metre, kişisel 1, 2, sosyal alansa 3 metredir. Şiddet suçu işleyenlerde kişisel olan dört kat daha geniştir, o yüzden onlara 5 metreden fazla yaklaşmamalı, yoksa tecavüze uğramış hissederler kendilerini. / Tahir Musa Ceylan
İnsanın en kolay gösterdiği duygu hainlik, en zor ortaya çıkarttığı davranışsa basirettir. / Tahir Musa Ceylan
İçine ortaklık koymadığınız bir eylem insan için doyurucu değildir, zemininde ortaklık düşüncesi olmayan bir fikir kapsayıcı ve her adımda tamamlanarak doğrulanıcı biçimde açıklayıcı değildir, içine ortaklık güdüsü koymadığınız bir canlı yaşayabilir değil / Tahir Musa Ceylan
Beyin kategorik bir yerdir, fonksiyonların fonksiyonunu yaparak basit biçimde çalışır, anlaşılmazlığının nedeni girenin çıkanın ve işlemcinin fazla olmasındandır, insan değil ama iyi bir bilgisayar günün birinde onu anlayacaktır. / Tahir Musa Ceylan
Nasıl bedene giren besin hemen metabolize edilirse, dünyaya açılan yerel kültür de öyle derhal sindirilir. / Tahir Musa Ceylan
İnsan olarak sürünenlerin hay huy içinde erken ölmesinin nedeni, sürüngenlerin koşarken nefes alamamasına benzer bir durumdur! / Tahir Musa Ceylan
Göz göze temas uzadıkça algısızlık oluşur, çünkü o zaman karşıdaki nesne olmaktan çıkarak içe girip ikinci bir 'ben' olur. Benlik iki 'ben'i bir arada tutamayamayacağı için dağılır; benliği dağıtmanın kısa yolu onu nesneye boğmaktır. / Tahir Musa Ceylan
Organikleşmek, organize olmaksa sonuçta inorganikte tıkanmış bir şey vardır, sakın bu bilgisizlik olmasın. / Tahir Musa Ceylan
Kişi yalnızca etrafındakileri değil, kendini de değişkenlerden biri konumuna sokarsa gerçek bir insan olur. / Tahir Musa Ceylan
Bile bile tehlikeye giren insanlar vardır, kendini harap etmek acı duyarak kendini farketmek içindir. / Tahir Musa Ceylan
Nasıl ışık retinaya düşünce bir dizi değişiklik sonunda mucize bir görüntü ortaya çıkarsa, duyu ruha girince de aynısı olur; diyelim açlık ve beraberinde görülen şiddet bir evrilmeden sonra insanlığa karşı intikamcı bir ruh yaratır. / Tahir Musa Ceylan
Şizofren kafasındakileri kovamayan demektir, evinize sürekli misafir geldiğini ve hiçbirinin gitmediğini düşünün. / Tahir Musa Ceylan
Başkasının incinebilirliğinin farkında olmak kendi incinebilirliğine karşı, kendi incinebilirliğinin farkında olmaksa başkasının incinebilirliğine karşı küntlük gelişmesine neden olur. / Tahir Musa Ceylan
Seni yetiştiren hem iyi hem kötüyse sen kendine, 'iyi' + 'kötü'2 = 'şöyle böyle' dersin. / Tahir Musa Ceylan
İnsanın hayatı üzerinde kendisinin olduğu kadar eski kuşaklarının da bir yürüyüşü vardır; onların ve kendisinin biriktirip de yapmadığı mutasyonlar yaşlılıkta peşpeşe gelir çünkü, 40 yaşına kadar 660 defa bölünüp de başına pek bir şey gelmeyen spermatogoi / Tahir Musa Ceylan
Bir insan kendini izlemezse asosyal kalır, kendini izlemeyi öğrenmek de bebekken anne tarafından izlenmekle başlar. / Tahir Musa Ceylan
Büyük bir adam biyolojik olarak küçük bir nedenle büyük olabilir; küçük bir adam da felsefi olarak büyük bir nedenle küçük yaratılmış olabilir. / Tahir Musa Ceylan
Kendini başkasına bırakmamak büyük sakatlıktır, aslı çünkü onun kendini kendine bırakmamaktır. / Tahir Musa Ceylan
Her 'şey' küçülüp atomize oluyor, ülkeler, aileler, kişiler. Şeylerde artık güç yok. / Tahir Musa Ceylan
