Necip Fazıl Kısakürek Sözleri ve Hayatı

söz kimin

Bu sayfada Türk şâir, yazar ve düşünür Necip Fazıl Kısakürek ait 253 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Necip Fazıl Kısakürek kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Ahmet Necip Fazıl Kısakürek mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.

Necip Fazıl Kısakürek
  • Adı: Necip Fazıl Kısakürek
  • Doğum: 26 Mayıs 1904
  • Ölüm: 25 Mayıs 1983
  • Mesleği: Türk şâir, yazar ve düşünür
Necip Fazıl Kısakürek Kimdir Sayfası

Bu sayfada Necip Fazıl Kısakürek hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Necip Fazıl Kısakürek sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.

Necip Fazıl Kısakürek, Tüɾk şaiɾ, ɾomancı, oyun yazaɾı ve İslamcı ideolog.

1904 yılındа İstаnbul'dа Mаrаşlı bir аilenin oğlu olаrаk dünyаyа geldi. Bаbаsı o sırаdа hukuk öğrencisi olаn ve dаhа sonrаki yıllаrdа Bursа'dа âzâ mülаzımlığı, Gebze sаvcılığı ve Kаdıköy hâkimliği görevlerinde bulunаn hukukçu Abdülbаki Fаzıl Bey, аnnesi Girit ensаrlаrındаn bir аilenin kızı olаn Medihа Hаnım'dır. Ailenin tek çocuğu idi. Ailesi onа “Ahmet Necip” аdını verdi. Necip аdını, bаbаsının büyükbаbаsı Necip Efendi'den аldı.

Necip Fazıl Kısaküɾek, 24 yaşındayken yayımladığı ikinci şiiɾ kitabı Kaldıɾımlaɾ ile tanınmış ve Kaldıɾımlaɾ Şaiɾi lakabıyla anılmıştıɾ. 1934 yılına kadaɾ sadece şaiɾ olaɾak tanınmış ve o deviɾde Tüɾk basınının meɾkezi olan Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleɾi aɾasında yeɾ almıştıɾ. 1934 yılında Abdülhakim Arvâsi ilе tanıştıktan sonra büyük bir dеğişim yaşayan Kısakürеk, 1943-1978 arasında 512 sayı yayımlanan Büyük Doğu dеrgisi yoluyla İslamcı görüşlеrini kamuoyuna duyuran vе Büyük Doğu Harеkеti'nе öndеrlik еdеn bir şairdir. Dеrgi, Türkiyе'dе antisеmitizmin vе antikomünizmin yayılmasında öncü bir rol oynamıştır.

Çocukluğu dönemin ünlü hâkimlerinden olаn büyükbаbаsı Mehmet Hilmi Bey'in Çemberlitаş'tаki konаğındа geçti. 15 yаşınа kаdаr önemli hаstаlıklаr geçirdi. 4-5 yаşlаrındа iken dedesinden okumаyı öğrendi ve büyükаnnesi Zаfer Hаnım'ın dа etkisi ile tutkulu bir okuyucu hаline geldi.



İlköğɾenimini pek çok faɾklı okulda aldı. Kısa biɾ süɾe Gedikpaşa'daki Fɾansız Fɾeɾleɾ Mektebi'nde okudu. 1912 yılında Ameɾikan Koleji'ne kaydedildi ancak yaɾamazlıklaɾı nedeniyle bu okuldan atıldı. Eğitimine önce Büyükdeɾe'deki Emin Efendi Mahalle Mektebi'nde, aɾdından yatılı biɾ okul olan ve Raif Ogan'ın yönettiği "Rehbeɾ-i İttihat Mektebi''nde devam etti. Sonɾaki yıllaɾda yakın dostu olacak olan Peyami Safa'yı bu okulda tanıdı. Rеhbеr-i İttihat Mеktеbi'ndе dе fazla kalmayıp Büyük Rеşit Paşa Numûnе Mеktеbi'nе vе daha sonra sеfеrbеrlik sеbеbiylе gidilеn Gеbzе'nin Aydınlı Köyü'nün ilk mеktеbinе yazıldı. Kız kardеşi Sеma'nın bеş yaşında ölümündеn sonra annеsi vеrеmе yakalanınca ailеsi Hеybеliada'ya taşındı vе böylеcе Necip Fazıl Kısakürek ilk öğrenimini, Heybeliаdа Numûne Mektebi'nde tаmаmlаdı.

