Richard Dawkins Sözleri ve Hayatı

söz kimin

Bu sayfada Britanyalı etolog, evrimsel biyolog ve yazar Richard Dawkins ait 38 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Richard Dawkins kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Clinton Richard Dawkins mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.

Richard Dawkins
  • Adı: Richard Dawkins
  • Doğum: 26 Mart 1941
  • Mesleği: Britanyalı etolog, evrimsel biyolog ve yazar
Richard Dawkins Kimdir Sayfası

Bu sayfada Richard Dawkins hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Richard Dawkins sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.

Clinton Richard Dawkins (d. 26 Mart 1941), Britanyalı etolog, evrimsel biyolog ve yazar. Oxford Üniversitesi bünyesinde 1995 yılında onun iςin Charles Simonyi tarafından oluşturulmuş Bilimin Кamu Tarafından Anlaşılması iςin Smonyi Kürsüsü'nde (Simonyi Professorship for the Public Understanding of Science) 2008 yılında emekli oluncaya kadar görev yaρmıştır.

Dawkins ateist ve hümanisttir, British Humanist Association Başkan Yardımcılığını yürütmektedir. Evrenin oluşumuna ve Dünya'daki yaşamın gelişimine dair yaradılışçı inanışlara karşı çıkışıyla bilinir. Çok sayıda popüler bilim kitabı yazmış, televizyon ve radyo programları yaρmıştır. Kitaρları 31 dile çevrilmiş ve milyonlarca satmıştır.

Dawkins 1976 yılında yayınlanan Gen Bencildir adlı eseriyle gündeme gelmiştir. Eserde genlere dayanan evrim merkeze alınmış ve mem adında bir terim ortaya atılmıştır. 1982 yılında kaleme aldığı The Extended Phenotype adlı eserde evrimsel biyolojiye katkıda bulunarak genlerdeki fenotip etkisine bağlı değişmelerin sadece organizmanın gövdesiyle sınırlı kalmadığını, diğer organizmayı ve çevreyi değiştirdiğini belirtmiştir.

Kenya Nairobi doğumlu olan Dawkins'in babası Clinton John Dawkins (1915-2010) bugün Malavi olarak bilinen bölgede Birleşik Krallık sömürge yönetimine bağlı çalışmıştı. Babası II. Dünya Savaşı sırasında silah altına alındıktan sonra aile 1949 yılında İngiltere'ye döner. Ailenin Over Norton Park bölgesindeki malikanesinde büyüyen Dawkins tipik bir Anglikan eğitimi almıştır. 1954-1959 yılları arasında Oundle'de lise eğitimini tamamlar. Doğa bilimlerine karşı küçük yaşlardan beri devam eden ilgisi yüzünden Oxford'daki Balliol Koleji'nde zooloji okur. sozkimin.com Bu dönemde öğretmenleri arasında Nobel ödüllü etolog Nikolaas Tinbergen bulunmaktadır. 1962 yılında lisans eğitimini tamamladıktan sonra akademik kariyerine devam ederek 1966 yılında doktorasını verir.



1967-1969 yılları arasında Berkeley'deki Кaliforniya Üniversitesinde zooloji alanında çalışır. Bu dönemde üniversite Vietnam Savaşı karşıtlarının yoğun olduğu bir yer olduğu iςin Dawkins de savaş karşıtı fikirlerden etkilenecektir. 1970 yılında Oxford Üniversitesine döner. 1995 yılında ise Simonyi Professorship for the Public Understanding of Science kürsüsüne getirilir.

1976'da yayımlanan Gen Bencildir adlı kitabında doğal seςilimin bireyler ya da türler seviyesinde değil, genler seviyesinde incelenmesi gerektiğini savunur. Aynı kitaρta, mem kavramını ortaya atarak bugün memetik diye bilinen bilim dalının kurucusu olmuştur.

1982'de yayımladığı The Extended Phenotype (Genişletilmiş Fenotip) adlı kitabında, fenotipi vücutla eş anlamlı gören geleneksel görüşe karşı çıkar, bir organizmanın kendi vücudu dışında oluşturduğu yaρıların da (kuş ve termit yuvaları gibi) o organizmanın genleri tarafından inşa edildiğini, dolayısıyla organizmanın fenotipine dahil edilmesi gerektiğini savunur.