İçimizdeki bir gölge dışımızdaki bir nesneye benzemeye başlarsa ikisi derhal ilişki kurar. / Tahir Musa Ceylan
Suçluluk kişinin yaptığı davranışların etrafındaki olayların akışına ters olduğunu anlamasından, saldırganlıksa olayların akışını kendi davranışları istikametine çekme çabasından kaynaklanır. / Tahir Musa Ceylan
Narsisistlerin tenleri ince olur, o yüzden tatlı ve incinir yapıdadırlar ve yine o yüzden bencil olurlar. / Tahir Musa Ceylan
Hezeyan, kaygan ve belirsiz dünyaya dayanamayan birinin yaptığı sabitleme işlemidir. / Tahir Musa Ceylan
Bileşmenin, birleşmenin olduğu her yerde organizatöre ihtiyaç vardır; insan da bir bileşimse eğer kendini idare edecek bir benliğe ihtiyacı olacaktır. / Tahir Musa Ceylan
Bunalma, uykuda bozulma, karında yağlanma ve beyinde tıkanma. Bunlar beraber gider. / Tahir Musa Ceylan
Duygusal uyaranın yaptığı iç ortamımızı değiştirmekse, düşünsel uyaranın yaptığı da dış ortamımızı değiştirmektir. / Tahir Musa Ceylan
Başarılı adamlar yaşamlarını bütünüyle kontrol etme hayaline ve gücüne sahiptir. / Tahir Musa Ceylan
Einstein'ın eski yeni bütün giysileri aynıydı, sadece otistikler çok başka bakarlar. / Tahir Musa Ceylan
Süt veren annelerin takıntıları kaybolur, süt verileni beslediği kadar vereni de iyileştirir çünkü. / Tahir Musa Ceylan
Bugünlerde savaşın bilimi, barışın efsanesi var, umarım yarın barışın bilimiyle savaşın efsanesini kurabiliriz. / Tahir Musa Ceylan
Kolay mutluluk, insanlar için çalıştığı açık olan insanların mutluluğuysa, hissedilmesi zor mutluluk da insanlar için çalıştığı gizli kalmış olanların mutluluğudur. / Tahir Musa Ceylan
Bir toplumda uzun yıllar patolojilerin sürmesi geniş ailelerin, kabilelerin varlığına bağlıdır, onlar patolojiyi dışarı çıkmadan emer ve tıptan farklı olarak toplum onu ancak dışarı çıktığında patoloji olarak kabul eder. / Tahir Musa Ceylan
Her insanın işkence devresi bebekliğidir, orada ehlileşir, o yüzden erişkinliğinde kimse asi değildir. / Tahir Musa Ceylan
Kendini çok sevenin nesnelere sevgisi azdır, nesneleri çok sevenin de kendine ilgisi azdır. / Tahir Musa Ceylan
Alıcı bir organizma kendine karşı verici bir toplum olmadıkça büyüyemez, sosyal her yapı o yüzden alıcıları giderek verici hale döndüren düzenekler olarak iş görür. / Tahir Musa Ceylan
Nasıl kan şekeriyle açlık, ozmolaliteyle susuzluk, hormon düzeyiyle cinsellik arasında doğrudan bağ varsa, endorfinle ağrı eşiği ve sabır arasında, zayıf kalp kapaklarıyla korku ve panik arasında, derinin elektriği yavaş iletmesiyle dokun(ul)mayı sevme ve / Tahir Musa Ceylan
Empati dilsizlikten çıkmıştır. Dil geliştikçe empati azalır. Çünkü dil olunca anlamaya çalışmaz sorarsın. / Tahir Musa Ceylan
Başarılı her insan, en azından kendi programını yapmaya yetecek kadar dışarıya kapalı olmak zorundadır. / Tahir Musa Ceylan
Gelişen organizmanın ayrıntılı bir planı, ölen organizmanınsa bu planın getirdiklerine yetişemeyen bir yanı vardır, yaşamını uzatmak isteyen gereğinden fazla plan yapmasın. / Tahir Musa Ceylan
İyilik sonuçtur kötülük sebep, iyilik uzun kötülük kısa sürer, iyilik yavaş gelir yavaş gider, kötülük hızlı gelir hızla kaybolur gider, iyilik yüzeyseldir kötülük derin, iyilik dengeyi bozar kötülük kurar ve dahi iyilikten sonra kayıp kötülükten sonra ka / Tahir Musa Ceylan
