Irvin D. Yalom Sözleri ve Hayatı

söz kimin

Bu sayfada Psikoterapist, yazar Irvin D. Yalom ait 88 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Irvin D. Yalom kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Irvin David Yalom mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.

Irvin D. Yalom
  • Adı: Irvin D. Yalom
  • Doğum: 13 Haziran 1931
  • Mesleği: Psikoterapist, yazar
Irvin D. Yalom Kimdir Sayfası

Bu sayfada Irvin D. Yalom hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Irvin D. Yalom sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.

Irvin D. Yalom (d. 13 Haziɾan 1931) Rus kökenli Yahudi asıllı ABD'li psikiyatɾist, vaɾoluşçu, psikoteɾaρist, yazaɾ ve eğitimci.

Biɾçok popüleɾ eseɾe imza atmış olan Yalom ünlü biɾ psikoteɾaρisttiɾ. En popüleɾ eseɾi Nietzche Ağladığında'dıɾ (When Nietzsche Wept).

ABD, Stanfoɾd Üniveɾsitesi Tıp Fakültesi'nde psikiyatɾi pɾofesöɾlüğü yaρmaktadıɾ.

Eserleri:
Türkçeye çevirilmiş olanlar:

Alkolizm Teraρisi
Anksiyete Teraρisi
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoteraρi Öyküleri (Love's Executioner and Other Tales of Psychotheraρy) (1989)
Annem ve Hayatın Anlamı (Momma and the Meaning of Life) (1999)
Bağışlanan Teraρi Yeni Kuşak Teraρistlere ve Hastalarına Açık Mektup (The Gift of Theraρy: An Open Letter to a New Generation of Theraρists and Their Patients) (2001)
Bugünü Yaşama Arzusu - Schopenhauer Tedavisi (The Schopenhauer Cure) (2005)
Cinsel Teraρi
Din ve Psikiyatri (Religion and Psychiatry) (2006)
Divan (Lying on the Couch) (1996)
Depresyon Teraρisi
Ergen Teraρisi
Evlilik Teraρisi
Grup Psikoteraρisinin Teori ve Pratiği (The Theory and Practice of Group Psychotheraρy) (1970)
Güneş'e Bakmak- Ölümle Yüzleşmek (Staring at the Sun: Overcoming the Terror of Death) (2008)
Her Gün Biraz Daha Yakın (Every Day Gets a Little Closer) (1974)
Kısa Süreli Grup Teraρileri (Inpatient Group Psychotheraρy) (1983)
Nietzsche Ağladığında (When Nietzsche Wept) (1992)
Okul-Çağı Çocuklarının Teraρisi
Okul-Öncesi Çocuklarının Teraρisi
Varoluşçu Psikoteraρi (Existential Psychotheraρy) (1980)
Yeme Bozuklukları Teraρisi

Irvin D. Yalom Sözleri 88 Adet

Aşağıdaki Irvin D. Yalom sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Irvin D. Yalom sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.

Şimdiki anı yaşamıyorum, Ya geçmişte, Ya da asla olamayacak bir gelecekte yaşıyorum.

Şimdiki anı yaşamıyorum, ya geçmişte, ya da asla olamayacak bir gelecekte yaşıyorum.

İçi ölmüş biriyim ben, dışarıdan nasıl göründüğüm hiç umurumda değil.

Biz aslında bir anlamı olmayan, evrene fırlatılmış olmanın verdiği rahatsızlıkla baş etmek zorunda olan, anlam arayan yaratıklarız.

Siz de çaresiz bir halde, asla yaşayamadığınız bir hayatın yasını tutmuyor musunuz?

Her şeyin derinine inmek: Bu zahmetli bir özellik. İnsanın gözlerini hep yorar ve sonunda insan isteyebileceğinden daha fazlasını bulur.

Basit bir hayatın mı olsun istiyorsun? Sürüye yakın dur ve orada kendini unut.

Bir başkasını hiçbir zaman tamamen tanıyamayışımızın bir nedeni de, neleri açığa vuracağımız konusunda seçici oluşumuzdur.

Gururlu bir yüceliğe erişmek isteyen ağaç fırtınalı hava ister. Yaratıcılık ve keşif acıda saklıdır.

Ne zaman bir başkasına uzansam, kendim eksiliyorum.

Kendinden hiç hoşnut olmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarının kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlamaya çalışırlar. Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesi altına girmeyi kabullenmektir.

Hangi yıldızlardan düşüp birbirimizi bulduk biz?

Ancak yaralanmış bir şifacı gerçekten şifa verebilir.

En başında korktuğu şey başına gelmişti: kendini bırakıp bana derin duygularla bağlanmıştı ve işte şimdi beni kaybedecekti.