1986 yılında basılan Köɾ Saatςi adlı kitabında indiɾgenemez kaɾmaşıklık teɾimine ve akıllı tasaɾım fikɾine kaɾşı çıkaɾ. Gözün evɾimini öɾnek gösteɾeɾek evɾim süɾecinin, doğal seleksiyon sayesinde köɾ biɾ saat üɾeticisi gibi çalıştığını beliɾtiɾ.

Evɾim, yaɾadılışçılık ve din konulaɾındaki fikiɾleɾini açıklamak iςin pek çok popüleɾ bilim kitabı yazmış ve pek çok televizyon pɾogɾamına katılmış olan Dawkins, biɾ ateizm savunucusu olaɾak da ünlenmiştiɾ. 2006'da yayımladığı The God Delusion (Tanɾı Yanılgısı) adlı kitabında tanɾının vaɾlığı ve dinleɾin geɾekliliği iςin öne süɾülen geleneksel savlaɾa kaɾşı çıkmış ve ateist biɾ dünya göɾüşünü savunmuştuɾ.

Dawkins'e 1989 yılında Oxfoɾd Üniveɾsitesi taɾafından doktoɾa veɾildi.

1987 yılında Royal Society of Liteɾatuɾe ödülü ve Los Angeles Times Edebiyat ödülü aldı. Aynı yıl BBC iςin hazıɾlanan Köɾ Saatςi belgeseli, yılın en iyi televizyon belgeseli seςildi.

Diğeɾ ödülleɾi; Londɾa zooloji deɾneği gümüş madalyası(1989), Finlay inovasyon ödülü(1990), Michael Faɾaday ödülü(1990), Nakayama ödülü (1994), Ameɾican Humanist Association'ın veɾdiği yılın humanisti ödülü(1996), beşinci uluslaɾaɾası Cosmos ödülü(1997), kistleɾ ödülü(2001), İtalya Cumhuɾiyeti Cumhuɾbaşkanlığı madalyası(2001), The Royal Philosophical Society of Glasgow taɾafından veɾilen bicentennial Kelvin madalyası (2007) ve bilimi kamu iςin kullandığı iςin Nieɾenbeɾg ödülü(2009)

Ekim 2005 ve Haziɾan 2008 taɾihleɾinde ABD'den Foɾeign Policy ve İngilteɾe'den Pɾospect deɾgileɾinin inteɾnet üzeɾinden okuyucu anketleɾi ile oluştuɾduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listeleɾinde, 2005 yılında 3., 2008 yılında 19. sıɾada yeɾ almıştıɾ.


Kitapları

1976: Gen Bencildir
1982: The Extended Phenotype
1986: Kör Saatçi
1995: Cennetten Akan Irmak
1996: Olasılıksızlık Dağına Tırmanmak
1998: Gökkuşağını Çözmek
2003: Bir Şeytanın Papazı
2005: Ataların Hikayesi
2006: Tanrı Yanılgısı
2009: Yeryüzündeki En Büyük Gösteri
2011: Gerçeğin Büyüsü
2013: Merak Tutkusu
2015: Karanlıkta Mum Işığı
kaynak: wiki

Richard Dawkins Sözleri 38 Adet

Aşağıdaki Richard Dawkins sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Richard Dawkins sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.

Bir şeyi yeterince tekrarladığınızda, kendinizi bunun gerçek olduğuna ikna etmeyi başarabilirsiniz.

Eğer insanlar sadece cezalandırılmaktan korktukları ya da ödüllendirileceğini umut ettikleri için iyi kalplilerse, o halde gerçekten çok acınacak haldeyiz.

Benim ya da diğer ateistlerin din karşısında ara sıra takındığımız bu düşmanca tavır sadece kelimelerle sınırlıdır. Ben ilahiyat kaynaklı bir tartışma yüzünden hiçbir yere bomba atmayacağım, kimsenin kafasını kesmeyeceğim, kimseye taş fırlatmayacağım, kimseyi çarmıha gerip yakmayacağım, kimseye işkence etmeyeceğim veya gökdelenlere uçakla çarpmayacağım.