Ekmeği elbiseyi işçiler yapıyor, ekini köylüler yetiştiriyorlar, sonra yaptıklarını kendi ürünü değilmiş gibi satın alıyorlar. / Tahir Musa Ceylan
Madde yavaşlıkla oluşmuştur, çok hızlı bir şeyin maddeliği ve maddiliği kalmayabilir. / Tahir Musa Ceylan
Şiddet algılaması güç olanlar içindir, bağırmanın işitmeyenler için olması gibi. / Tahir Musa Ceylan
İnsan tam olarak kendine güvendiğinde sıkıntı yok olduğu kadar zevk de yok olur. / Tahir Musa Ceylan
Ölecek ağaçlar hazin biçimde çiçek açar, birini doğurmak daima kendini öldürerek olur. / Tahir Musa Ceylan
Birincil narsizm hayvana, ikincil olansa insana bağlıdır, o yüzden ilki haklı, sonraki hastalıklıdır. / Tahir Musa Ceylan
Psikolojik bozukluklar çoğunlukla ya suyla oynayarak ya çok su içerek ya da suyunu tutamayarak başlar. / Tahir Musa Ceylan
Dünyayı kadınların kurduğunu Maria Theresia'dan anlayın, yaşayan 13 çocuğunu ülkelere kral, kraliçe ve düşes göndererek bütün bir orta Avrupa'yı neredeyse tek başına yapmış / Tahir Musa Ceylan
Yaşamın her yerinde irili ufaklı döngüler vardır, birinin üstüne biner, bindiğin noktaya ama kısa ama uzun sürede geri dönersin; kötü yaşam döngü üstüne döngüdür, iyi yaşamsa en büyük döngüyü bularak ve üzerinde tek sefer dolanarak sağlanır. / Tahir Musa Ceylan
Psikanaliz sırasında analizana analist düşüncelerini, kendine yapay bir hayat kurması için ödünç verir, sonra da onları geri almaz; düşüncelerin geri verilememesi feci bir şeydir. / Tahir Musa Ceylan
Nüfusu çok az ve çok fazla olan türlerde hayatta kalmak için işbirliği zorunlu olduğundan bencillik görülmez, dokuz milyar insanın yaşayacağı bir dünyada o yüzden bencilleri darağacında görebiliriz. / Tahir Musa Ceylan
Babam gibi olmalıydım, babam gibi olamazdım, ancak ona acıyarak kendimi kurtardım. / Tahir Musa Ceylan
Suçluluk ve adalet duygumuz, tek başına ve kopuk değil, bütüne ait, bütünün diğer parçalarını da kendimiz bildiğimiz bir varoluşumuz olduğuna dair somut kanıttır. / Tahir Musa Ceylan
Gençlerin canlılığı beyinlerinin kendi içinde kolay seçim yapacak farklılıklar yaratamamış olmasındandır, uzmanlığı olmayan telaşı bitirecek doğru kararı alamaz. / Tahir Musa Ceylan
İnsanı bazen yetersizlikleri üstün yapar, Paganini mesela 'Ehlers-Danlos Sendromu' denen ve keman çalmak için insanın elini kolunu 'kırık' hale getiren bir hastalığa sahipti. / Tahir Musa Ceylan
Sinüs düğümü aydınlardır, sürekli uyarırlar, ventrikül kasları işçilerdir, çalışırlar, kapaklar bürokratlardır, vergi toplamadıkça geçişe izin vermezler, damarlarsa kadınlardır kesintisiz beslerler; her ülke vakti geldiğinde ölmeyi bilen bir kalptir. / Tahir Musa Ceylan
Dünyanın aşırı farkında olmak bilim adamı, kendinin aşırı farkında olmaksa hasta yapar. / Tahir Musa Ceylan
Evrenin heryerde görülen temel etkisi birleşme, bütünlenmedir. Patlama, ayrışma, dağılma ancak daha fazla bütünleşmenin olamadığı yerde ortaya çıkar. / Tahir Musa Ceylan
Arkadaşlığın, dostluğun köklerinde basit, somut etmenler rol almış olabilir, soğuk mağaralarda sarılmakla artan ısıyı koklayan derimizdeki ısı algılayıcılar gibi mesela. / Tahir Musa Ceylan
Benim sorunum gözlerimin yarattığı boşluğu dilimin doldurmaması, görevini aklıma aktarmasıdır. / Tahir Musa Ceylan
Bazen çok bildim zannedersin, en büyük hatayı o zaman edersin, Melanie Klein çocuğunu analiz etmiş ve peşinden o çocuk intihar etmişti. Hayat bilgisizlik denizinde yüzenlere şımarmaya yetecek kadar yüzeysel bilgiyi ancak verir, kendisi oysa bütünüyle bili / Tahir Musa Ceylan
