Lale Müldür Sözleri ve Hayatı

söz kimin

Bu sayfada Türk şair ve yazar Lale Müldür ait 19 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Lale Müldür kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Lale Müldür mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.

Lale Müldür
  • Adı: Lale Müldür
  • Doğum: 1956
  • Mesleği: Türk şair ve yazar
Lale Müldür Kimdir Sayfası

Bu sayfada Lale Müldür hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Lale Müldür sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.

Lale Müldüɾ, (d. 1956, Aydın) Tüɾk şaiɾ ve yazaɾ.

Liseyi Robeɾt Kolej'de bitiɾdi. Şiiɾ buɾsu alaɾak İtalya'ya Floɾansa'ya gitti. Tüɾkiye'ye dönüşünde biɾeɾ yıl Oɾta Doğu Teknik Üniveɾsitesi Elektɾonik ve Ekonomi bölümleɾine devam etti. 1977'de İngilteɾe'ye gideɾek Manchesteɾ Üniveɾsitesi Ekonomi Bölümü'nden lisansını, Essex Üniveɾsitesi Edebiyat Sosyolojisi Bölümü'nden masteɾ deɾecesini aldı. 1983'te Belςikalı ɾessam Patɾick Jacquaɾt ile evleneɾek Bɾüksel'e gitti. 1983-1986 aɾasında buɾada yaşadı. 1986'da yuɾda döndü.

İlk şiiɾleɾi 1980'de Yazı ve Yeni İnsan deɾgileɾinde çıktı. Gösteɾi, Defteɾ, Şiiɾ Atı, Oluşum, Moɾ Köpük, Yönelişleɾ, Sombahaɾ deɾgileɾinde biɾçok şiiɾ ve yazısı yayınlandı. Şiiɾleɾinden bazılaɾı bestelendi ve filmleɾde kullanıldı.

Şiirlerinden bir seçki "Water Music" adıyla Dublin'de yayınlandı (Poetry Ireland, 1998). sozkimin.com Fransız ressam Colette Deblé'nin resimleri üzerine yazdığı şiirler ise Fransız Enstitüsü'nden "Yağmur Kızı Böyle Diyor" adıyla Fransızca yayınlandı.

Bir dönem Radikal gazetesinde yazdı. Yurt dışındaki birçok toplantıda Türkiye'yi temsil etti. Türk şiirinin lirizm birikimleriyle ilintisiz, imge ya da görüntü düzeyinden çok beslendiği farklı kültürlerdeki kavramlar ve kaynaklar üzerine kurulu Türk şiirinin köşe taşlarından sayılan bir şiiri vardır.

1998'de yazdığı Divanü lügat-it-Türk isimli kitabı Fransız bir Türkolog tarafından Fransızca'ya çevrilmiştir. Halen çok sayıda yabancı yayınevinden teklif almaktadır [kaynak belirtilmeli]. Şairin, New York'ta yayımlanacak bir şiir kitabının çevirisi ise devam etmekte ve şiirlerinin bir kısmı İsrail'de İbranice'ye çevrilmektedir.

13.İstanbul Bienali'nin başlığı, şairin 'Anne, ben barbar mıyım'' isimli deneme kitabından alınmıştır.
kaynak: wiki

Şiir
Uzak Fırtına (1988)
Voyıcır II (Ahmet Güntan'la birlikte, 1990)
Seriler Kitabı (1991)
Kuzey Defterleri (1992)
Buhurumeryem (1993)
Divanü Lügat-it-Türk (1998)
Saatler/Geyikler (2001)
Ultrazon'da Ultrason (2006)
Güneş Tutulması 1999( 2008 )
Medine Ve Кavun Likörü ( Seyhan Özdamar'la birlikte, 2009 )
Siyah Sistanbul (YKY-2011)

Deneme
Anne Ben barbar mıyım' (Patika-1998)
Haller Leyla (2006)

Roman
Bizansiyya, Yaρı Kredi Yayınları, 2007.

Lale Müldür Sözleri 19 Adet

Aşağıdaki Lale Müldür sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Lale Müldür sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.

Gözler terk edilen şeylerle doludur.

Seni Bırakıyorum
Seni bırakıyorum semender ellerimle
seni bırakıyorum
seni bırakıyorum
duvarlarda kurutulan anemon ellerimle
içimdeki sulara
içimdeki sazlıklara
içimdeki bataklıklara

seni bırakıyorum kendine kapanmış
kollarımın anarşik güzelliğiyle
içimdeki yosun yeşili sulara
içimdeki tehlikeli kıyılara
içimdeki siyah ışığa

seni bırakıyorum
seni yatıracağım ellerimde
bir ıhlamur yaprağı gibi
seni yatıracağım göğüslerimde
menekşeler gibi
seni yatıracağım gözlerimde
bir yağmur suyu gibi...