Acı çekmek nedir? İstençle hedefi arasındaki yola konulan bir engel aracılığıyla bu çabanın engellemesidir. Mutluluk, saadet nedir? Amaca ulaşılmasıdır.

Zaman hapishanesinden kaçmanın bir yolu yok muydu? Ah, keşke tekrar en baştan başlayabilseydi! Ama nasıl? Nereden? Kiminle?

Hayat ne kadar yaşanmamışsa; ölümden o kadar korkarız.

Yine de en çok çiy damlası, en sessiz gecede düşer, biliyorum.

Ben hatayı fazla güvenmekle yaptım. Tekrar güvenmeye hazır değilim; buna gücüm de yok.

Genellikle, sorulmayan soru en önemli sorudur.

Hiçbir şeyin gizlenmeden konuşulacağı bir ortamı merak ediyorsunuz; bu tam bir cehennem olur. Birinin kendisini başka birine açması ihanetin kapılarını açar.

Hayatının sürekli tekrar ettiğini düşün. Şu an yaptığın şey seni mutlu etmiyorsa bir daha ki sefere tekrarlandığında yine mutlu olmayacaksın. Bunun için eğer mutlu bir hayat geçirmek istiyorsan seni mutlu eden, iyi hissetmeni sağlayan şeyleri yapmalısın.

Bir daha hiç incinmemenin yolunu bulmuştum: Eğer kimsenin benim için önemli olmasına izin vermezsem bir daha asla böyle bir kayıp yaşamazdım.

Ben gerçeği söylemeyi tercih ederim ki gerçek de büyük bir ihtimalle bir daha karşılaşmayacak olduğumuzdur.

Evlilik bağını koparmanız onun sizi koparmasından daha iyidir.

Birden doğrulup çevreme baktığımda kimsenin yanımda olmadığını, bana eşlik eden tek şeyin zaman olduğunu görüyorum...

Ümitsizliklere ilaç, ruhlara doktor yoktur.

Hayatım bir çalı gibi çitlere takılıp kalmış ve ben bir sonraki rüzgar ve kargaşaya kadar soluğumu düzenlemeye çalışıyorum.

Daha az acı istiyorsanız gidin sürünün bir parçası olun!

Geçmişte başkalarının arkadaşlığını istediğimde, vermeyecekleri, aslında veremeyecekleri bir şeyi istediğimde, asıl yalnızlık oydu. Kimseye ihtiyaç duymamak hiçbir zaman yalnızlık değildir. Benim aradığım bahşedilen yalnızlık.

Ben ümitsizliği tedavi edemem Doktor Breuer. Onu incelerim. Ümitsizlik, özfarkındalık uğruna ödenen bir bedeldir. Yaşama derinlere inerek bakacak olursanız, ümitsizlikle her zaman karşılaşırsınız.

Bir şeyin korkutucu, değersiz, arzu edilesi ya da beş para etmez olduğuna karar veren zihindir, dolayısıyla değiştirilmesi gereken şey sadece ve sadece zihindir.

Siz de çaresiz bir halde, asla yaşayamadığınız bir hayatın yasını tutmuyor musunuz?

Bir başkasını hiç bir zaman tamamen tanıyamayışımızın bir nedeni de neleri açığa vuracağımız konusunda seçici oluşumuzdur.

Belki de bizler birbirimizin gerçeğini göremeyen ve aynı acıları paylaşan insanlarız.

Artık daha fazla sessizlik var ve çok az gözyaşı öfkeyle çevrili. Acı, seni öğrendim ve seninle daha fazla değerli zamanımı harcamayacağım.

Hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendisine hizmettir, bütün sevgisi kendisini sevmesindendir.

Yani kendimi iyi hissetmemi sağlamak çözüm değil. Yalnızca kaybettiklerimle başa çıkmayı erteliyor.

Zaman sonsuza dek doymayacak kadar açgözlüdür. Durmadan yer, yutar; ama geri verdiği hiçbir şey yoktur.

Hiçbir şey her şey demektir. Güçlenmek istiyorsan önce köklerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin. Yalnızca kendinden kaçıyorsun.

Yalnızca bir kartal gibi yaşayabilen insan , kimsenin seni seyretmesine ihtiyaç duymadan, başka birine sevgisini verebilir; yalnızca o zaman o insan bir başkasının büyümesi ve gelişmesiyle ilgilenebilir.

Gururlu bir yüceliğe erişmek isteyen ağaç fırtınalı hava ister. Yaratıcılık ve keşif acıda saklıdır.

Ben de sizin gibi neden korkuların geceleri hüküm sürdüğünü düşünürüm. Bunun üzerine yirmi yıl düşündükten sonra korkuların karanlıktan doğmadığını anladım; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar, ama gün ışığı onları gizler.