Varlığını boyutlarının ötesine taşımışlar bazen hayranlık bazen öfke, gerisinde bırakmışlarsa bazen saygı, bazen acıma duygusu uyandırır. / Tahir Musa Ceylan
Kim yumurtasına sahip çıkarsa o en gelişmiş olandır; balık suda, sürüngen kumda, timsah ağzında, kuş yuvasında, kanguru torbasında, insan karnında saklar onu. / Tahir Musa Ceylan
Modern dönemde 'benlik' kendini mekandan kurtarmış durumda, zamandan da kurtarabilirse eğer insan kendini sınırlayan canlılığın dışına çıkmış olur. / Tahir Musa Ceylan
Canlı kapalıdır, açıldığında ancak kapalı başka bir canlıya bağlı oldukça hayatta kalır. / Tahir Musa Ceylan
Yorumlar ( 0 Adet ) 💬
Henüz yorum yazılmamış.
İlk yorum yazan sen ol!
Misafirlerin Şu Anda Baktığı Ünlüler
0💬

3💬

6💬

2💬

Bugün Doğan Ünlüler ( 27 Ocak )
Clarissa Pinkola Estes Amerikan Jung analist, travma sonrası uzmanı, yazar ve sözcük sanatçısı.
William Carlos Williams ve sağlık meslek çalıştı diğer şairlerin benzer, Estes 45 yıldır klinik uygulamaya bir sertifikalı kıdemli analisti Jung olduğunu. Birlik Enstitüsü & Üniversite [1981], onu doktora, kültürel ve aşiret grupları sosyal ve psikolojik desen çalışmaya etno-klinik psikoloji iςi... Devamını oku >>
Hyman Geoɾge Rickoveɾ (27 Ocak 1900 - 8 Temmuz 1986) deniz nükleeɾ tahɾik oɾijinal gelişimini yönetti ve Deniz Reaktöɾleɾ diɾektöɾü olaɾak üç yıldıɾ faaliyetleɾini kontɾollü Biɾleşik Devletleɾi Donanması amiɾali oldu. Buna ek olaɾak, o Shippingpoɾt Atom Santɾali gelişimini yönetti, dünyanın ilk ticaɾ... Devamını oku >>
Charles Lutwidge Dodgson (27 Ocak 1832 - 14 Ocak 1898) ya da daha çok tanındığı takma adıyla Lewis Carroll, ünlü İngiliz yazar, matematikςi, mantıkçı, Anglikan paρazı ve fotoğrafçıdır.
Carroll'ın en ünlü eserleri; Alice's Adventures in Wonderland ("Alice Harikalar Diyarında") ve onun devamı olan Through the Looking-Glass ("Aynanın İςinden") adlı kitaρları ve "The Hunting of ... Devamını oku >>
Mikhail Nikolaevich Baɾyshnikov (ɾusça: Михаи́л Никола́евич Бары́шников; d. 27 Ocak 1948), "Misha" (ɾusça "Mikhail" isminin kısaltılmış şekli) olaɾak da çağıɾılmaktadıɾ. ɾus asıllı ABD'li balet... Devamını oku >>
Wolfgang Amadeus Mozart (Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus Mozart) (d. 27 Ocak 1756 Salzburg , Avusturya - ö. 5 Aralık 1791 Viyana) Klasik Batı Müziği'nde Klasik dönemin etkili ve üretken bestekarlarından biridir. Yaρıtları, senfonileri, konçertoları, oda orkestralarını, piyanoyu, operayı ve korolu müzikleri etkilemiştir. 35 yıllık ömrüne 626 eser sığdırmıştır. Mozart, Avrupalı bes... Devamını oku >>
Bugün Ölen Ünlüler ( 27 Ocak )
Georges Bidault (d. 5 Ekim 1899, Moulins - ö. 26 Ocak 1983, Cambo-les-Bains, Fɾansa) Fɾansız siyasetςi. II. Dünya Savaşı sıɾasında Fɾansız Diɾeniş Haɾeketi'nin (CNR) öndeɾleɾinden. Üç kez dışişleɾi bakanı olmuş, bakanlığının son döneminde Geneɾal Chaɾles de Gaulle'ün Cezayiɾ politikasına şiddetle kaɾşı çıktığı iςin ülkeyi t... Devamını oku >>
Gordon Bitner Hinckley (23 Haziran 1910 ' 27 Ocak 2008) Mormonluk adıyla da bilinen İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi'nin 15. başkanı. Mormon inanışında kilise başkanı peygamber kabul edildiğinden kilise üyelerince peygamber kabul edilir.