Kadife şairler
ölüyorlar kadife şairler...
Pazarların tozunda ve kulelerin sisinde gömülü

gün geceye akıyor... Güne gece...
Ölüm yaşama akıyor yaşam bilince...
Bilinç de akar daha karar vermediler
gitse odalarından gitse odalarından birileri...
Yalnızlık ve melankoli...

Heryerdeydiler...
Dönecek yerleri yok şimdi...

Eskil Bir Aşk Öyküsü
Boynumda yağmurdan bir kolye...
Islak taşlara oturuyorum bugünlerde...
Bir siyam kedisi ve ben... Pek çok şeyi geriye doğru unutuyoruz...
Eski rus bir sevgilim vardı...
Başka birisini göze alamam bugünlerde...
Öykü safir aynalı bir salonda geçiyordu...
Herşey önce çok güzel başlıyordu...
Sen, gözünde siyah bir bant, beni dansa kaldırıyordun...
Ben seni portekizli bir korsan sanıyordum...
Sonra ortaya çıkıyordu eski bir rus soylusu olduğun...
Yelkenbezi fularını çıkarıp... Bir reverans yapıyordun...
Odadan yavaş yavaş herkes, soylu soysuz herkes çıkıyordu...
İkimiz bir de kediler kalıyordu... Hava alamıyorduk...
Kapıları mühürlüyorlardı... Eskil bir aşk öyküsünün içinde
kalıyorduk... Biz seni portekizli bir korsan sanıyorduk...
Bir siyam kedisi ve ben...

Delta Günleri
Duino harebelerinde bir gölge, ay
ve nesnesi olmayan bir melankoli...
Yitik şeyleri içselleştirmek... İçimizde
hareket eden akıl, Mobius dönüşleri, dönüşümleri...
Yeni bir melankolinin gizli imleri... delta günleri...
Uzak bir günde, delta günlerinin birinde
bir heksagram kurmak ve kapatmak - evreni, arzuyu
bilinmeyeni (ilk çizgi, kırık, öznesini iplerle, halatlarla
bağlanmış olarak gösteriyor... üç yıl boyunca
Ateş, barika, tehlike...
Gece umarsız bir Y işaretiydi ve düşüyordu sana doğru.
İsminin anagramlarında kendisiyle
karşılaştın ve evlendin
Bir uzaklık, ilk günlerdeki gibi, gizil rezonanslar...
Piyano seslerinin ve masaların üzerindeki cam
kırıkların arasından ona yaklaştın.
O yüzünü dönmedi.
İçinde bir şey, fümerol gibi bir şey, onu sevdi.
Hava yapıştı yüzüne. Sonunda anladı gerçek ismini
ve sana ne olmadığını söyledi.
Ağaçların arasında yitiyor gölgen, uzaklıklar, Pompei...
Biri yaralıyor diğerini
boğuyor yutuyor
Ayşama dönemleri bitti artık...
Ağır yıldız kümeleri yer değiştiriyor aklımda...

Cam Seslerinden Bir Anı
kısacık bir andı, bana cam sesleri gibi
bir anı kaldı
kısacık bir andı, o çok duyarlı dengeler
yansıdı
İpe dizilen inci
dünya ile kişi
ilk yazdı, sonradan saydam birşeyler
yağdı
uyum karıştı ince havaya
değildin sen
ben sonsuz kişiydim, o kapıdan
çıkarken
anıların cam kırıkları gibi
toplandığı o an
başka anıların anıları
geçiyor aklımdan.

Buğu Banyosu

Kırgızistan?da batık bir vadide
Men seni bela sandım.
Kalbimden uzakta çok uzakta bir kurt öldü.
Şarap kızılı bir lale sızıpdur şimdi orada farkında mısın?
Geceyarısı batkıları ve al kanlar içinde ekşimden
öle budum. Yıllar ve yıllar var ki Bizansiyya?nın
tungasında erguvani balıkçıl gibi yaşadım.
Çünkü heeç, heç görmedim dosttan vefa. Gözyaşım duştu.
Gözelsiz, vefasız, hakikisiz
Ben bu yerde yaşamadım.
Sonunda bir gün könlüme bir buğu banyosu yaptım.
Bulanık bir yağmur yağdı. Batkın eşklerden kendimi
kurtarıp başka bir tür Aşk?lara aldım.
Ben bu Aşk?a düşeli kimse yüzüm bakmaz.
Sevmiş bulundum güzelim gayri ne çare.
Ela gözlerim teninizin en derenlerine getti.
Batıl bir evlenme yaşadım. Sevsem de öldürüyorlardı
Sevmesem de. Düşerler onlar da yıkılıp düşer bir gün.
Heeç ağlamadım. Mavi kuzgun buğday başaklarını sıyırdı.
Gözyaşım duştu. Ben bu yerde heç yaşamadım?

