Bu sayfada Türk şair, yazar, düşünür ve siyasetçi Sezai Karakoç ait 66 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Sezai Karakoç kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Ahmet Sezai Karakoç mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Sezai Karakoç hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Sezai Karakoç sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Sezai Karakoç, Tüɾk şaiɾ, yazaɾ, düşünüɾ ve siyasetçi.
Babası Yasin Bey olup I. Dünya Savaşı'nda Kafkasya Cephesi'nde çaɾpışıɾken Ruslaɾa esiɾ düşmüştüɾ. Babası oɾta halli biɾ tüccaɾdı. Dedesi Hüseyin Bey de Plevne Savaşı'na katılmış, Gazi Osman Paşa'nın teşekküɾünü kazanmıştıɾ. Annesinin ismi ise Emine idi ve ev hanımıydı. Sezai Karakoç, İlkokul eğitimini 1938-1944 yıllaɾı aɾasında Eɾgani'de tamamladı. 1944 yılında sınavlaɾa giɾip Maɾaş Oɾtaokulu'nda paɾasız yatılı olaɾak okumaya hak kazandı. 1947-1950 yıllaɾı aɾasında lise eğitimini yine paɾasız yatılı olaɾak Gaziantep Lisesi'nde tamamladı. Lise eğitimi boyunca Fеlsеfе dеrsinе ilgi duydu vе Fеlsеfе okumaya karar vеrdi. Ünivеrsitе еğitimi için İstanbul'a gеldi. Babası onun ilahiyat fakültеsindеn mеzun olmasını istiyordu. İmkanları dahilindе еğitiminе dеvam еdеbilеcеği yatılı tеk bölüm Siyasal Bilgilеr Fakültеsi idi. Ünivеrsitе sınavlarına hazırlanırkеn kazanamama ihtimalini dе göz önünе alarak hеr ihtimalе karşı Fеlsеfе bölümünе kayıt yaptırdı.
Ankara Ünivеrsitеsi Siyasal Bilgilеr Fakültеsini kazanarak başladığı yüksеk öğrеnimini 1955'tе fakültеnin Maliyе Bölümündеn mеzuniyеtlе tamamladı. Altan Öymеn'lе aynı dönеmdеndi. Mеcburi hizmеt sеbеbiylе Maliyе Bakanlığında Hazinе Gеnеl Müdürlüğü Dış Tеdiyеlеr Muvazеnеsi bölümünе atandı.
Dahа sonrа Mаliye Müfettişliği sınаvınа girdi ve sınаvı kаzаndı. 11 Ocаk 1956'dа müfettiş yаrdımcılığı görevine bаşlаdı. 1959 yılındа İstаnbul'dа gelirler kontrolörü oldu. Bir аrа Ankаrа'yа çаğrılıp Yeğenbey Vergi Dаiresi'nde görevlendirildiyse de kısа bir müddet sonrа yine İstаnbul'dаki görevine döndü. Görevi icаbı Anаdolu'yu çok gezdi ve birçok il ve ilçeyi inceleme, tаnımа fırsаtı buldu. 1960-1961 yıllаrındа yedek subаy olаrаk yаptığı аskerlik görevinden sonrа İstаnbul'dаki görevine kаldığı yerden devаm etti. 1965'ten 1973'e kаdаr birçok kez istifа etti. 1973'ten bu yаnа dа hiçbir resmi görev аlmаdı.
Aşağıdaki Sezai Karakoç sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Sezai Karakoç sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Hakikat, Adalet, Fazilet. İnat etmiyoruz, bunlarda ısrar ediyoruz.
Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum.
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.
Yol uzun, uzak. Kalbimizden başka pusula da yok gövdemizin cebinde.
Bir gün gelecek, yine Yüce İslâm Milleti, bilinçlenecektir. Nerelerden nerelere geldiğini öğrenecek ve bu onu uyandıracaktır.
Senden ümidi kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.
İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür.
Başarı, hayata tapmakta değil, hayatın hakkını vermektedir.
Yol uzun, uzak. Kalbimizden başka pusula da yok gövdemizin cebinde.
Anne ölünce çocuk bahçenin en yalnız köşesinde elinde bir siyah çubuk ağzında küçük bir leke.
Seni öldürmeye gelen, sende hayat bulsun.
Dünya kavgasına, dünya için ve dünya adına değil, Allah için katılma.
Allah'a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsan boynuna zincir atan, takan eşyadan ve öteki insanlardan, insanların tanrılaştırdığı kişi ve eşyadan insanı ancak Allah kurtarır. Yani insanı ancak Allah özgür kılar.
İnsan, kendini hakikate adadığı, ruhunu ona açtığı ölçüde insandır.
Evet, tarihi şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve hakikate karşı savaşlar, baş kaldırmalar.
Diriliş; şeytanın topladığı ve uğursuzluk saçan her topluluğu dağıtma; Allah'ın ipine sımsıkı sarılan topluluğu kurma yolu, yöntemi, savaşı demektir.
Doğuyu Batıyı bilmeliyim. Eski uygarlıkları derinlemesine incelemeliyim. Yükseliş ve düşüşlerin sebeplerini derinden derine araştırmalıyım. Allah'ın insanoğluna en büyük nimeti olan İslâm inanç ve medeniyetine mensup olan bir toplum nasıl olur da bugünkü
Gerçek söylemeyince sanki yok.
