Jose Saramago Sözleri ve Hayatı

Hiçbir mutluluk sonsuza kadar sürmediği gibi, mutsuzluk da geçicidir.

Dikkatli ol oğlum, sürekli tekrarlanan övgüler kesinlikle memnuniyetsizlikle son bulacaktır, aslında birer yergi sayılırlar.

Değişen bir şey olmayacak, günahkarların günahını bir kez daha hak bilir insanlar çekecek, kötülerin yerine bir kez daha dürüst insanlar cezalandırılacak.

Beynimizin büyük kısmını işgal eden gelenek, alışkanlık ve göreneğin muazzam ağırlığı, geriye kalan kısımdan çıkabilecek parlak ve yaratıcı fikirlerin üzerine çöker.

Sevmek, sahiplenmenin en güzel yoludur herhalde. Sahiplenmek ise sevmenin en çirkin yolu.

Yapacağımız her hareketten önce ciddi olarak düşünmeye başlasak, vereceği sonuçları önceden kestirmeye çalışsak, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra raslantısal sonuçları, daha sonra da ortaya çıkması düşünülebilecek sonuçları düşünmeye kal

Hayat plan yapanlara güler, sükûnet beklediğimiz yeri şamataya boğar ve bir daha görmeyeceğimizi sandığımız birini aniden karşımıza çıkartır.

Çünkü ayrılık anları vedalaşmaya fırsat vermeyecek kadar kısa sürer. Ayrılık zamanı geldi mi, içimizde kabaran katmerli acıları göstermeye fırsat bulamayız bir türlü; telaş ve acele yüzünden herşey gözlerimizde birikip bakışlarımızı buğulandıran gözyaşlar

Kendini tenin zevklerine kaptırmadan çocuk sahibi olmak cezaların en büyüğüdür.

Mutlak karanlığa dalmış bir odada bir ışık yaktığımızda, karanlık yok olur. O zaman kendimize şöyle sormamız tuhaf olmaz: 'Karanlık nereye kayboldu?' ve bunun tek bir yanıtı olabilir: 'Hiçbir yere gitmedi; karanlık yalnızca, ışığın diğer yanı, onun gizli

Unutacaksın, evet. Eminim bundan. Bir yıl sonra beni hatırlamayacaksın bile. Hatta daha da kısa sürede. Üç yüz altmış beş gün olmayacağım ve benim yüzüm senin için geçmişe ait bir şeyden ibaret kalacak. Daha sonra, fotoğrafımı görsen bile yüzümü hatırlama

Kadınları tanımadığın anlaşılıyor, her şeyi yapabilir onlar, iyiyi de kötüyü de, canları isterse taca tahta tenezzül etmeyip âşıklarının giysisini nehirde yıkamaya da giderler, herkesi ve her şeyi ittirip tahta oturmaya da, ellerinden her şey gelir.

Tanrı evreni yaratmadan önce ebediyette öylece bekliyordu, neden ateist olduğum sorusuna daha detaylı cevap verme gereği duymuyorum.

Saygı görmek istiyorsan, teklifsizliği hoş görme.

Kötü örnek her zaman iyi tavsiyeden daha başarılı olmuş ve daha çok sonuç getirmiştir.

İnsan bazı günler sıradan sözcükler kullanmak istemez.

Hayatın bir sürü kartı vardır kuşkusuz ve en umulmadık anlarda masaya sürer.

Mutluluk kısa ömürlüdür, varlığının farkında olduğumuzda onu ihmal ederiz; ancak yok olup gittikten sonra kıymetini anlarız.

Ölüm nedeni zaman içinde unutulur, yalnızca o tek sözcük kalır. Öldü.

İnsan her işe yarayan bir odundur; doğduğu andan ölümüne kadar her zaman boyun eğmeye hazırdır, gönderirsen gider, dur dersen durur, çekil dersen çekilir, tanrılar için en büyük nimet savaş zamanında da barış zamanında da insandır.

Gemin büyükse fırtınan da büyük olur.