Hayatımın bir günü daha gitti ve ben sinirlerimi yıpratmaktan başka bir şey yapmadım.

Yaşamımın bir niçini var, nasılına da tahammül gösterecek güce sahibim.

Şimdiki anı yaşayamıyorum. Ya geçmişte ya da asla olamayacak bir gelecekte yaşıyorum.

Kalabalıkları en çok heyecanlandıran şey, her zaman en üsttekilerin düşüşüdür, hayranlığın karanlık yüzüdür bu, kıskançlıkla insanın kendi sıradanlığından ötürü duyduğu üzüntünün birleşimdir.

Ben gördüğüm şeyim, diğerlerinin bende gördüğü şey değil, kendi gördüğüm şeyim. Çok uzak hissediyorum kendimi. Belki bu yüzden sözcüklerle size çok yaklaşamıyorum. Çünkü sözcüklerimle kendime çok yaklaşamıyorum.

Pek çok dostluk ya da evlilik, insanların birbiriyle ilişki kurması ve birbirini sevmesi yerine, bir kişinin bir diğerini yalnızlığa karşı bir kalkan olarak kullanması nedeniyle başarısızlığa uğramıştır.

Gerçeği; inanmayarak ve kuşku duyarak yakalayabilirsiniz, böyle çocuksu bir tavırla

Problem, senin huzursuzluk duyman değil! Göğsündeki baskının ya da gerilimin ne önemi var? Sana kim rahatlamayı vaat etti? Bu yüzden mi uykuların kaçıyor? Nedir yani? Sana kim deliksiz uyku vaat etti? Hayır, problem huzursuzluk değil. Asıl problem yanlış bir konuda huzursuzluk duyman!

Kitaplarımı gördünüz. Yazılarımdaki başarının zekamdan ya da aldığım eğitimden kaynaklanmadığını anlamışsınızdır. Bu başarı, sürüler halinde yaşamanın getirdiği rahatlıktan kendimi bilerek ve isteyerek uzaklaştırmamdan; kötü ve güçlü eğilimlere yüz yüze gelme cesaretini gösterebilmemden kaynaklanmaktadır.

İhtiyaçlar için çocuk dünyaya getirmek yanlış bir şey, yalnızlığını hafifletmek için çocuğu kullanmak yanlış, insanın kendisine benzer bir kopya çıkarmayı kendine amaç edinmesi yanlış. Tohumlarını geleceğe doğru kusarak ölümsüzlüğü araması da yanlış, sanki spermler bilincini taşırmış gibi!

Her seferinde herkese her şeyi vermek, kendin için bir şey kalmaması demektir.

Eğer kimse sizi dinlemiyorsa, bağırmak en doğal şeydir!

Her şeyin derinine inmek: Bu zahmetli bir kişisel özellik. İnsanın gözlerini hep yorar ve sonunda insan isteyebileceğinden daha fazlasını görür.

Kimi zaman hayatımı bir ölüm fermanı gibi düşünüyorum. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz?

Ne zaman bir baskasına uzansam, kendim eksiliyorum.

Yaşanmamış o yaşam, sonsuza dek içinizde kabaracak ve sonsuza dek yaşanmamış kalacak. Vicdanınız dinlemediğiniz o sesi, sonsuza dek haykıracak.

Kutsal olan gerçekler değil, kişinin kendi gerçeği için çıktığı arayıştır!

Hayatının sürekli tekrar ettiğini düşün. Şu an yaptığın şey seni mutlu etmiyorsa bir dahaki sefere tekrarlandığında yine mutlu olmayacaksın. Bunun için eğer mutlu bir hayat geçirmek istiyorsan seni mutlu eden, iyi hissetmeni sağlayan şeyleri yapmalısın.

Gerçekte insanlıkdışı olan şey, kendi değerimi tahminimin, önemsiz olan diğerlerinin bakışına göre bir mantar gibi inip çıkmasına izin vermemdir.

Hala sorumdan kaçıyorsunuz josef. Kendi yaşamınızı tam anlamıyla yaşadınız mı, yoksa yaşam mı sizi yaşadı? Siz mi seçtiniz, yoksa o mu sizi seçti?

Saf, benimsemeye dayalı, karşılıklı, eşit bir ilişki, ruhu kurtaran bir şeydir ve şifa bulmak için elimizde tuttuğumuz en büyük kudrettir.

Hassas olmayı ben istiyorum. Hiçbir iç deneyimimin benden ayrılmasını istemiyorum! Ve eğer bu iç görülerin bedeli gerilim ise ne yapalım, öyle olsun! Bu bedeli ödeyebilecek kadar zenginim!