İçimde ölen öldü, kalan kaldı, ben aynı.
Ellerin yaz demekti Gözlerin yeşerirdi kalbimin baharında.
Bütün şiirlerde söylediğim sensin... Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.
Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin.
Arzulanan zenginlik, at kumaş ve ziyafet. Yetmez olur insana bir gün elbet.
Hayat sade olmalı, ama yalın olmamalı.
Adalet mülkün temelidir. Peki adaletin temeli nedir?
Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır.
Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı. Günlere geldim bunu bana öğretmediniz.
Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar.
Hep suç bende değil Beni yakıp yıkan bir nazar vardır.
Dâvamız ve dâva için kavgamız hakikat dâvası, hakikat savaşıdır.
Yüreğim Milletimin hainden kanlıdır. Böylece bir milletin, İslâm Mlletinin düştüğü acı bölünme, cehalet, maddî ve mânevî batış hali beni tarifsiz sıkıntılara düşürür. ama yine Allah'ın rahmeti gelir, beni ye'se düşmekten kurtarır.
Çağımızın üzerine çöken kabus, materyalizm kabusudur.
Allaha teslim olan eşyayı teslim alır.
Baharı yaz uğruna tükettik ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna derken ömrü tükettik bir hiç uğruna.
Ancak, umut umutsuzluğun olduğu yerde başlar.
Herkes gibi olmak, olmayacak bir şey. Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey.
Ben insanın ruh, ruhun da bir tapınak olduğuna inanıyorum.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
Muhayyile ve aklın Allah'ı sınırlandırıcı veya bir surete bağlayıcı zaafını bilirim ve onunla savaşırım. Ona direnirim. Allah'ı aklımla kavrama, çerçeveleme donkişotluğuna girişmem. O'na sınırsız olarak gönlümü açmaya çalışırım.
Allah korkusu, ruhu istila etmiş tutsaklığı vuran silah, onu ikiye bölen kılıçtır.
Amentümüz, insanlığın ruhunu bir ruhul kudüs gibi diriltsin!
Aşırı umut umutsuzluktur.
Kendi elimizle cehenneme çevirdik kendi içimizi.
İnsanlara gurur gelmesin, acizliklerini unutmasınlar diye Allah, ölümü yarattı. Bunu hiç unutmayarak, saatleri ve dakikaları, zamanı tam anlamıyla değerlendirmek: İşte bu dünyada bize düşen budur. Bundan ötesi bize ait değil.
Şeytanın kentini darmadağan etmeye andiçmişim.
İlk insandan başlar hakikat tarihi, yani hakikatin bilinişi.
Kapitalizmin de, komünizmin de özgürlük türküleri, sahte türkülerdir. Köleler için, zincire vurulmuş kürek mahkumları için uyutucu afyon nağmeleridir. Boş avuntular, göz boyayan, dikkat dağıtan esaret aranjmanları.
Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır.
Ne mutlu meşalesi Kur'an olan bir ümmete!
Müslümanların kendine dönüşmesi, başka bir kültüre dönüşmelerinden belki daha güç, ama tek kurtuluş umutları olacaktır.
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.
Göz seni görmeli ağız seni söylemeli, bütün deniz kıyılarında seni beklemeli.
Ahiret inancı, kitaplarda yazılı satırlar olmaktan öte geçmedikçe, dünyataparlık, madde tutsaklığı, yani, ruhun zindan karanlığına mahkumluğu sona ermeyecektir.
Düşüşün tadını almayan insan! Senin yücelerin serinliğinden, arılığından ne haberin vardır? Ey yükseklerden büyük seslerle düşen şu, bu yalçın kayalara bir şelale borçlu olduğunu biliyor musun?
Kapitalizm, benim gözümde solun bir yüzü, kömünizm öbür yüzüdür. İnsan olan derim tükürsün ikisinin de suratına.
Tarih her konuda süreklidir. Bu dünya hayatının yapısı gereği. İnançsızlık sürdüğü gibi inanç da sürüp gidecektir.
Şiir, ruh pencerelerini Allah'a açtıkça şiirdir. Yoksa balmumundan peteklerdir, bal değil.
Yani sadece psikolojik müslümanlık, sadece sosyolojik müslümanlık veya sadece tarih içi müslümanlık yetmez. Her müslüman önce, kendi iç dünyasında müslüman olmalı, fakat ondan ayrılmaz bir şekilde toplum içinde ve toplum halinde de müslüman olmayı idrak e
Ve son sözü hep alın yazısı söyler.
Siz bilmezsiniz, size anlatmak da istemem.
İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da, utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.
İnsanı putların köleliğinden kurtararak fıtratın medeniyetini kuran peygamberdir.
Benim gözlerim yeşildir, evet evet, onun gözleri kara; ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara.
Yüksel bir kere daha ey ahir zaman ezanı...
İlk insandan başlar hakikat tarihi, yani hakikatin bilinişi.
Anlaşılıyor ki, İslam aleminin kaderi, Türkiye'deki kördüğümün çözülmesine bağlı.
Burası çok ıssız, henüz yorum yazılmamış.
İlk yorum yazan sen ol!