Tanrı evreni yaratmadan önce ebediyet de öylece bekliyordu, neden ateist olduğum sorusuna daha detaylı cevap verme gereği duymuyorum.

İnsan olmanın ne demek olduğunu her geçen gün daha az bileceğiz.

Uçup giden her şey bir gün geri gelir ama tam da onlarsız yaşamayı öğrendiğimiz zaman...

Hepimiz düşüncemizi uyuklatan gündelik morfin dozunu alıyoruz. Alışkanlıklar, kötü huylar, yinelenen cümleler, bildik hareketler, tekdüze arkadaşlar, gerçekten nefret edilmeyen düşmanlar; bunların hepsi uyutur. Dopdolu yaşam... Yaşamı dopdolu yaşadığını s

Kim bilir belki insan doğduğunda gerçekle doğuyor, ama onun gerçek olduğundan emin olmadığı için söylemiyordur.

İyiyle kötü kendi başlarına var olamazlar; iyi kötünün, kötü de iyinin yokluğudur.

hayatta neden ve niçin olduğunu bilmeden çocuk yapmaktan başka hedef olmaması pek üzücü.

Damarlarımdaki kan gibisin, varlığını her an hissetmiyorum ama yokluğunda yaşayamam.

Damarlarımdaki kan gibisin, varlığını her an hissetmiyorum ama yokluğunda yaşayamam.

Terk edildiğinde yaşam ne kadar kırılgan.

Zaman, kumar masasında karşımızda oturan öteki kumarbazdır ve bütün kartlar onun elindedir, bizler ancak yaşam karşılığında o masadan bir şeyler kazanırız.

Konuyu ne kadar dolandırırsak dolandıralım dinlerin varoluş nedeninin temelinde , ölüm olgusu yatmaktadır, din ile ölümün ilişkisi ateş ve barut gibidir, ateş olmadığı sürece barutun işlevi olmayacaktır.

Okumak her zaman azınlık içindi, her zaman da öyle olacak.

Zayıflıklarından ötürü küçük görmemeliyiz insanları. İnsan hastayı avuturken kendisini çok sağlıklı hisseder, aptalla konuşurken de çok akıllı.

Umut tuz gibidir, insanı doyurmaz ama ekmeğe tat verir.

Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var, işte bizi biz yapan o.

İnsanların sürdürdükleri talihsiz hayatın ötesinde büyük bir ideal, büyük bir umut var. Her birimizin yaşamını bu idealin, bu umudun yönlendirmesi gerektiğini öğrendim. Böyle düşünmeyen insanlar varsa, doğmadan önce öldükleri içindir.

Kimse kendisine acımamalıdır. İnsana saygının ilk koşulu budur.

Hey şey gibi kelimelerin de kendi neden, nasıl, niçinleri vardır. Gösterişli olan kimileri tumturaklı bir havada bize seslenirler, sanki büyük işler için yaratılmış gibi kasılırlar, ama sonunda hafif bir yel bile olmadıkları, bir değirmen kanadını bile dö

Hiçbir yaşam anlatılamaz; çünkü yaşam, okunmak ya da bakılmak üzere açıldığı ya da soyulduğu anda toza dönüşüp ortadan yok olan bir kitabın birbiri üzerine binen sayfalarına ya da bir resmi oluşturan, üst üste sürülmüş boya tabakalarına benzer. Onları bir

Sevmek sahiplenmenin en güzel biçimidir herhalde, sahiplenmek ise, sevmenin en kötü biçimi.

Hayat insanlar doğduğunda başlamaz; öyle olsa her gün kazanılmış bir gün olurdu; hayat çok daha sonra ve genellikle de çok geç başlar.

En büyük acı, olay anında hissettiğin değil, olayın üzerinden bir zaman geçtikten sonra, yapacağın hiçbir şey kalmadığında hissettiğindir. Ama zaman her acının çaresidir derler. Gel gör ki, ömrümüz bu önermenin doğruluğunu sınamaya vefa etmiyor hiçbir zam