İvan Gonçarov Sözleri ve Hayatı

söz kimin

Bu sayfada Roman Yazarı İvan Gonçarov ait 25 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. İvan Gonçarov kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? İvan Aleksandroviç Gonçarov mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.

İvan Gonçarov
  • Adı: İvan Gonçarov
  • Doğum: 18 Haziran 1812
  • Ölüm: 27 Eylül 1891
  • Mesleği: Roman Yazarı
İvan Gonçarov Kimdir Sayfası

Bu sayfada İvan Gonçarov hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. İvan Gonçarov sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.

İvan Aleksandroviç Gonçarov, Rus yazardır.

En ünlü eseri 1859 yılında basılmış Oblomov'dur.

Simbirsk, şimԁiki aԁıyla Ulyanovsk'ta ԁoğmuştur. Babası zengin bir tahıl tüccarıԁır. Moskova Devlet Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra 30 yıl boyunca devlet memurluğu yapmıştır.

Goncharov'un ilk romanı Alelade Bir Hikaye, Sovremennik''te 1847 yılında yayınlanmıştır. İkinci ve en iyi bilinen ɾomanı olan Oblomov ise 1859 yılında Otechestvennye Zapiski'da yayınlanmıştıɾ. Üçüncü ve son ɾomanı olan Yamaç, Vestnik Evɾopy'da 1869 senesinde okuyuculaɾıyla paylaşılmıştıɾ.

En ünlü romanı olan Oblomov'un aynı isimli karakteri, "Oblomovluk" kavramının doğmasına da yol açmıştır. Bu kavram aşırı tеmbеlliğin bir ifadеsi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Gonçarov, Dostoyevski tarafından kayda değer, itibarlı bir yazar olarak tanımlanmıştır. Anton Çehov kendisinden başarılı bir yazar olarak söz eder.
Hiç evlenmemiştir ve 1891 yılında Sankt-Peterburg kentinde ölmüştür.
kaynak: wiki

İvan Gonçarov Sözleri 25 Adet

Aşağıdaki İvan Gonçarov sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan İvan Gonçarov sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.

O kadar zarif, o kadar sevimli bir zekası vardı ki, onun alaycılığına muhatap olmak bile hoşuna giderdi insanın.

İnsan niçin yaşadığını bilmezse günü gününe yaşamakla kalıyor; günün geçmesini, gecenin gelmesini beklemekten başka zevki olmuyor. Bugün nasıl yaşadım, sorusuna cevap vermeden uykuya dalıyor, ertesi gün gene aynı hayat.

Düşünceli olmak bazı insanların tabiatında yok. Üstelemeyin.

Beni ağlatmak elinizdeydi ama gözyaşlarımı durdurmak artık elinizde değil. O kadar güçlü değilsiniz.

Düşünmek için, kalpsiz mi olmak gerekir sanıyorsunuz. Hayır, düşünmeyi besleyen sevgidir. Düşen insana el uzatın, mahvolan bir insanla alay etmeyin, onun haline ağlayın. Sevin onu! Onda kendinizi görün ve ona kendinizmiş gibi bakın.

Biri her gün işe gitmek zorunda olduğuna, saat beşe kadar oturmak zorunda olduğuna üzülüyor, ama diğeri böyle bir mutluluğu olmadığından derin derin iç çekiyor.

Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, onunla ölçüyordum; onu gördüm görmedim, göreceğim görmeyeceğim, gelecek gelmeyecek.

Ama insanın kendi vicdanı sözden daha ağırdır.

Ben elime geçen bir şeyi kolay kolay bırakmam, yeter ki zorla elimden almasınlar; kendime güveniyorum. Gerçi henüz gencim ama...

Aşk bir ruh kangreni; o kadar çabuk ilerliyor ki.

Bir iç mücadelenin ona hakim olduğu ama aklın hala yardıma gelmediği görünüyordu.

İnsanlar rahat yaşamak için çalışıyorlar, ama rahat değiller.

Çalışan, koşturan insanları hiç anlamıyordu, Oblomov. 'Ne zaman yaşayacaklar bunlar? diye düşünüyordu. Yaşamak dediği ; hiçbirşey yapmadan uyumak, yemek yemek, tekrar uyumak ve rahatça, kayıtsızca hayal kurabilmekten ibaretti.