12 yаşındа şiire bаşlаyаn Necip Fаzıl'ın ilk şiir kitаbı 17 yаşındа iken yаyımlаndı ve şiirleri Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bаkаnlığı'nın ders kitаplаrındа okutuldu. Genç yаştа yаzdığı tiyаtro eserleri, dönemin tiyаtrolаrındа аylаrcа kаpаlı gişe sаhnelendi.

Pаris dönüşü yаyımlаdığı Örümcek Ağı ve Kаldırımlаr аdlı şiir kitаplаrı onu çok genç yаştа ünlü yаptı. Henüz otuz yаşınа bаsmаdаn çıkаrdığı yeni şiir kitаbı "Ben ve Ötesi" (1932) ile tаkdir toplаmаyı sürdürdü. Birçok kişi tаrаfındаn dа çok sevilen şаir, "Üstat Necip Fazıl Kısakürek" olarak anılmaya başlandı.

Necip Fazıl Kısakürek, 1934 yılındа Nаkşî şeyhi Abdülhakim Arvâsi ile tanıştıktan sonɾa İslami kimliği ile öne çıkmaya başladı. Bu dönemde, hemen tümünde üstün biɾ ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatɾo eseɾleɾini biɾbiɾi aɾdına kaleme aldı. sozkimin.com Tohum, Paɾa, Biɾ Adam Yaɾatmak, Nam-ı Diğeɾ Paɾmaksız Salih gibi piyesleɾi büyük ilgi göɾdü. Cinnet Mustatili adlı eseɾinde hapishane anılaɾı yeɾ alıɾ.

1936'da biɾ kültüɾ-sanat deɾgisi olan “Ağaç Mecmuası”nı çıkaɾmaya başladı. İlk sayısı 14 Maɾt 1936'da Ankaɾa'da çıkaɾılan deɾgi, ilk altı sayıdan sonɾa İstanbul'da çıkaɾılmaya başladı. Deɾgi, spiɾitüalist özellikleɾe sahipti ve Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı gibi önеmli еdеbiyatçılardan dеrgiyе katkı sağlanmaktaydı. Büyük ölçüdе Türkiyе İş Bankası tarafından finansе еdilеn dеrginin yayın hayatı 16 sayı sürdü.

Sık sık kapatılan vеya toplatılan Büyük Doğu'nun çıkmadığı sürеlеrdе günlük fıkra vе yazılarını Yеni İstanbul, Son Posta, Babıalidе Sabah, Bugün, Millî Gazеtе, Hеr Gün vе Tеrcüman gazеtеlеrindе yayımladı.
kaynak: wiki

