Bu sayfada Rus şair, yazar, oyun yazarı, çevirmen Ivan Turgenyev ait 45 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Ivan Turgenyev kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? İvan Sergeyeviç Turgenev mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Ivan Turgenyev hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Ivan Turgenyev sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
İvan Seɾgeyeviç Tuɾgenev (9 Кasım 1818, Oɾel - 3 Eylül 1883, Bougival) ɾus şaiɾ, yazaɾ, oyun yazaɾı, çeviɾmen.
9 Кasım 1818'de Oɾel kentinde doğaɾ. Babası soylu biɾ ailedendi, fakat yoksul düşmüşleɾdi. Süvaɾi albayı baba Tuɾgenev, Spasskoye malikanesinin sahibi, yaşlı biɾ kadın olan, Vaɾvaɾa Petɾovna Lutovina ile evleniɾ. Bu evlilikten İvan doğaɾ. Okumuş, eğitime, kültüɾe düşkün fakat biɾ o kadaɾ da seɾt olan annesi, suç işleyen topɾak köleleɾini acımasızca cezalandıɾıɾ, kıɾbaçlatıɾ. Tuɾgenyev'in fikiɾleɾi bu duɾumlaɾ yüzünden küçük yaşta şekillenmeye başlaɾ. Aile 1827'de Moskova'ya göç ettiğinde Tuɾgenev özel okullaɾda eğitim göɾüp, özel öğɾetmenleɾden deɾsleɾ alıɾ. Henüz biɾ çocukken; Almanca, İngilizce ve Fɾansızca'yı anadili gibi konuşmaya başlaɾ. Daha sonɾa Moskova ve Peteɾsbuɾg üniveɾsiteleɾinde okuɾ. Felsefe fakültesini iyi deɾecede bitiɾiɾ.
Daha sonɾa Almanya'ya gideɾ. Beɾlin Üniveɾsitesi'ne giɾeɾ ve Almanya'da 4 yıl süɾeyle kalıɾ. Taɾih, klasik filoloji dallaɾında çalışmalaɾ yaρaɾ, Yunanca ve Latince öğɾeniɾ. Yuɾduna döneɾ ve Peteɾsbuɾg Üniveɾsitesi pɾofesöɾlük sınavını kazanıɾ. O dönemde Alman felsefesi ülkede benimsenmediği ve kuşku ile bakıldığı iςin deɾs veɾme olanağına kavuşamaz. 1842 yılı Tuɾgenev iςin dönüm noktasıdıɾ. O sıɾada ɾus eleştiɾmen Belinski ile tanışıɾ. Belinski'nin dialogta olduğu insanlaɾ topɾak köleliğine kaɾşı duɾan aydın kesimidiɾ. İlk yazınsal denemeleɾi dışında ilk ciddi çalışmalaɾı 1842'ye ɾastlaɾ. Seçtiği yol; Puşkin'in oɾtaya attığı ve Gogol'ün geliştiɾdiği geɾçekςiliktiɾ. Onu üne kavuştuɾan ilk yaρıtı "Biɾ avcının notlaɾı" adını taşıyan dizidiɾ, 1880 baskısında bu kitaρ 25 öykü içeɾiɾ. Öyküleɾin konulaɾı; topɾak ağası ve köylünün yaşayışı, iςinde bulunduğu koşullaɾdıɾ.
Aşağıdaki Ivan Turgenyev sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Ivan Turgenyev sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
İlk aşk, devrimden farksızdır; hiç değişiklik olmadan sürüp giden hayat bir anda darmadağın oluverir.
Zaman bazen kuş gibi uçarak, bazen de solucan gibi sürünerek geçer. Ama insanın özellikle en çok hoşuna giden şey, zamanın çabuk mu, yoksa ağır mı geçtiğini fark bile etmemesidir.
Alabileceklerini kendin al ve başkalarının seni avuçlarının içine almasına izin verme! Kendine ait olmak; yaşamda esas mesele budur.
Ama gene de şunu söyleyeceğim, tüm hayatını bir kadının aşkına yatıran, kaybedince de çöken, artık hiçbir işe yaramayacak kadar kendini bırakan, hayata küsen bir erkek, erkek değildir.
Zaman, bilindiği gibi, bazen kuş gibi uçar, bazen de solucan gibi sürünerek geçer; ama insan en çok zamanın ağır mı, yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendisini iyi hisseder.
Övündüğünüz onurunuz size ihanet etti.
Bir adama 'aptal' deseler de dayak atmasalar üzülür; ama 'akıllı' deyip de sonra onun parasını vermeseler, zevk alır!
Her insan pamuk ipliğine bağlı; her an altından bir uçurum açılabilir.
Sevdiğinin gözlerinde gözyaşları görmemiş olanlar, insanın kalbi minnettarlıkla ve çekingenlikle titrerken dünyada ne denli büyük mutlulukların olabileceğinden habersizdirler.
Sövüp saymak için bile olsa, insanın başkalarına ihtiyacı vardır.
Ölüm çok eski bir şakadır, fakat herkese yeni görünür.
Şu karıncaların, böceklerin ve öteki bay böcekgillerin ciddiyeti yok mu, beni dünyada en çok şaşırtan budur. Öyle tumturaklı bir tavırla koşturup duruyorlar ki, sanki bir önemi var yaşamlarının! Düşünün bir; varlıkların en yücesi, kralı olan insanoğlu onlara bakmaya zaman buluyor ama, bu onların umurunda bile değil. Sonra, herhangi bir sivrisinek, bu en yüce varlığın burnuna konuyor ve onu yiyecek olarak kullanıyor. Bu, onur kırıcı bir şey. Bu açıdan bakarsak, böceklerin yaşamı bizimkinden niye daha kötü olsun? Biz kendimizde, kurum satmaya hak görürken, onlar niye bu hakkı görmesinler kendilerinde?