Anlayacağın, can sıkıntısı, can sıkıntısı, hep can sıkıntısı! İnsanlık nerede burada? İnsanlığın yüceliği nerede? Nereye gizlendi insanlık, parçalanıp nereye gitti?

Keşke insan hiçbir endişe yaşamadan aşkın sıcaklığını duyabilse! Hayat seni rahat bırakmaz. Nereye gitsen yanarsın! Bir sürü duygu ve kaygı birden hayatını dolduruverir. Aşk hayatın en zor okuludur!

Kurnazlık bozuk para gibidir onunla pek bir şey alınmaz. Bozuk paranın insanı ancak bir iki saat idare edebilmesi gibi, kurnazlık da bazı şeyleri gizler, karşıdaki insanı aldatır ama uzak ufukları görmek, büyük bir olayı başından sonuna dek götürebilmek için yetmez. Kurnazlık uzağı göremez. Ancak burnunun dibindekileri görür, uzağı değil. Onun için de başkaları için hazırlanmış tuzağa düşürür insanı.

Konuştukları şeyler kiralanmış elbiseler gibi, kendi malları değildir. Yapacak isleri olmadığı için güçlerini öteye beriye harcarlar. Her şeye sarılan ilgileri, ruhlarının boşluğunu ve sevgi yoksulluklarını kapayan bir örtüdür. Ama orta halli bir yol seçmek ve orada derin bir iz bırakarak yürümek islerine gelmez; çünkü böylesi can sıkar, göze çarpmaz; çok şey bilmek o zaman işe yaramaz, gösterişe yer kalmaz.

Hatıralar mutlu bir hayatın hatıraları olursa güzeldir; insana güç kapanmış yaraları hatırlatınca acı şeylerdir.

Başkasına ait, hazır düşüncelerin sıradan bir kullanıcısı değildi o; kendi fikirlerini kendi yaratır ve kullanırdı.

Mesela deniz. Tanrı eksik etmesin ama bizden uzak olsun daha iyi! İnsana hüzün vermekten başka şeye yaramaz. Baktıkça ağlayacağınız gelir. Bu uçsuz bucaksız su kitlesi önünde ruh ezilip büzülür; hiç değişmeden, alabildiğine uzayıp giden bu güzel manzarada yorulan göz, dinlenecek bir yer bulamaz.

Doğduğunu herhalde annesinden başka kimse fark etmemiştir; yaşadığını da pek az kimse bilir; fakat ölümünü kimse fark etmeyecek, öldüğüne kimse sevinmeyecek, kimse acımayacaktır. Onun düşmanı, dostu yoktur. Yalnızca birçok tanıdıkları vardır. Belki bu silik kişinin yalnız cenazesi bir ilgi uyandıracak, yolda adamın biri saygı ile durup selamlayacak, belki başka bir meraklı da cenazenin önüne koşacak, ölenin adını soracak ve hemen unutacak..

İnsan hayatının amacı dört mevsimi de ani değişimler olmadan yaşamak, hayat bidonunu tek bir damla bile dökmeden en uzağa kadar taşımaktır. Ağır ağır yanan bir ateş, alev alev bir yangından daha iyidir.

Güçlü güçlüyü sevmez hiçbir zaman. Yan yana geldiklerinde, keçiler gibi toslaşmaya başlarlar! Ama bir güçlüyle bir güçsüz iyi geçinirler. Biri gücü için sever ötekini, öteki de yumuşak başlılığı, uysallığı ve onun isteklerine boyun eğdiği için.

Parlak günler kalmaz, uçup gider ve hayat akar, bir bunalım ötekini izler.

Her Gün Yan Yana Oturmak Kolay Iş Değildir. Birbirinin Iyi Yanlarından Zevk Alıp Kötü Yanlarına Kızmamak Için Büyük Bir Yaşama Deneyi, Akıl Olgunluğu Ve Insan Sevgisi Gerektir.

Yorumlar 1 Adet

Perihan

Mert

Çok teşekkürler, çok işime yaradı, sağ olun.

Yorum Yaz

söz kimin Alfabetik Liste