Necip Fazıl Kısakürek'in Eserleri
Örümcek Ağı (1925), Kaldırımlar (1928), Ben ve Ötesi (1932), Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil (1933), Tohum (1935), Beklenen (1937), Bir Adam Yaratmak (1938), Künye (1938), Sabır Taşı (1940), Namık Kemâl (1940), Çerçeve (1940), Para (1942), Vatan Şairi Nâmık Kemâl (1944), Müdafaa (1946), Halkadan Pırıltılar (Veliler Ordusundan) (1948), Nam (1949), Çöle İnen Nur (İzinsiz Baskı) (1950), 101 Hadis (Büyük Doğu'nun 1951'de verdiği ek) (1951), Maskenizi Yırtıyorum (1953), Sonsuzluk Kervanı (1955), Cinnet Mustatili (Yılanlı Kuyudan) (1955), Mektubat'tan Seçmeler (1956), At'a Senfoni (1958), Büyük Doğu'ya DOĞRU (İdeolocya Örgüsü) (1959), Altun Halka (Silsile) (1960), O ki O Yüzden Varız (Çöle İnen Nur) (1961), Çile (1962), Her Cephesiyle Komünizm (1962), Türkiye'de Komünizm ve Köy Enstitüleri (1962), Ahşap Konak (Büyük Doğu'nun 1964'te verdiği ek) (1964), Reis Bey (1964), Siyah Pelerinli Adam (Büyük Doğu'nun 1964'te verdiği ek)(1964), Hazret (1964), İman ve Aksiyon (1964), Ruh Burkuntularından Hikâyeler (1965), Büyük Kapı (O ve Ben) (1965), Ulu Hakan II. Abdülhamid Han (1965), Bir Pırıltı Binbir Işık (1965), Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar I (1966), Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar II (1966), Büyük Kapı'ya ek (Başbuğ Velilerden) (1966), İki Hitabe: Ayasofya / Mehmetçik (1966), El Mevahibü'l Ledüniyye (1967), Vahidüddin (1968), İdeolocya Örgüsü (1968), Türkiye'nin Manzarası (1968), Tanrı Kulundan Dinlediklerim I (1968), Tanrı Kulundan Dinlediklerim II (1968), Peygamber Halkası (1968), 1001 Çerçeve 1 (1968), 1001 Çerçeve 2 (1968), 1001 Çerçeve 3 (1968), 1001 Çerçeve 4 (1968), 1001 Çerçeve 5 (1968), Piyeslerim(Ulu Hakan/Yunus Emre/S. P. Adam) (1969), Müdafaalarım (1969), Son Devrin Din Mazlumları (1969), Sosyalizm Komünizm ve İnsanlık (1969), Şiirlerim (1969), Benim Gözümde Menderes (1970), Yeniçeri (1970), Kanlı Sarık (1970), Hikâyelerim (1970), Nur Harmanı (1970), Reşahat (1971), Senaryo Romanları (1972), Moskof (1973), Hazret (1973), Esselâm (1973), Hac (1973), Çile (Nihaî Tertib) (1974), Rabıta (1974), Başbuğ Velilerden 33 (Altun Silsile) (1974), O ve Ben (1974), Bâbıâli (1975), Hitabeler (1975), Mukaddes Emanet (1976), İhtilal (1976), Sahte Kahramanlar (1976), Veliler Ordusundan 333 (Halkadan Pırıltılar) (1976), Rapor 1 (1976), Rapor 2 (1976), Yolumuz, Halimiz, Çaremiz (1977), Rapor 3 (1977), İbrahim Ethem (1978), DOĞRU Yolun Sapık Kolları (1978), Rapor 4 (1979), Rapor 5 (1979), Rapor 6 (1979), Aynadaki Yalan (1980), Rapor 7 (1980), Rapor 8 (1980), Rapor 9 (1980), Rapor 10 (1980), Rapor 11 (1980), Rapor 12 (1980), Rapor 13 (1980), İman ve İslâm Atlası (1981), Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu (1982), Tasavvuf Bahçeleri (1983), Kafa Kâğıdı (1984), Hesaplaşma (1985), Dünya Bir İnkılâp Bekliyor (1985), Mümin (1986), Öfke Ve Hiciv (1988), Çerçeve 2 (1990), Konuşmalar (1990), Başmakalelerim 1 (1990), Çerçeve 3 (1991), Hücum Ve Polemik (1992), Başmakalelerim 2 (1995), Başmakalelerim 3 (1995), Çerçeve 4 (1996), Edebiyat Mahkemeleri (1997), Çerçeve 5 (1998), Hâdiselerin Muhasebesi 1 (1999), Püf Noktası (2000), Bekleyen, Bayram

Necip Fazıl Kısakürek Sözleri 253 Adet

Aşağıdaki Necip Fazıl Kısakürek sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Necip Fazıl Kısakürek sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.

Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.

Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.

Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.

Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; Dünya beş para etmiyor.

Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür.

Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık.

Odayı saran odun kokusu, dışarıda çiseleyen bir yağmur, sıcak bir çay. Aklımda çocukluğumdan kalma bir masal.

Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun.

Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; dünya beş para etmiyor.

Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık.

Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun.

Namaz camiden çıkınca, hac Mekke'den dönünce, ramazan oruç bitince başlar.

Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun.

Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun.

Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür.

Kızgınlığım geçer de; kırgınlığıma çare bulamadım.

Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun.

Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.

Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; dünya beş para etmiyor.

Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür.

Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür.

Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun.

Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.

Her ağızda, her telde fanilik dırıltısı. Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı.

Her ağızda, her telde fanilik dırıltısı. Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı.

Kişiye göre davranacaksın, küçükle küçük olacaksın hatta; ama seviyesizin seviyesine inecek kadar düşmeyeceksin hayatta.

Hayatı müsvedde yaşamayın, temize çekmeye vaktiniz olmayabilir.

Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar.

Allah, tanrı'nın belasını versin!

Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar.

İnsan sevme hissini israf etmemeli. Kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli.

Aydınlık yolu herkes bulur mesele karanlık yolda ışık aramak.

Cevabımın şiddetinden susuyorum!

Zamanın çarkları, sizi yürütüyor! Zamanın çarkları, beni öğütüyor.

Yalnızca Allah'a inanın, Gerisi inanılacak gibi değil.

Zonklayan basım benim, kan pıhtısı, cerahat; ona yastıkta değil, secde yerinde rahat..

Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.

Öz anne-babasını huzurevine gönderip, evde kedi köpek besleyen insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz..!

Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.

Şiirde gaye, kökte allah ve mutlak hakikat olarak, dalda sırrılık ve remziliktir.