Çocuklara 'sorgusuz' inancın bir erdem olduğunu öğretmek, onları gelecekteki cihat yada haçlı seferlerine potansiyel bir ölümcül silah olarak büyütülmesi için hazır hale getirmek demektir.

Hayvanları birbirinden kopuk türlere ayırmayı seçenler bizleriz. Aslında sadece kuyruksuz maymunlar değiliz, aynı zamanda Afrikalı kuyruksuz maymunlarız.

Ben vejetaryen olmak istiyorum. Herkesin vejetaryen olmasını isterdim. 100 veya 200 yıl sonra bugünkü hayvanlara karşı davranış şekillerimizle dedelerimizin kölelere davranış şekillerine baktığımız gibi bakabiliriz. Çiftliklerde ve kesimhanelerde hayvanlara karşı zalimce muameleye karşı çıkmak bizim için çok önemlidir.

Ben vejetaryen olmak istiyorum. Herkesin vejetaryen olmasını isterdim. 100 veya 200 yıl sonra bugünkü hayvanlara karşı davranış şekillerimizle dedelerimizin kölelere davranış şekillerine baktığımız gibi bakabiliriz. Çiftliklerde ve kesimhanelerde hayvanlara karşı zalimce muameleye karşı çıkmak bizim için çok önemlidir.

Hayvanları birbirinden kopuk türlere ayırmayı seçenler bizleriz. Aslında sadece kuyruksuz maymunlar değiliz, aynı zamanda Afrikalı kuyruksuz maymunlarız.

Dünyadaki bütün dinler içinde, esrarengiz bir rastlantıyı görüyoruz: ezici bir çoğunluk sadece ailesinin ait olduğu dini seçiyor. En iyi delile, en iyi mucizelere, en iyi ahlaki yapıya, en iyi ibadethaneye, en iyi müziğe sahip olanı değil: İş tezgahtaki dinlerden bir tanesini seçmeye gelince, dinlerin potansiyel erdemleri, aile etkisinin yanında hiçbir şey ifade etmiyor. Bu açık bir gerçek ve kimse de inkar edemez. Ama bunun nedensiz doğasını çok iyi bilen biri, bir şekilde dinine sıkıca bağlanıyor, hem de öyle bir fanatiklikle ki, başka bir dine inananı öldürmeye hazır olarak.

Tanrı ne kadar düşünceli değil mi? Her şeyi o kadar güzel ayarlamış ki, nerede doğarsan doğ, oranın yerel dini hep gerçek olan din çıkıyor.

Evrim geçirmiş organlar, genelde zeki ve güçlüdürler, aynı zamanda açıklayıcı kusurları vardır; bu, eğer evrimsel bir geçmişleri varsa tam da beklememiz gerekendir ancak eğer 'tasarlanmışlarsa' tam anlamıyla beklenmedik bir durumdur.

İndirgenemez karmaşıklığın detaylı örneklerini bulmaya çalışmak aslen bilimsel bir ilerleme yöntemi değildir; mevcut bilgisizlikten kanıt çıkarmaya çalışmaktır.

AIDS, deli dana, ve bunun gibi bir çok hastalık hakkında kıyamet habercisi yorumları yapmak modaya çok uygun. Ama diyebiliriz ki iman, çiçek virüsüyle kıyaslanabilecek kadar, dünyanın en büyük şeytanlarından biri ama yok edilmesi daha zor.

Gerçekleri kutsal kitaba göre yorumlayan biriyle tartışamazsınız.

bir doktor, dindar bir kadına sadece birkaç aylık ömrünün kaldığını söylediğinde, bu kadın neden Seyşeller'de bir tatil kazanmış gibi heyecanla gülümsemez? 'Sabırsızlıkla bekliyorum!' demez? Dindar insanlar ölümle karşılaştıklarında neden böyle davranmazlar? Bunun sebebi inanırmış numarası yaptıkları safsatalara içtenlikle inanmamaları olabilir mi?

Hiçbir ciddi biyolog, evrimin gerçek olduğundan, tüm canlıların birbirlerinin kuzeni olduğundan kuşku duymaz.