Başkanlığa geliş taɾihi olan 12 Maɾt 1995'ten ölüm taɾihi olan 27 Ocak 2008'e kadaɾ kiliseye başkanlık etmiştiɾ. 5 çocuk sahibi... Devamını oku >>
Howard Zinn (d. 24 Ağustos 1922 - ö. 27 Ocak 2010), savaş karşıtı ABD'li muhalif, tarihςi, akademisyen, aktivist ve oyun yazarı.
Boston Üniversitesi onursal profesörü olan Howard Zinn 24 Ağustos 1922'de New York, Brooklyn'de bir fabrika işςisinin oğlu olarak dünyaya geldi. Gençlik yıllarında üç yıl tersane işςiliği yaρan Zinn, II. Dünya Savaşı sırasında Amerikan Hav... Devamını oku >>
İzak (Isaak) Emmanuiloviç Babel (d. 30 Haziɾan/13 Temmuz 1894, Odessa - ö. 27 Ocak 1940, Moskova), Sovyet/Rus yazaɾ. Konulaɾını genellikle savaştan ve Odessa Yahudileɾinin yaşantılaɾından alan Babel, Sovyetleɾ Biɾliği'nin kuɾuluş döneminde yenilikςi biɾ yazaɾ olaɾak tanınmış, 1930'laɾın başında büyük biɾ üne kavuşmuştuɾ.
... Devamını oku >>
Hasan el-Askeɾi veya Hasan bin Ali bin Muhammed.
Şiiliğin İsnâaşeɾiyye mezhebinde ve onun kollaɾı olan Câfeɾilik ile Alevilik'te "On biɾinci İmâm" olaɾak yeɾ alan ve Ehl-i Beyt soyundan gelen "Hasan el-Askeɾi" İslam Devleti'ni 656-661 yıllaɾı aɾasında döɾdüncü İslam halifesi olan İslam peygambeɾi Muhammed'in amcasının oğlu Ali el-Mû... Devamını oku >>
Jeɾome David Salingeɾ (telaffuzu /ˈsælɪndʒəɾ/) ya da J. D. Salingeɾ; (d. 1 Ocak 1919, New Yoɾk - ö. 27 Ocak 2010, Coɾnish, New Hampshiɾe), 1951 taɾihli Gönülçelen ɾomanıyla ve münzevi yaşam taɾzıyla tanınan ABD'li yazaɾ. Yayımlanmış son özgün eseɾi 1965 taɾihlidiɾ ve son ɾöpoɾtajını 1980'de veɾ... Devamını oku >>
Johann Gottlieb Fichte ( 19 Mayıs 1762, Rammenau - 29 Ocak 1814, Beɾlin), ünlü Alman düşünüɾü. Felsefedeki en önemli kavɾayışı, temel çıkış noktası kendi özgüɾlük anlayışıdıɾ.
Fichte'ye göɾe, iɾade ya da ben, temel geɾçeklik olup özgüɾdüɾ, kendi kendisini beliɾleyen faaliyettiɾ. Ben ya da iɾade dışında heɾ şey ölü ve pasif bi... Devamını oku >>
Louis Geɾmain David de Funès de Galaɾza, İspanyol-Poɾtekizli asıllı Fɾansız oyuncu.
Fɾansa'nın Yukaɾı Seine bölgesinde aɾistokɾat biɾ İspanyol ailesinde dünyaya gelen Louis de Funes, Fɾansa'nın dünya sinemasına hediye ettiği en büyük komedyenleɾden biɾisidiɾ. Hayɾanlaɾı onu filmleɾinde 'sadece yüzünü göɾmek bile gülmek için yeteɾli' diye tanımlamaktadıɾ.
1946 yılınԁa La Tentation ԁe Barbizon... Devamını oku >>