An oluyor bir garip duyguya varıyorum ; ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?

İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa imha için de o kadar cehalet kafidir..

Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur!

Ne var ki pazarlığa girişecek ecelle, sermayem tek kelime allah azze ve celle.

Bana çağdışı diyorlarmış. Ne büyük bir onur! Ben bu çağın dışında kalmayayım da, içinde mi boğulayım.

Ölümüz dirimiz. Her gün birimiz. Bir gün hepimiz. Hakk'a gideceğiz..

Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın..

Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazılarıda alçak olmaya gönüllüdür . !

Ne gelirse başımıza hakk'tandır; fakat geliş sebebi, hakk'tan ayrılmaktandır.

Felsefe; çürük cevizlerle dolu bir denizde sağlam cevizi aramaktır.

Şöyle karacaahmet, bu ne acıklı talih! Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

Ben ve nazım herzaman kavga etmiştiriz ama biz hapishanede birbirimize ekmek vermiş insanlarız ey benim düşümdekiler nazım sevin demiyorum ama saygı duyun onun kadar türkiye sevdalısı yoktur.

Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici. Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici?

Başım çığlıklı bir çocuk, onu nasıl avutsam? Ne yapsam da ölümü bir saatçik unutsam?

Dinde zorlama yoktur, insan özgürdür elbette! İsteyen bu dünyada pişer, isteyen ahirette!

Her kahkahanda allah'a teşekkür etmiyorsan, neden her ağladığında o'na kızıyorsun?

Şimdi fatih kalksa mezarından ne ben onu tanırım ne o beni tanır. Ama istanbul'u bizanslılar almış deyip tekrar savaşır.

Adam olmak cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir.

Cevabımın şiddetinden susuyorum!

Büyük randevu.. Bilsem nerede, saat kaçta?

Yolumun karanlığa saplanan noktasında, sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum.

Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz. Yürüyeceğim de, baş ve yürü!

Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen ; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu!

Kadın ; hristiyanlıkta yol kesici bir engel, islamda ise yol açıcı bir kanattır.

Ya allah'a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin.

Örtü, şuuruyla takılmadığında da allah katında bir değeri olsaydı, cennetin baş köşesine rahibeler otururdu.

Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür ! Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür..

Hayatın çilesine tahammül gerek, değil mi ki sefa ile cefa müşterek. Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek? Bazen dertliler de ağlar ama gülerek..

Ömür ağaç dalında savrulan bir yapraktır; ne kadar genç olursan ol sonun kara topraktır!

Rahminde cemiyetin ben doğum sancısıyım, mukaddes emanetin dönmez davacısıyım !

İçimizde bu kadar perişan hâle getirilmeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık.

Ellerime uzanan dudakları tepeyim, allah diyen gel seni ayağından öpeyim!

Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı; elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı!

Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yasaya dursun insan, hayat dediği zanla.

Yalnızım diye üzülmüyorum. Çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz .!

Beni kimsecikler okşamaz madem, op beni alnımdan; sen op seccâdem.

Son günüm yaklaştı görüneşiye, kalmadı bir adım yol ileriye; yüzünü görmeden ölürsem diye, üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.

Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın! Şimdi anladığını sonra anlayamazsın !

Ömrün ilk yarısı; ikinci yarısını beklemekle, ikinci yarısı da; ilk yarısının hasretiyle geçer.

Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta?

Biz şiiri iman için bilmişiz; ve bu mihrak bilgiyi, her bilginin geçtiği binbir yol ağzı biliyoruz.

Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası açıkmanın yeri.

Allah'ı bulamamacasına aramak, ebediyen aramak olan şiirin gayesi, ilk dayanak ve çıkış noktası olarak din temeline muhtaçtır.

Yön yön sarılmışım ne yana baksam, sarılan olur da saran olmaz mı? Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam, geçip de aynaya soran olmaz mı?

Kendi kendimizin altında kalmamalıyız ki cemiyetin üstüne çıkalım.

Şah damarına bakmayı akıl edemeyenler ALLAH'ı hep gökyüzünde aradılar Bilmezmisin ALLAH mekân münezzehtir. Yukarda ALLAH var demek bile ALLAH'a sınır.

Şu geçeni durdursam, çekip de eteğinden; soruversem : haberin var mı öleceğinden?

Adalet mülkün temeli ama bir de insanlığın temeli var: O da sevgi.

Sizde olan tükenir onda olan sonsuz, feza sizin olsa ne yapacaksınız onsuz.

Necip fazıl'a sormuşlar:

Domateşçi, biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir.

Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık, anladım ki yok allahtan başkasına yakınlık.!

Önüne gelenle değil, seninle ölüme gelenle beraber ol.

Rabbim , rabbim , bu işin , bildim neymiş türkçesi; senin aşkın ateştir, ateşin gül bahçesi.

Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti, iyi insanlar iyi atlara binip gitti.

Bizler açlıkdan karnına taş bağlayan peygamberin , doymak bilmeyen ümmetiyiz .

Allah dostu odur ki, nefsine tek pay biçmez ; kırk yıl bir eksi ayran özler de onu içmez.

Cenazemde olmasın çelengim top arabam. Tabutumu taşısın dört tam inanmış adam.

Bir kişinin herkes, herkesin de bir kişi olduğu hakikati işlâmindir.

Kadın mezarlığa girerken basını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor, ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan; bana rahat bir dösek serince yerin altı, bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan..

Her ağızda, her telde fanilik diriltisi , sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı !!

İnsanı olgunlaştıran yaşı değil, yaşadıklarıdır.!

Gençlik.. Gelip geçti.. Bir günlük sustu; nefsim doymamaktan dünyaya kustu.

Ben geçmişimi durdum, büktüm ve kaldırıp çöpe attım, bu çöpleri ise ancak; kediler ve köpekler karıştırır!

Yine bir gün üstad'a sormuşlar: üstad özel arabanız yok mu? Üstad düşünmeden cevap verir: ona en son bineceğiz.

Ayağın taşa takıldığında

Elindeyse zamana, dur, geçme diye dayat.! Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat.

Sanma oruç, bu akşam tıklım tıklım ye diye; bu akşam, yarın oruç tutabilmek için ye.

Eğer tadını bilirseniz ekmeği paylaşmak ekmekten dehe lezzetlidir.

Kainatta ne varsa suda yaşadı önce; üstümüzden şu geçer doğunca ve ölünce.

Allah bir! Demektense ecel teri dökerken; oluversem, beklenmez anda allah bir erken..

Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli mali olanlar bağırmaz.

Allahsız adamın fikrine, allahsız cemiyetin mefkuresine, allahsız idarenin başarısına ve allahsız ordunun silâhina inanmıyorum!

Abdülhamid'i anlamak herşeyi anlamak olacaktır.

Tövbe kapısı açık dediysek, yeni günahlara koşman mı gerek?

Gaye tek, ölmemek.

Bin

Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbir şey bizim değil.

Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık.. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık.

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal, hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal.

Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri!

Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var!

Dün geçti bugünü düşünüyorum, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı?

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; beni beklemeyin, o bir hevesti; gelemem, aynalar yolumu kesti.

Anladım işi ; san'at allah ı aramakmış, marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış..

Biz bize gerici diyenlere ancak deh demek için gerideyiz ..

Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz.

İşaret bekliyorum, yağız atım eğerli, sorarsalar yanarım, ne getirdin değerli?

Allah var fakat bizim ondan, yalnız sorulduğu zaman haberimiz var!

Ya islamla yükselir, ya inkarla çürürsün, bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.

İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork.

Seni aramam için beni uzağa attın, âlemi benim, beni kendin için yarattın.

Halbuki müslümanlık, zor içinde en kolay; pahalılık içinde de bedava kurtuluş câresidir.

Düşünüyorum: o'ndan evvel zaman var mıydı? Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı?

Bir namazim, bir duam, birde eski seccadem, hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermaye.

Bir kız öğrenciyi, başını örttüğü için tahsil hakkından mahrum etmek, istiklal savaşı başlarında ve maraş'ta, düşmanlar tarafından başörtüsü çıkarılıp düşürüldüğü için başlayan milli şahlanışın ruhuna tükürmektir.

Yol onun varlık onun, gerisi hep angarya. Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk sakarya.

İnsan başiyle fare kafasını birbirinden ayıran tek hassa, fikir öfkesidir.

Kişiye göre davranacaksın, küçükle küçük olacaksın hatta; ama seviyesizin seviyesine inecek kadar düşmeyeceksin hayatta.

Zamanın çarkları sizi yürütüyor, zamanın çarkları beni öğütüyor.

Ruhumu eritip de kalıpta döndürmuşlar; onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar.

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım.

Anladım işi sanat allah'ı aramakmış, marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış.

Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, ödündür.

Çok sıkıldıysan hayattan, bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir ; yaşamak güzeldir.

Keşke ben allah kelimesinden başka, ağzından tek söz bile çıkmayan bir dilsiz olsaydım!

Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan ..

Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten affet, senden habersiz aldığım her nefesten.

Sabırda pişer körük, yerle bir olur doruk. Sabır , sabır ve sabır, işte kur'an 'da buyruk .

İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. 'Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu.

Geçti, istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni; bırak vehmimde gölgeni, gelme, artık neye yarar?

Hep nefis çıkar karşıma, olup olup dirilsem; insandan kaçmak kolay, kendimden kaçabilsem.

Fikrin olduğu her yerde şiddet, operatörün neşteri gibi bir nimet, olmadığı yerde de kaatilin bıçağı şeklinde bir âfettir.

Hayatın çilesine tahammül gerek, değil miki sefa ile cefa müşterek? Sizce ağlamak için göz yaşı mı gerek? Bazen dertliler de ağlar ama gülerek..

Af var diye işlenen suçtan vicdan burkulur; affı sigortalayan hayâsizdan korkulur..

Diyorlar bana, kalsın şiirde sözde yerde , sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde.

İnsan bu şu misali kıvrım kıvrım akar ya, bir yanda akan benim diğer yanda sakarya.

Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın.

Veren de o alan da o, nedir senden gidecek? Telaşını gören de, can senin zannedecek.

Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.

Arı bal yapar, fakat balı izah edemez. Ağaçtan düşen elma da arz cazibesi kanunundan habersizdir.

Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim, namaz vaktinden başka, anını gözlediğim .

Nazım benim cezaevi arkadaşımdı, düşüncelerimiz farklı olsada.

Hayat dediğin allah (c. c. ) için değilse, ne çıkar hayat önünde eğilse.

Düşünmek su, bu değil, öteleri düşünmek; sizinse düşünceniz yataklarda eşinmek .

Mâsum, küçücük bir taşın beresi üzerine flaşter yapıştırmak ne demek? Haklı, koca bir güllenin yere sereceği leşinin üstünü örtecek kanlı kefenden ne haber?

Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?

Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken. Ya kazanırken, ya da kazandığını yerken.

Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür.

Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; dünya beş para etmiyor.

Allah'ın ön pulunu bekleyedursun on kul bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa yaşasın kefenimin kefili karaborsa.

Gövdesini komple kapıya doğru çevirerek) bak şimdi de kapıya döndüm! (kendisine 'üstad bu ne hal, saç sakal karışmış, maymuna dönmüşsün!' diyen birine.

Sonunda 'eyvah' diyeceğin şeylere, basında 'eyvallah' deme. Pişman ol fakat pişman ölme.

Sevdalın şu dağı del dese, koşar, delersin! İş allaha geldi mi, gücün yok, sendelersin!

Kula kulluk etme ! Unutma ki sen de kulsun. Ve gerektiğinden fazla önem verme ! Yoksa, unutulursun.

Öyle insanlar vardır ki; lağıma düşseler, lağımı kirletirler.

Payımıza şükût düştüğünden beridir, kalbimizin sesini daha bir güzel duyar olduk.

Gideriz, nur yolu izde gideriz, taş bağırda, sular dizde, gideriz, bir gün akşam olur, biz de gideriz, kalır dudaklarda şarkımız bizim.

Haram kazanılan as, asdan sayılmaz..hak için akmayan yaş, yaşdan ayılmaz. Kişi, başım var diye övünmesin; secdeye varmayan baş, baştan sayılmaz.

Allah, ızdırabını çektirmediği şeyin, nimetini vermez!

Benim idealimdeki rejim olsa, seni astirirdim. Sonra ise mezarını türbe yaptırırdım. (nazım hikmet'e.)

Akıldan büyük nimet, zekadan da ağır yük tanımıyorum.

Ey gönül, gidenden ümidini kes! Kaçan bir hayale benziyor herkes, sanki kulağıma gaipten bir ses buluşmalar kaldı mahşere diyor.

Sevdiğini belli et. Gizlemek başkalarına fırsat vermektir.

Bu dünyada renk, nakış, lezzet ne varsa kuşum; gözümde son marifet, azraile tebessüm.

İşte iz, geliniz, toprak post, allah dost.

Ölüm her aklına geldiğinde 'ah' edip 'vah' edip inleme; bu halinle rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; o geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın.

Ben bir garip insanım. ne tahtım var, ne tacım. tut elimden allah'im. yalnız sana muhtacım.

Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam; geçip de aynaya, soran olmaz mı?

Camiye dikey olarak gel, yatay olarak zaten geleceksin!.

Diz çok ey zorlu nefs, önümde diz çok.

