Bu sayfada ABD'li gazeteci ve roman yazarı Jack London ait 42 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Jack London kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? John Griffith Chaney mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Jack London hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Jack London sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Jack London, Amerikalı yazar ve gazeteci.
Özellikle doğa, macera ve toplumsal konuları işlediği eserleriyle tanınan bir yazardır. 12 Ocak 1876 tarihinde San Francisco, California'da doğmuş ve 22 Kasım 1916 tarihinde Glen Ellen, California'da vefat etmiştir.
Jack London, Vahşetin Çağrısı, Martin Eden, Demir Ökçe, Beyaz Diş ve Deniz Kurdu gibi elli'den fazla kitabın yazarıdır. O, Dünya ticari dergi romanının öncüsü olmuş ve yazarlıkla yüksek gelir elde edebilen ilk Amerikalılardan biri olarak öne çıkmıştır.
Jack London'ın en ünlü eserlerinden bazıları, doğanın gücü, insanın hayatta kalma mücadelesi ve toplumsal adaletsizlik gibi temaları ele aldığı Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş gibi kuzeydoğu Kanada'daki kızak köpekleri ve kurtların dünyasını anlatan macera romanlarıdır.
Ayrıca Martin Eden gibi özgün eserleri de vardır. Bu romanında, yazarın kendi hayatından izler taşıyan bir karakter olan Martin Eden üzerinden bireysel başarı, sınıf farkları ve edebiyat dünyasının eleştirisi üzerine düşüncelerini yansıtmıştır.
Jack London, yaşamı boyunca farklı işlerde çalışmış ve dünya çapında birçok yerde seyahat etmiştir. Denizci, balıkçı, yarış atı binicisi, altın madeni işçisi gibi çeşitli meslekleri deneyimlemiş ve bu deneyimleri eserlerine yansıtmıştır. Aynı zamanda sosyalist görüşleri olan bir yazardı ve bazı eserlerinde toplumsal adaletsizliği eleştiren temaları işlemiştir.
Aşağıdaki Jack London sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Jack London sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Bir zamanlar öylesine saftım ki; yüksek mevkilerde oturan, iyi evlerde yaşayan, öğrenim görmüş ve bankalarda hesapları olan insanları saygı değer kimseler sanırdım.
Bir şey gördüğünüzde, hepsini, bütününü görmelisiniz, yoksa görmenin ne anlamı kalır?
Yüreği para diye çarpanlar, şaşılacak derecede kolay kandırılır. Ciğerleri beş para etmez onların. Bire yüz getirecek bir iş öner, oltanın ucundaki solucana saldıran çaylak kesilirler. Bire bin getiren bir iş öner, resmen çılgına dönerler.
Eğer bilmediğin bir oyun oynuyorsan ilk hamleyi daima rakibine bırak.
Biz sizin endüstriyel ve sosyal hatalarınızın sonucuyuz. Biz sizin yarattığınız toplumdan çıktık. Biz devrin başarılı başarısızlıklarıyız.
Yüksek sınıfın devamı ancak başka sınıfların ezilmesi ve yıkılmasıyla mümkündür.
Bu dünyada yapılacak, öğrenilecek o kadar çok şey vardı ki, yedi saat uyuyunca kendimi suçlu hissediyordum.
Kendisinin hiç kimse, hiçbir şey olduğunu.
Gelişme hayattır ve hayatta öteden beri ışığa gider.
Dışisine kötü davranan tek hayvan insanoğludur.
Tutumunu ve davranışını onlar için anlaşılır kılacak yeterli sözcükler hiçbir dilde yoktu.
Elbiseleri gibi, görüşleri de hazır alınmaydı.
Martin eden için neden biraz üzülmeyeyim? Martin eden bendim. Martin eden bir bireyci idi, bense bir sosyalist. İşte bu nedenden ben yaşamaya devam ediyorum ve işte bu nedenden martin eden oldu.
Doğa, her normal adamı olduğu gibi Martin'i de aşk amacıyla tasarlamıştı.
Ütopya sözü bir fikri peşinen yargılamaya yetmektedir.
Öylesine çok, öylesine müthiş ve öylesine umutsuzdu sevgisi.
Onun ne düşündüğünün sevilebilirliği ile hiçbir ilgisi yoktu.
Beni ben olduğum için istemiyorlar, çünkü ben, hâlâ istemedikleri eski benim.
Düşünceyi izleyemediği zaman, hatanın düşüncede olduğuna inanmak, dar görüşlülüğün eski dramıdır.
Güzelliğin anatomisini inceleyip öğrendikten sonra, güzelliğin kendisini yaratabilmeye daha çok yaklaşılır.
Ben, benim ve kendi beğenilerimi insanların bağlaşık yargılarına tabi kılmayacağım. İnsanların çoğunluğu bir şeyden hoşlanıyor ya da hoşlandığına inandırılıyor diye, benim de o şeyden hoşlanıyor taklidi yapmam için dünyada hiçbir neden yok.
Köpeğe verilen bir kemik yardımseverlik değildir. Yardımseverlik, siz de köpek kadar açken onunla paylaşılan kemiktir.
Açlık çekerken, düşünceleri sık sık dünyada açlık çektiğini bildiği binlerce kişi üzerinde duruyordu, ama şimdi karnı doymuşken beyni artık açlık çeken bu kişilerin düşüncesiyle dolu değildi.
Bir şeyler yapabilecek olmak ama onları yapmaya önem vermemek!
Gözlerinde gördüğü ışıltı ve sevginin, aslında onun kendi gözlerinde gördüğü şeyle arttığını bilemezdi.
Utancı bile utandıracak bir utanç belgesi!
Bir hayalet, ölmüş ama öldüğünü anlayamayan bir insanın ruhudur.
Yeni bir cennet bulamadım ve artık eskisini de bulamıyorum.
Herhangi bir şeyin varolması, onun varolmaya uygun olduğunun yeterli bir doğrulamasıdır.
Yaşama sevgi beslemeyen varlık, yok olma yoluna girmiş demektir.
Belki de hiçbir şeyde gerçek yoktur; gerçeklikte gerçek yoktur.
Toz değil kul olmayı yeğlerim.
Bir gemi filosunun hızı, içindeki en yavaş geminin hızıdır.
Yaşam acı veren bir yorgunluk haline gelince, ölüm sonsuz uykunun sakinliğine götürmek için hazırdır.
Yoksulluk, yoksul olmayan bazıları için, varoluşun iyi olmadığı durumu simgeleyen bir sözcüktür.
Ölüm acı vermez; acı veren şey, yaşamdır.
Yaşam bir hata ve utanç!
Dünyanın tüm hazlarının tadını çıkarma özgürlüğünü veren, paradır.
Deha, satışa çıkarılan ürünün üstüne konulan markadir.
İnsan asla mutlak gerçekleri bilemez.
Büyük bir şey haline gelen o küçük şey üzerinde Martin'in kafası karışmaya devam ediyordu.
Karşılaşmış olduğu bu avukatlar, subaylar, işadamları ve banka veznedarları ile tanımış olduğu işçi sınıfları arasındaki farkın; yedikleri yiyeceklerin, giydikleri elbiselerin, yaşadıkları semtlerin farkından başka bir şey olmadığını biliyordu Martin Eden
Sözlerin çok hoş ve çok işime yaradı