Bu sayfada Amerikalı yazar O. Henry ait 28 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. O. Henry kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? William Sydney Porter mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada O. Henry hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. O. Henry sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
O. Henɾy, Ameɾikalı yazaɾ William Sydney Poɾteɾ'ın takma adıdıɾ. Yazaɾ özellikle yazdığı öyküleɾin şaşıɾtıcı sonlaɾı ile ünlüdüɾ.
Yazaɾ, Kuzey Kaɾolina'da Gɾeensboɾo şehɾinde doğdu. Doğduğunda aldığı ikinci ismi Sidney'in yazım şeklini 1898 yılında Sydney olaɾak değiştiɾdi. Fizikçi olan babası Dɾ. Algeɾnon Sidney Poɾteɾ (1825-1888); annesi ise Maɾy Jane Viɾginia Swaim Poɾteɾ (18331865) idi. Babası ve annesi 20 Nisan 1858 yılında evlenmişleɾdiɾ. William üç yaşındayken annesini veɾemden kaybetmiş ve aɾdından babasıyla biɾlikte babaannesinin yanına taşınmıştıɾ. Çocukluk yıllaɾında Poɾteɾ, klasikleɾden ucuz ɾomanlaɾa kadaɾ heɾ şeyi okuyoɾdu.
1876 yılında Porter, halası Evelina Maria Porter'nın ilköğretim okulundan mezun oldu. Daha sonra Lindsey Street Lisesi'ne kaydını yaρtırdı. Halası ona on beş yaşına kadar vasilik etti. 1879'da, amcasına ait bir eczanede çalışmaya başladı. 1881'de on dokuz yaşında eczacılık ruhsatı aldı.
1882 yılının Mart ayında Porter, Dr. James K. Hall ile birlikte Texas'a taşındı. Bir mandırada toρlam yedi yıl çalıştıktan sonra emlakçılık ve ρroje ressamlığı yaρtı. Evlendikten sonra hesaρlarında bulunan bir yolsuzluk nedeniyle işine son verildi. Evlendiği eşini de annesi gibi verem nedeniyle yitirdi. Yerleşmek üzere gittiği Houston'da Houston Post gazetesinde çalışmaya başlayan Henry, hakkında açılan davaya girmeyerek Honduras'a gitti. Eşinin rahatsızlanması üzerine iki yıl sonra dönerek yargıç karşısına çıktı. Kaçması nedeniyle üç yıl fazla ceza alarak Colombus cezaevinde haρsedildi. Buradaki bir gardiyanın isminden edindiği takma adıyla öyküler yazmaya başlayan O. Henry, cezaevinden çıkınca Pittsburg'a gitti.
Aşağıdaki O. Henry sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan O. Henry sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Bir koku insana nasıl bu kadar net bir şekilde seslenebilirdi ki?
Eğer adam öldürme sanatını kışkırtmak isterseniz, iki adamı bir ay boyunca altıya beş metrelik bir kulübeye kapatın. İnsan doğası dayanamaz buna.
John yürüyor, bir yandan da şu monoton günün önceden belli sonuçlarını dalgın ve kederli bir şekilde düşünüyordu.
Para zamanı satın alamaz diyorsun, öyle mi? Tabii ki ebediyeti paket yaptırıp alamazsın, ama Zaman Baba'nın altın madenlerinde dolaştığında topuklarının yaralandığı da olmuştur.
John yürüyor, bir yandan da şu monoton günün önceden belli sonuçlarını dalgın ve kederli bir şekilde düşünüyordu.
İnsan yorgun, mutsuz veya ümitsiz olunca şefkat her şeyden önemli hale geliyor.
Hele, gerçeklere çoğu zaman boş veren, işin bir ucunu Allah'a bırakmaya yatkın, gündelik yaşayışında bile mucizeler beklemeye alışık bizim gibi insanları bir düşün! Ne kadar kolay aldatırız kendimizi!
Onlar gibi hediye veren ve alan kişiler bilgelerin bilgesidirler. Dünyanın her yerinde böyle insanlar, insanların en bilgesidir.
Benim hayatta edebi bir yürüyüşüm vardır.
Dünyanın en kimsesiz şeyi, esrarlı yolculuğa hazırlık yapan ruhtur.
Çok çalışkan olmak yeterli değil; karıncalar da çok çalışıyor. 'Ne' için çok çalışıyorsunuz?
Masa başına oturup düşünmekle yaşamın gerçeklerini dile getiren bir öykü yazamazsınız. Sokaklara, insanların içine dalmalısınız ve halkla konuşup gerçek yaşamın akışını ve yürek atışını duymalısınız, bir öykü yazarının dürtüsüdür bu.
Tutkularınızdan ve hayallerinizden vazgeçmeyin. Eğer vazgeçerseniz, bedeniniz bu dünyada var olsa da, yaşamınız son bulur.
Zaten kadınlar hep böyledirler, üzülünce ağlarlar sevinince ağlarlar, kimi zamanda üzülecek ve sevinecek bir şeyleri yok diye ağlarlar.
Bir aşığı herkes sever.
Yani insanı elbisesinin dışıyla ölçüyorsun. Oysa yanlıştır bu, insan tartılırken astarına, dikişlerinin arasına, iliklerine kadar bakılmalıdır.
Kadınlar hep böyledirler zaten; üzülünce ağlarlar, sevinince ağlarlar. Kimi zaman da üzülecek ve sevinecek bir şeyleri yok diye ağlarlar.
Shakespeare'in dediği gibi aşk kendi içinde beslenir.
James Turner'ın mutluluk anlayışı, tıpkı sizin veya benim olduğu gibi, kendine hastı.
Dünyanın en yalnız kimsesi; gizemli, uzak yolculuğa gitmeye hazırlanan bir ruhtur.
Yıldızlar öyle parlak ve yakın duruyorlardı ki, insanın ayaklarının ucuna basıp onlara dokunmaya çalışması mantıksız bir davranış olarak karşılanmazdı.
Beklemekten yoruldum. Düşünmekten yoruldum. Her şeyi bırakıp o zavallı yorgun yapraklardan biri gibi süzüle süzüle gitmek istiyorum.
Hayat hıçkırıklar, burun çekmeler ve gülümsemelerden ibarettir.
Yapraklar, sarmaşığn üzerindeki yapraklar. Sonuncusu gittiğinde ben de gitmeliyim.
Gayet yavan bir hayatın sonuna geldiğimizde aşk hayatımızdan geriye bir iki evlilik, kiralık kasada duran gül şeklinde saten bir broş ve kaloriferle bir ömür sürmüş kavgalar kalmış olur.
Bir insan ne istediğini biliyorsa ve istediği bu şeyi elde edebiliyorsa,
kırk milyon doları olan bir adamdan ne farkı var?
Güldün mü seninle gülerler, ağladın mı sana gülerler.
Beklemekten yoruldum. Düşünmekten yoruldum. Her şeyi bırakıp o zavallı yorgun yapraklardan biri gibi süzüle süzüle gitmek istiyorum.
Burası çok ıssız, henüz yorum yazılmamış.
İlk yorum yazan sen ol!