Ölüm eski bir şey; ama ne zaman başa gelse yepyeni.
İhtiyaç her şeyi öğretir, birçok şeylerden de vazgeçirir.
İrade, özgürlükten daha değerli olan tek şeydir.
Beni unutursunuz! Ölüler Canlılar'a arkadaş olamaz.
İlk aşk, devrimden farksızdır; hiç değişiklik olmadan sürüp giden hayat bir anda darmadağın oluverir.
Ölüm eski bir olaydır, ama her insana yeni görünür.
Zaman bazen bir kuş gibi uçar, bazen de bir tırtıl yavaşlığıyla geçer. İnsan zamanın hızlı mı , yavaş mı geçtiğini fark etmiyorsa mutludur.
Ölüm, ağıyla balığı yakalayan ve onu bir an için suya bırakan balıkçıya benzer. Balık yüzmektedir ama, ağa düşmüştür bir kere; balıkçı dilediği zaman çeker onu.
Ölüm eski bir şeydir; ama her insana yeni görünür.
Hatıra çok, fakat hatırlanmaya değer hiçbir şey yok! İleride, önümde, uzun, çok uzun bir yol duruyor; benim ise hiçbir hedefim yok... Canım adım atmak bile istemiyor.
Zaman kimi kez bir kuş gibi uçar, kimi de bir sümüklüböcek gibi ağır ağır geçer; ama insan zamanın yavaş mı, hızlı mı geçtiğini fark etmiyorsa, işte o zaman çok mutludur!
Sevilen bir varlığın gözlerinde bu gözyaşlarını görmemiş bir kişi , insanı dünyada bu denli mutlu eden olayın olduğunu bilmez.
Bazı yaralar vardır ki, kapanmış olsalar bile dokununca sızlarlar.
Zaman bazen bir kuş gibi uçar, bazen de bır tırtıl yavaşlığıyla geçer. İnsan zamanın hızlı mı, yavaş mı geçtiğini fark etmiyorsa mutludur.
Her güzellik elle tutulmaz, yakalanmaz. Eski ustalar güzelliğin peşinden koşmadılar. Bu, onların yapıtlarında kendiliğinden vardı. Onlar tüm dünyayla ilgiliydiler.
İnsanın başına nasıl bir felaket gelirse gelsin o, ya aynı gün ya da en çok ertesi gün karnını tıka basa doyuracaktır.
İnsan her şeyi anlamaya yeteneklidir. Evreni dolduran esirin titreşimini de, güneşte olup bitenleri de; ama başka birinin, burnunu neden kendi gibi değil de başka türlü sildiğini.. işte onu anlayamaz.
İlk aşk ihtilalden farksızdır. Tekdüze süren hayat birdenbire darmadağın oluverir.
Bencil insan, tek başına kalmış meyvesiz bir ağaç gibi kurur gider.
Bir insan her şeyden vazgeçebilir.
İradesi zayıf insanlar bir şeye kendiliklerinden son veremezler, bunun onun dışında oluşmasını beklerler.
İnsanoğlunun duaları hep mucizeler içindir. Her türlü dua aslında şuna indirgenebilir: Yüce Tanrım, lütfen iki kere ikinin dört etmemesini sağla.
Tek tek insanları anlamak için zahmete girmeye değmez. Bütün insanlar özdeştir, bedence olduğu gibi ruhça da. Tümümüzün bir beyni, dalağı, yüreği ve ciğerleri var, bunlar özdeş yapıdadır. Moral denilen şeyler de özdeştir hepimizde.. Ufak tefek değişiklikler önemli değildir. Bir tek insanı ele almak, bütün ötekileri tanımak için yeter. İnsanlar ormandaki ağaçlar gibidir: Hiçbir bitkibilimci, tek tek bütün meşe ağaçlarını incelemeye kalkmaz.
Hayat öyle bir biçimde olmalıydı ki, her anı anlamlı olsun!
Zaman, bilindiği gibi bazen kuş gibi uçar, bazen de solucan gibi sürünerek geçer. ama insan en çok zamanın ağır mı, yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendisini iyi hisseder.
İnsan en çok zamanın ağır mı, yoksa çabuk mu geçtiğini farketmediği an kendisini iyi hisseder.
Bütün dehamı, bütün eserlerimi akşam yemeğine geç ya da erken gelmemle candan ilgilenen bir kadın uğruna feda etmeye razıyım.
Hiçbir şeye inanmamaya cesaret edebilen birini görmek beni oldukça heyecanlandırır.
Hiçbir şey çok geç gelen bir mutluluk kadar kötü ve incitici olamaz!
Kadın aşkından koru kendini oğlum. Bize mutlulukla birlikte zehir sunan bu duygudan kork!'' diyordu mektubunda babam.
Yaşadığım zaman parçası, benden önceki ve benden sonraki zaman ile ölçülürse öylesine bir hiç ki.
Geçmişi hatırlamak anlamsız. Geleceğe gelince bunun için kaygılanmayınız.
Yoksa o, bir anlık da olsa, senin gönlüne yakın olsun diye mi yaratıldı?