Evrensel bakış her zaman trajedinin etkisini dağıtır. Yeterince yükseğe tırmanabilirsek, o trajedinin artık trajik görünmediği bir yüksekliğe erişebiliriz.

Araştırma ve bilim önce inançsızlıkla başlar. Ancak, inançsızlık başlı başına strestir. Yalnızca güçlüler buna dayanabilir. Bir düşünürün, sorulması gereken asıl soru nedir biliyor musunuz? Asıl soru şudur: Hakikatin ne kadarına dayanabilirim?

Pek çok dostluk ya da evlilik, insanların birbiriyle ilişki kurması ve birbirini sevmesi yerine, bir kişinin bir diğerini yalnızlığa karşı bir kalkan olarak kullanması nedeniyle başarısızlığa uğramıştır.

Kasvetli mi? Bütün büyük filozoflar neden kasvetli olurlar diye bir sorun kendinize. Sorun bakalım, kimler daha emniyette, kimler daha rahat, kimler sonsuza dek mutludur? Ben size yanıtı söyleyeyim : Yalnızca sığ zihinli olanlar, yani sıradan insanlar ve çocuklar!

Bilinç, varoluşu kaplayan yarı saydam bir zardan ibarettir: Eğitimli bir göz bunun arkasını görebilir; ilkel dürtüleri, içgüdüleri ve güç istemini asıl neyin harekete geçirdiğini bulabilir.

Artık umut vaat etmek diye bir şey olmadığını biliyorum, o tükendi, gitti!

Schopenhauer iki ayaklı hayvanların kendi ifadesi ısınmak için ateşin başında birbirlerine sarılmaları gerektiğini söyler. Ama çok fazla kucaklaşma yüzünden kavrulmamak için de uyarır. Oklu kirpileri sevdiğini söyler kirpiler ısınmak için bir araya toplanır, ama mesafeyi korumak için dikenlerini kullanırlarmış.

Şehvet; topuklarımızı kemiren bir orospudur. ve bu orospudan bir parça et esirgendiğinde, bir parça ruh için yalvarmayı çok iyi becerir.

Geçmişin küllerini eşelemek, yaptıklarımız konusunda kişisel sorumluluktan kaçınmak için mazeret bulmaya yönelmektir.

Paltolarımızı çıkarıp eğlenceye katılmıyorsak hayat gösterisinin çoğu kaçar. Neden kapanış saatinden önce çıkışa koşalım ki?

Herkes aynı yemeği yemekten bıkar. Her güzel kadının olduğu yerde, bir de onu düzmekten bıkmış zavallı bir erkek vardır.

Bir başkasını hiç bir zaman tamamen tanıyamayışımızın bir nedeni de, neleri açığa vuracağımız konusunda seçici oluşumuzdur.

Ne zaman ki bu ulaşılmaz istekler tüm yaşamımıza egemen olur, o zaman yardım almak için aileye, dostlara, dine -bazen de psikoterapistlere- yöneliriz.

Ne kadar çok gerçekten kendiniz olabilirseniz, içinizdekileri bütünüyle paylaşabilirseniz, arkadaşlığınız da o kadar derin ve kalıcı olur.

İyi bir kılavuz sel sularının önündeki set olmalıdır, koltuk değneği değil. Kılavuz, öğrencisine bütün izleri göstermelidir. Ama gideceği yolu seçmemelidir.

Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir.

Bazen yaşamın o kadar içini görebiliyorum ki birden doğrulup çevreme baktığımda kimsenin yanımda olmadığını, bana eşlik eden tek şeyin zaman olduğunu görüyorum.

Özgürlük, insanın kendi seçimlerinden, eylemlerinden, kendi yaşam durumundan sorumlu olduğu anlamına gelir.

Duygularımı içinde bulunduğum durumun uzağına taşıyamıyorum. Yeterince uzağa kaçamıyorum.

Ümitsizlik özfarkındalık uğruna ödenen bedeldir. Yaşama derinlere inerek bakacak olursanız, ümitsizliklerle her zaman karşılaşırsınız.

Bireyin hayatı kendi tercihlerinin sonucudur!

Eğer insanlara söyleyecek iyi bir şeyin yoksa, hiçbir şey söyleme.

Kurtuluş garantileyen şey nedir? İnsanın kendisinden artık utanmıyor olması!

Yorumlar 1 Adet

Perihan

Nazlı

Eğer yanlış bilmiyor isem;
Hɑngi yıldızlɑrdɑn düşüp birbirimizi bulduk biz? Sözü Irvin D. Yalom a ait değil. Bu sözler Nietzschenin Lou Salome ile buluştuğunda ona ithafen söylediği bir söz. Yani Nietzsche ye ait. Tabi bende yanlış bilmiyo

Yorum Yaz

söz kimin Alfabetik Liste