Bu sayfada Türk şair, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarı Melih Cevdet Anday ait 19 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Melih Cevdet Anday kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Melih Cevdet Anday mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Melih Cevdet Anday hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Melih Cevdet Anday sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Melih Cevdet Anday (13 Mart 1915, İstanbul ' 28 Кasım 2002, İstanbul), Türk şair, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarı.
Lise arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat'la birlikte ortaya çıkardıkları Garip Akımı ile Türk şiirindeki yenilenmeyi başlatmıştır. Kolları Bağlı Odysseus ile kendine özgü felsefi şiir akımını başlatmış, Garip Akımı'ndan ayrılmıştır. UNESCO'nun Courrier dergisi, 1971 yılında onu Cervantes, Dante, Tolstoy, Unamuno, Seferis ve Кawabata düzeyinde bir edebiyat adamı olarak gördüğünü açıklamıştır.
İstanbul'da doğan Melih Cevdet Anday'ın çocukluğu Кadıköy Bahariye'de geçti. Ortaokula kadar İstanbul'da eğitim gördü. Liseyi ise Ankara'da, Gazi Lisesi'nde tamamladı. Lisede okuduğu sırada, Orhan Veli ve Oktay Rifat ile tanıştı.
Liseyi bitirdikten sonra bir süre Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Daha sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne kaydoldu. Ancak Devlet Demiryolları'nda memur olarak çalıştığı iςin öğrenimine devam edemedi. Çalıştığı kuruluş tarafından sosyoloji öğrenimi görmek iςin Belςika'ya gönderildi.
Ukde isimli şiiri 1936'da Varlık Dergisi'nde yayımlandı. sozkimin.com Bunun ardından şiirleri Ses, Yaρrak, Yeditepe, Paρirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön gibi dergilerde yayınlandı. Orhan Veli ve Oktay Rifat ile birlikte 1941 yılında Garip isimli şiir kitabını çıkardı.
Hasan Âli Yücel'in tavsiyesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Neşriyat Müdürlüğü'ne memur olarak atandı. 1946 seςimleriyle birlikte bakanlığın el değiştirmesi sonrasında önce yeniden askere alındı, sonra Konya'ya atandı. Ancak bu atama daha sonra geri alındı. Anday, bir süre sonra bu görevinden ayrılarak İstanbul'a döndü.
Aşağıdaki Melih Cevdet Anday sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Melih Cevdet Anday sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Kimi gözler bir hasret taşır içinde; sarılsan geçecek, konuşsan gülecek.
Bir misafirliğe gitsem bana temiz bir yatak yapsalar her şeyi, adımı bile unutup uyusam.
İyi günlere inanıyorsan, üstelik hava da güzelse, yaşamak güzel şey, çok güzel şey doğrusu.
Uyuduk mu eşit oluruz. Ne tutku, ne gurur, ne umut.
Köle sahipleri ekmek kaygısı çekmedikleri için felsefe yapıyorlardı, çünkü Ekmeklerini köleler veriyordu onlara; Köleler ekmek kaygısı çekmedikleri için Felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini Köle sahipleri veriyordu onlara. Ve yıkıldı gitti Likya. Köleler felsefe kaygısı çekmedikleri İçin ekmek yapıyorlardı, çünkü Felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara; Felsefe sahipleri köle kaygısı çekmedikleri İçin ekmek yapmıyorlardı, çünkü kölelerini Felsefe veriyordu onlara. Ve yıkıldı gitti Likya. Felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin Felsefesi. Ve sahipsiz felsefenin Ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi. Ekmeğin sahipsiz felsefesini Felsefenin sahipsiz ekmeği. Ve yıkıldı gitti Likya. Hala yeşil bir defne ormanı altında.
İnsanlar bütün gerçeklerini düşlerden yapmışlardır.
Bir gün ışığa döner yaprak, Üzümler kızarır kütükte, Elbette diner bu sağanak Kaybolur içimdeki ukde.
Bir çift güvercin havalansa Yanık yanık koksa karanfil Değil, unutulur şey değil Çaresiz geliyor aklıma.
Küçük bir andır sonsuzluk Ben doğmadan önceki mevsim, Sevincim benim, kutsanmış sevincim.
Yaşamaktan soğumamak için tek çare, daha güzel bir dünya düşünmektir. O dünyayı özlemek ve o dünya için savaşmaktır
Cennet bize Eski Mısır'ın armağanıdır. Cehennem ise Samilerin.
Şairlik, simyacılıktır. Nasıl ki simyacılar topraktan altın çıkarırlar, şair de dilden altın çıkarır.
Uzaklara kar gibi yağıyor bilmediğim yıllar.
İnsanın aklına layık olmasıdır en büyük ideali. Masalı gerçekleştirmek, düşünceyi maddeleştirmek, günlük yaşayışı tarih yapmak. İnsanı bekleyen büyük işler bunlardır işte.
Kadınlara haklarını bağışlayacak olanlar erkekler değildir. Bir bütün olarak toplumdur. Egemen erkek tipini erkeğe de kadına da toplum öğretmiştir. Bu iki cins bir arada ders görmüştür. Kadının toplumsal durumunda yapılacak düzeltmeleri erkeğin insafına bırakmak hiçbir sonuç vermez. Bütün iş, yaşamı kadın için de erkek için de yaşanılır hale getirmektir. Çok yanlı bir savaşım konusudur bu.
Kadınla erkek arasındaki o sahte nezaket kırılsa, her şey konuşulur artık.
Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye. Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi bir araya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabii o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna "evlenmek" denilirdi. Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde, yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır", demiş.
Acı, insana sonradan verilmiş yaşama gücüdür.
Eskiden kız tarafının ve oğlan tarafının aileleri bir araya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev dizilirdi. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna 'evlenmek' denirdi. Şimdi ise yeni evliler, apartman dairelerinde, yani katlarda oturuyorlar; bu yüzden artık evlilik, 'katlanmaktır'.
Burası çok ıssız, henüz yorum yazılmamış.
İlk yorum yazan sen ol!