Ne basını kapat, altını göster; ne altını kapat, üstünü göster. Hepsini kapat, imanını göster.

Demokrasi, kendini çölde hayal edenlerin serabidir. Yaşanmaya değer hayatı bul ve ölümsüzlüğe geç!

Helal ile beşlersen çocuğunu hürmet ile öder borcunu, haram ile beşlersen o'nu hakaret ile öder borcunu.

Abdülhamid'i anlamak herşeyi anlamak olacaktır.

Olursun..kapanır yollar geriye ben mezarla sırdaş olur, beklerim varılmaz hayale işaret diye toprağında bir taş olur beklerim.

İsterseniz hayat aşını verin; sayılı nımetler bal olsa yemem!

İdrâkin aczini idrâk, idrâkin ta kendisidir.

Benimki benim, seninki de senin! Bu şeriattır.. 'Seninki senin, benimki de senin! .. Bu tarikattır. Ne benimki benim ne de seninki senin..herşey allah'ın! Buda hakikattır!!

Ölüm güzel bir şey, budur perde arkasından haber, güzel olmasaydı olur muydu peygamber!

Yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra, züleyha baştan aşağı afet olsa ne yazar.

İslamiyet avrupa'dan gelse müslüman olacaksınız . !!

Ey düşmanım, sen benim ıfâdem ve hızımsın; gündüz geceye muhtaç, bana da sen lâzimsin!

Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür sana çöl gibi gelen, o gol diyorsa goldur..

Çile kapısından erişilecek dünyayı bilseydin, yatağını yorganını satardın.

Sırma renginde pislik, dünyanın süsü pusu, bende tek aziz eşya annemin başörtüsü.

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.!

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!

Uğruna ölmekse seni yaşatmak bin kere olurumde adına leke sürdürmem, gururdur namustur bayrak ve sancak, aksada kanım zalimi güldürmem!

Benim istediğimi, Allah istemiyorsa konu kapanmıştır.

Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billûrlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim; nefsim için değil de, sırf o'nun ümmetinden en hakîr ferde düşen lıyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için.

Soruldu mu ne bilirsin diye;

Ey müslüman, sana düşen nimet sadece çile.. Uyumamak ve düşünmeye memur olmak.. Bu çile kapısından erişilecek dünyayı bilseydin, yatağını ve yorganını satardın!

Savaşın ortasında komutansız kalmaktır, babasız kalmak.!

Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu?

Salaklık bulaşıcıdır.

Yüz daha versen yüz üman yüzler bilirim. Yokuşlara kardeş olan düzler bilirim .dünya öküzün üstünde derler ama; dünyanın üstünde nice öküzler bilirim !..

Tanrı sizi korusun, bizi allah korur.

Patışka kefen çürük teneşir işli kazan. Minarede

Bir tohumda ; gövdesi, dalları, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir.

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su: bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Ne azap ne sitem yalnızlıktan.. Kime ne; asılmaz duvar bendedir. Süslenmiş gemiler geçer açıktan, sanırım, gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem, ...yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem, ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem, yollar ki, allaha çıkar, bendedir.

Seni affetmek hayatımın en büyük hatasıydı. Nerden bilebilirdimki. Katilini affedersen seni yine öldüreceğini.

Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret.

İnsanlar ikiye ayrılır; vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar.

Öyle ucuz değil gül koklamak.. Gül tutan ele diken batmalı.. Bir aşka gönül veren o aşkın kapısında yatmalı!

Nöbet sende diye aldanma sakin, zannetme bakidir devranın senin! Bir gün bizim köye yolun düşerse, boynuna asılır fermanın senin!

Güzel allah ' im, senden ne gelecekse gelsin ; sen ki ; rahmetinle de , kahrınla da güzelsin.

Allah (c. c) dostunu gördüm bundan altı yıl evvel, bir akşamdı ki, zaman donacak kadar güzel.

Hakim sakalı uzamış necip fazıl'a

Bu nasıl dünya, hikayesi zor.

Müjdecim, kurtarıcım, efendim, peygamberim: sana uymayan ölçü; hayat olsa teperim!

Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yâr, ne kimseye yâr, bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr, gölgemin peşinden yürür giderim.

Sokak lambası gibi olma ey yar . Kime yandığın belli olsun.

Zıtlar arası ahenk, af ve günah yarışta..

Benim ayağımın altıda müsait başımın üstüde nerde olacağını sen belirle..

Ölüm zorların zoru, yaşamak ondan da zor!

Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar.

Sustum ! Birikti yanaklarıma alfabe. Ya ilahi ya rab sükutumu en güzel duam eyle!.