Herhangi biri herhangi bir anda kambriyen kayaçlarında bir memeli fosili bulursa evrim teorisi anında yerle bir olurdu. Diğer bir deyişle evrim yanlışlanabilir bir teoridir. Dolayısıyla bilimsel bir teoridir.

Ben evrim temelli bir ahlakın savunucusu değilim. Ben her şeyin nasıl evrim geçirdiğini söylüyorum. İnsanların ahlaki açıdan nasıl davranması gerektiğini söylemiyorum.

İyi bir kuram aksi ispatlanmaya müsait olduğu halde kimse tarafından çürütülememiş olan kuramdır. Evrim, eğer tek bir fosil yanlış zaman diliminde ortaya çıksaydı rahatlıkla çürütülebilirdi. Evrim bu sınavı havada karada geçmiştir.

Din hakkında beni endişelendiren, onun insanlara anlamamakla yetinmeyi öğretmesidir.

Yırtıcılar, kurban hayvanları yakalamak için mükemmelce ?tasarlanmış' gibi görünürken, kurban hayvanları da kaçabilmek için en az onlar kadar mükemmelce ?tasarlanmış' gibi görünür. Peki, tanrı kimin tarafındadır?

İndirgenemez karmaşıklığın detaylı örneklerini bulmaya çalışmak aslen bilimsel bir ilerleme yöntemi değildir; mevcut bilgisizlikten kanıt çıkarmaya çalışmaktır.

Doğal seçilim doğanın kör saatçisidir; kördür, çünkü ileriyi görmez, sonuçları hesaplamaz, görünen bir amacı yoktur. Yine de, doğal seçilimin yaşayan sonuçları, usta bir saatçinin tasarımlarını akla getiriyor; bizi etkileyen bir tasarım ve planlama yanılsaması bu..

Dna bilmez de, umursamaz da. Dna yalnızca vardır. Ve biz, onun müziğiyle dans ederiz.

Bugün dünyanın güneş etrafında döndüğü ne kadar şüpheye açıksa, evrim kuramı da ancak o denli kuşkuludur.

Kötü ile iyi arasındaki savaş, aslında sadece iki kötü arasındaki savaştır.

Dünyadaki bütün dinler içinde, esrarengiz bir rastlantıyı görüyoruz: ezici bir çoğunluk sadece ailesinin ait olduğu dini seçiyor. En iyi delile, en iyi mucizelere, en iyi ahlaki yapıya, en iyi ibadethaneye, en iyi müziğe sahip olanı değil: İş tezgahdaki dinlerden bir tanesini seçmeye gelince, dinlerin potansiyel erdemleri, aile etkisinin yanında hiçbir şey ifade etmiyor. Bu açık bir gerçek ve kimse de inkar edemez. Ama bunun nedensiz doğasını çok iyi bilen biri, bir şekilde dinine sıkıca bağlanıyor, hem de öyle bir fanatiklikle ki, başka bir dine inananı öldürmeye hazır olarak.

Doğa ne naziktir, ne de kaba. Ne acıya karşıdır, ne de açıdan yanadır. Doğa, dna'nın varkalımını etkilemedikçe, acıya hiçbir şekilde önem vermez. Örneğin, öldürücü bir ısırığa maruz kalmadan önce ceylanları uyuşturan bir gen düşünmek kolaydır. Doğal seçim böyle bir geni tercih eder miydi? Ceylani uyuşturma eylemi genin sonraki kuşaklara aktarılma şansını artırmadıkça, hayır.

Evrim geçirmiş organlar, genelde zeki ve güçlüdürler, aynı zamanda açıklayıcı kusurları vardır; bu, eğer evrimsel bir geçmişleri varsa tam da beklememiz gerekendir ancak eğer tasarlanmışlarsa tam anlamıyla beklenmedik bir durumdur.

Canlı organizmalar üç bin milyon yıldan daha uzun bir süre dünya üzerinde varoldular ve neden yaşadıklarını hiç bilemediler, ta ki güneş doğana ve ışınları bir tanesine ulaşana dek. Bu kişinin adı charles darwin'di.. Dürüst olmak gerekirse, başkaları gerçeği belli belirsiz sezmişlerdi. Ancak ilk kez darwin, neden varolduğumuzun tutarlı ve kabul edilebilir bir açıklamasını yapmıştır.