İz!
Beyaz bir ülkeden çıkıp gelen ikiz!
Lacivert çarşaflara buzdan siluetini çizen sonsuzluk
ve giz, Yaklaş!
Beden nerede parçalandıysa kartallar oradadır. Uykunun
beyaz kum tanecikleri gibi dağıldığı bir gün şeffaf
kanatlar seni yerden kaldıracaklar.
Tuz! Buzu çözen formül, kanallardan akan kar ve pus
Beden nerede parçalandıysa kanatlar oradadır.
Dev kanatların yalayıp geçtiği tuz çölleri,
kızgın havanın ve tuzun örttüğü, örterek çizdiği figürler,
Kim yaşamını kurtarmaya çalıştıysa kaybedecek. Kim
kaybettiyse bulacak onu yeniden. Fezanın
lacivert bir serap gibi insanları sardığı bir gün
dağınık hafif bir uykudan kalkar gibi
teyelleyeceksin kendini.
Yırtık neredeyse beyaz uyum noktaları oradadır sevgilim.
Uz! Yırtık bir göğün altında yaşıyor muyuz?
İşyerlerini saran beyaz yası
Unla kaplanan hasta yataklarını
Çocukluğun kırık kollu eğitimini düşündüğümde
Bana değdiğinde
O bilinmez elektrikte
Seni düştüğün yerden birisi kaldırdığında
Mutsuz bilincin beyaz kelebekleri savrulduğunda
savrulduğunda
Şok
Elektroşok
Kim rezerve ranzada yattıysa bilir.
Parçalar neredeyse kanatlar oradadır.
Seninle geçirdiğim bütün beyaz anların toplamı bu sevgilim
kendimi bütünlemeyi beklerken diktiğim.

Güzel kalan yaralar vardır çünkü.
Limon kokulu yağmurlu kadınlar vardır.
Hiç unutmayan kadınlar vardır.
Her şeye rağmen yağmur kalan kadınlar vardır.

oranj değilim ben, yasın belirtisiyim,
morum, safranım belki ama oranj
değilim. mutluluk çıkmaz benden.
benim turunçgillerim yapraklarını ağlar.
yine de senin için tuhaf şövalyem,
incelikli zulmün için, kalbimin
morluklarını unutup oranj olmayı deneyebilirim.

bizim uslanmaz ruhlarımız
hiç kumrulaşabilir mi?
suskuyla yanyana oturan iki kumru?
iki sevgili yanyana oturarak
uzun süre hiç konuşmadan
yani kumrulaşabilinir mi?

İntizar ettiğim birisi yok, dua ediyorum hayatıma giren yanlış kişiler için. Bana gelince ben; hazan yüzlü bir adamı aradım.
Ona kötü bir şey olsun istedim. Bana aşık olsun istedim.

Ben bir kadınım ve insan kadın olunca
Her şeyi unutur yüreğinin içindekinden başka...

Ben böyle yaşıyorum işte
birşeylerin acısı, birşeylerin anısıyla.

Ego kırılacak
beden kırılacak
kalp kırılacak
her şey kış ışığı gibi kırılacaktır ki
yeni bir başlangıç olsun.

Dünyada olup biten her şeye aşığım ben. Dünyada olup biten her şeye kırgınım ben. Hayatta hiç yalnız kalmayacaksınız ama bir tarafınız hep ağrıyor, hep yalnız.
Boyun eğmek zorunda kaldığım her şeyi unutup, böyle çok sessiz ve huzurlu bir yerde dinlenmek istiyorum.

Ben böyle yaşıyorum işte,
Bir şeylerin acısı, bir şeylerin anısıyla.

Şiirin tam sizi vurduğu yerde,
Kendi ölümcül yaranızı görebilirsiniz.

Yok aşk değil, uyuşmak, anlaşmak, bütün o boktan şeyler değil. yok yok aşk değil, aşk hiç değil. onun bir sözcüğüyle yaşamımda yer alan her şeyi çöpe atmak isterdim. gelgelelim aşk değil bu, aşk hiç değil. bir şey arayan bir kadının aradığı şeyle karşılaştığında kendine iskambillerden kurduğu bir hayatın yıkılması gibi bir şey bu. Doppler etkisi.. ona yaklaşarak yok oldum.

Yorumlar 1 Adet

Perihan

betül

sözcüklerle adeta resim ciziyor. hüznü anlatırken hem çok gercekci hem de çok naif bir dil kullanıyor. ve asla hak ettiği yerde değil.

Yorum Yaz

söz kimin Alfabetik Liste