Kelimenin bittiği yerde konuş ecelle ; de ki, bildiğim tek söz, allah azze ve celle.

Ölecek miyim, tam da söyleyecek çağımda, söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda.

Şiirde baş unsur, fikirle hissin ara çizgisi üzerinde, duygulasmış düşüncelerdir.

İki insan çeşidi vardır. Zaman geçtikte hatalarıyla yüzleşen! Zaman geçtikçe yüzsüzleşen.

Kadından kendisinde olmayanı isteriz; hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz.

Hayatımızın yarısını uyuyarak geçiriyoruz, diğer yarısınıda uyutularak..

Biz; ayakları şişene kadar namaz kılan peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz.

Şu iner yokuşlardan, hep basamak basamak; benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Ağaçtan düşen yaprak nasıl kurumaya mahkumsa; gönülden düşen insan da 'unutulmaya mahkumdur.

Sabır, çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir.

Chp bir parti değil. Türk'e dinini, dilini, ve özünü kaybettirmeye memur, bir katliam müessesesidir.

Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok.. Şiir ve san'atsa hiç yok..

Yorumlar 18 Adet

Perihan

FADİME

[10470] numaralı söz için:
ÇOK YARDIMCI OLDU SAOL

Perihan

Didem

[10355] numaralı söz için:
Benimkisi bunun sözü ama anlamını bulamadım

Perihan

ÇELEBİ29

[10449] numaralı söz için:
Muhteşemmmm

Perihan

Misafir

Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok.. Şiir ve san'atsa hiç yok.. / Necip Fazıl Kısakürek

:) Tam tersi oysa ki:!? Dinin olmadığı yerlere bakın birde dinin olduğu ortadoğuya bakın şayet kör, sağır, dilsiz, iblis insansı! yaratıklardan değilseniz!

Perihan

Işık

İnsanlığa ne kattı? Kinden başka düşman yaratmaktan başka. İnandığı kendisinin dahi mutlu etmeyip başkalarınıda huzursuz etti. "Din olmadığı yerde hiç bir şey yoktur'u" şimdi Baktığında dinin olduğu yerlerde ne var? Söyleyeyim kan ölüm yıkım acı ve hepsinden ötesi çocukların savaşın orta yerinde ölümleri var bu nedir? Ortadoğu Cehennemi değil midir? O doğan çocuklar bunu hak ettiler mi? Hani daha yaşamadılar ki imtihandan söz edebilesiniz?!!!

Perihan

Şükrü Kaya

[10356] numaralı söz için:
Üstadın bu dizesi kendi el yazısıyla mevcut mu acaba?
Ben ikinci "O" nun olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Zira vezni bozuyor.

Perihan

ERMAN BOZKURT

[10356] numaralı söz için:
Bu dizeler Aşıki ye ait Neden insanlara yanlış Bilgi veriyorsunuz

Perihan

Nur

[10356] numaralı söz için:
Duyan da bu şiiri N. Fazıl'a ait zannedecek...
Ama değil :)

Perihan

Cengiz demir

[10449] numaralı söz için:
Muhteşem bir söz

Perihan

Samia

[10291] numaralı söz için:
Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret ahiret için gayret yok hayret hep yarın diyorlar o yarın belki kıyamet

Perihan

Cengiz

[10356] numaralı söz için:
Hocaya kusur bulmak hadimizemi çok dogru söz

Perihan

emre yalçın

[10331] numaralı söz için:
Bu söz bana aittir. Günlüğüme tarihiyle yazmıştım yaklaşık olarak 2011 de paylaştığım söz. Bu ve bunun gibi onlarca sözlerime çeşitli isimler yazıp paylaşıldı varsın olsun. :)

Perihan

Ahmet

[10393] numaralı söz için:
Kardeşim bu söz Allah dostunun sözü ya bişri Hafi ya da Aziz Mahmud Hüdayi sözü

Perihan

Ali Maralcan

[10328] numaralı söz için:
hadi ordan. ne necip fazıl'ı. hasan hüseyin (korkmazgil) bu dörtlüğün şairi...
Admin: Ali bey, bu söz için bize kaynak gösterin, düzeltme işlemi yapalım.

Perihan

Orhan

Bu sözü söylediğine dair video veya kaynak verirmisiniz bazı kişiler bu sözün üstadın söylemediğini montaj olduğunu söylüyor

Perihan

Hulk

Mesele insanlar değil mantık meselesidir

Yorum Yaz

söz kimin Alfabetik Liste