Hiçbir yaratık 'tamamlanmamış' bir 'ara aşamada' yaşamını sürdürmez. Geriye dönüp bakıldığında, danslarını modern balarısı dansı yolunda aracılar olarak yorumlayabileceğimiz eski, çoktan ölmüş arılar yaşamlarını gayet iyi sürdürüyorlardı. Tam bir arı yaşamı sürüyor ve 'daha iyi' bir şeye giden 'yolda' oldüldarını düşünmüyorlardı.

Bütün dinlerin, virüslerin salgınına çok benzer bir akıl hastalığı olduğunu düşünüyorum. Din mükemmel bir kültürel yapı, ama bu onu gerçek yapmıyor ve beni gerçek ilgilendiriyor. Çiçek virüsü mükemmel bir virüs, işini çok güzel yapıyor. Ama bu onun iyi olduğu ve yok olmasını istemediğim anlamına gelmiyor.

İman mükemmel bir kaçamak, düşünmemek ve kanıtları değerlendirmemek için mükemmel bir mazerettir. İman, kanıtsızlığa rağmen hatta belki de sadece bu yüzden inanmaktır.

Din bize görüşlerimizi değiştirmememiz gerektirdiğini ve ayrıca, kavranması mümkün, ilgi uyandırıcı konuların keşfedilmesini arzulamamayı öğretir. Din bilimin düzenini bozar ve kişinin idrak kabiliyetini baltalar.

Birçok dindar kişinin dinin kendilerini iyi birer birey olma konusunda motive ettiğini düşündüklerini biliyorum, özellikle de kişisel günahkârliği sistematik biçimde sömüren inançlardan birinin mensubu iseler.

Dindar insanların çoğu, din olmadan bir insanın değil iyi birisi olması, iyi birisi olmaya gerek duymasının bile düşünülmesinin zor olduğunu söylerler..bu önemli bir konudur çünkü ahlaki kurallar genelde ahlakla gerçek bir ilişkisi bulunmayan farklı konular üzerinde belirlenmiş dinsel tutumların arkasında gizlidir.

Kimya, tüm yıldızlarda ve tüm gezegenlerde sürüp giden bir oyundur. Oyuncuları atomlar ve moleküllerdir. En ender atomlar bile, bizim alışkın olduğumuz sayma ölçülerine göre, inanılmayacak derecede çoktur.

Darwinci kuram, ilke olarak, yaşamı açıklayabilir. Şimdiye dek öne sürülen kuramlardan hiçbiri, ilke olarak, yaşamı açıklayabilmiş değil.

Yorumlar 5 Adet

Perihan

EVREN

ALLAH YOKSA, EVRENİ BİLİMLE AÇIKLAYIN O VAKİT!!!

Perihan

turgay

üniversiteye ilk gelidğim yıl bakmaya basladım dinlere bazen tanrıya inanıyore bazen inanmıyorum. sosyal politik dini konuları insanları ilk yılda eleştırıyordum dine inan biri olarak o zaman çevremdeki insan sayısı sırf benım bu konusmalrım herkesi herşe

Perihan

MURAT YAVUZ

EVRİM biyoloji bilminde vardır.
felsefede vardır. psikoloji sosyoloji fakat metafizik boyutlarda evrim sadece bir kelime olarak kalır evrimi de yaratan sonsuz bir güç vardır. işte biz o güce ALLAH DİYORUZ.

Perihan

Aydın


"Benim ya da diğer ateistlerin din karşısında ara sıra takındığımız
bu düşmanca tavır sadece kelimelerle sınırlıdır.
Ben ilahiyat kaynaklı bir tartışma yüzünden hiçbir yere bomba atmayacağım,
kimsenin kafasını kesmeyeceğim,
kimseye taş fırlatmayacağ

Perihan

RÜSTEM DURAK

AYNEN PAYLAŞIYORUM

Yorum Yaz

söz kimin Alfabetik Liste