Bu sayfada Yazar, öğretmen Pearl S. Buck ait 22 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Pearl S. Buck kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Pearl Sydenstricker Buck mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Pearl S. Buck hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Pearl S. Buck sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Peaɾl Sydenstɾickeɾ Buck daha çok bilinen adıyla Peaɾl S. Buck, Nobel edebiyat ödülünü alan ilk Ameɾikalı kadındıɾ.
Doğumunda kendisine veɾilen adı kayıtlaɾda Peaɾl Comfoɾt Sydenstɾickeɾ olaɾak geçeɾ. 1892 yılında Batı Viɾginia eyaletinin Hilsboɾo kentinde doğan Peaɾl S. Buck 1917 yılında John L. Buck'la evlenmiş, daha sonɾa bu eşinden boşanaɾak 1935 yılında Richaɾd Walsh ile ikinci evliliğini yapmıştıɾ. Biɾ çocuk sahibi olan Peaɾl S. Buck daha sonɾa dokuz çocuğu evlat edinmiş.
Hayatını önce öğretmenlik daha sonra da yazarlıkla kazanan Pearl S. Buck 1931 yılında The Good Earth İyi Dünya adlı yaρıtıyla Pulitzer Ödülü'nü kazanmıştır. sozkimin.com Pearl S. Buck'ın kitapları ömrünün büyük bir kısmını geςirdiği Çin'deki yaşamı yansıtır. 1938 yılında kazandığı Nobel Ödülünün ardından National Institute of Arts and Letters (Ulusal Sanat ve Edebiyat Entitüsü)'ın üyeliğine layık görülmüştür.
Pearl S. Buck ayrıca Asyalı ςocukların Amerikalı ailelerce evlat edinilebilmeleri iςin dernekler kurmuştur. Ana kitabıyla Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır.
kaynak: wiki
Aşağıdaki Pearl S. Buck sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Pearl S. Buck sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Mısır koçanlarını kurutup yemişler, ağaçların kabuklarını soyup yemek yapmışlardı.
Yemin ederim, ömrümde nasibim olan sevinçle kederi teraziye vursalar, keder kefesi taş gibi ağır çeker de sevinç kefesi içinde bürümcük varmış gibi hafifçecik kalır.
Ömür geleceği saatte gelir, gideceği saatte giderdi ve bu saatleri değiştirmek de kimsenin elinde değildi.
Çocukken böyle dilenirdim ben, ekmeğimi böyle çıkarırdım. Bu yılki gibi bir kıtlık yılında köle diye sattılar beni.
Sokak insan da dolup taşsa, kendi beklediği gelmedikçe onun gözünde bomboştu.
Ama, hangi yürek bomboş yaşayabilir?
Ne kadar tuhaftı, ne sonu gelmez şey, bu gizli tekerleğin dönüşü, bu sonsuz zincirin halka halka birbirine geçerek çevrilip duruşu...
Tama küçük işlerde hiç itaatsizlik etmez ama dava büyük olunca da baş eğmez.
Bir şey bilip de söylememek onu bir silah olarak saklamak demekti.
Genellikle en büyük dersleri, en basit ve günlük olaylardan alırız.
Bu dünyada karşılık görmeyen, kabul yüzü görmeyen bir aşk ve sevgi kadar insanı çileden çıkaran birşey olamaz.
Başka kadınların ziynet takıp takıştırdıkları bir konakta büyümüştü de bu ziynetleri bir kerecik eline alıp tutmak bile nasip olmamıştı.
Geçen kış iki kız evladımızı sattık, bağrımıza taş basıp oturduk... Bu kış karımın karnında taşıdığı çocuk kız çıkarsa onu da satacağız. Kızlarımdan elimde bir tek kaldı, ilki.
Bahar rüzgarları mağrur rüzgarlardır; soğuk, kudretli ve zalim rüzgarlar... Fazla hiddetlenirlerse bütün bir şehri yok edebilirler. İyi tarafları da vardır: Kirli ve dar sokakları, insan ruhunu, her şeyi tertemiz ederler.
Kitaplar kendileriyle meşgul olanların hakkını katiyen yemiyordu. Her okunan satır, insanı iyiliğe götüren bir bilgi halinde zihne kazınıyor ve zamanın nasıl geçtiği hissedilmiyordu.
Gururu kurtulmuştu ama, şu an mektup da, hatta on gümüş değerinde olan o kâğıt parçası da bir avuç külden ibaretti onun gözünde. Mektup, para neye yarar kendisi yapayalnız oldukça?
Hayat belirli saatte gelir, gene de öylece çekilir gider ve bu şaşmaz kararın önünde kimsenin elinden bir şey gelmez.
O altın, gümüş paralar, takılar bende olsa ben toprak alırdım, toprak ! Verimli tarlalar alıp bol bol ekin yetiştirirdim.
Tatlıya sinek üşüştüğü gibi zengini olan yere de hırsız üşüşür!
İnsanlara duyduğum inançtan başka bir inanca ihtiyaç duymuyorum. Eskinin Konfüçyüs'ü gibi, dünyanın ve üstündeki yaşamın mucizelerine kendimi öyle kaptırdım ki, cenneti ya da melekleri aklıma bile getiremiyorum.
Zaman durdurulamaz ama aşk için, bazen durduğu olur...
Bütün büyük hatalarda ortada bir yerde, hatayı geriye almanın ve belki de gidermenin mümkün olduğu birkaç saliselik minicik bir an hep vardır.
Buck'ın nerede ise tüm kitaplarını okudum karşımızda ki evde bir büyüğümüz vardı onun o günün koşullarına göre çok güzel bir kütüphanesi vardı onun sayesinde Pearl'ün kitapları ile tanıştım tekrar okumak isterdim ama olacağım yok bende en iz bırakanı yanlış anımsamıyorsam Orkide idi