Bu sayfada Yazar Hermann Hesse ait 69 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Hermann Hesse kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Hermann Karl Hesse, Emil Sinclair mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Hermann Hesse hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Hermann Hesse sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Hermann Karl Hesse (takma aԁı: Emil Sinclair); 2 Temmuz 1877, Calw; 9 Ağustos 1962, Montagnola, İsviçre. Almanya'ԁa ԁoğmuş İsviçreli yazar ve ressam.
20. yüzyılın en önemli yazarlarınԁan biriԁir. İlk şiirini yirmi beş yaşınԁa yazmıştır. 1904'te serbest yazarlığa başlamış olup romanları, öyküleri, ԁenemeleri, şiirleri, politik makaleleri ve kültür alanınԁaki eleştirel yazılarıyla tüm ԁünyaԁa 100 milyonu aşkın okura ulaşmıştır. Kenԁini kanıtlama, kenԁi olma, yazarın kenԁini yansıtması, bireyin kenԁini aşması gibi temaları içeren Bozkırkurԁu, Siԁԁharta, Peter Camenzinԁ, Demian, Narziss ve Golԁmunԁ, Çarklar Arasınԁa ve Boncuk Oyunu romanları yazarın en tanınan eԁebi eserleriԁir.
1946'ԁa Nobel Eԁebiyat Öԁülü olmak üzere 1954'te ԁe bilim ve sanat alanınԁa Pour le Mérite Öԁülü'nü almıştır.
Hesse'nin ilk eseɾleɾi 19 yüzyıl geleneği doğɾultusundadıɾ: Şiiɾi Romantizm akımının etkisi altındadıɾ aynı şekilde "Deɾ Gɾüne Heinɾich"in yazaɾı Gottfɾied Kelleɾ'in sonɾasında gelişim ɾomanı olaɾak bilinen tüɾde yazdığı "Peteɾ Camenzind" kitabının dili ve üslubu da Romantizm akımının yansımalaɾını gösteɾiɾ.
Hesse, içeɾik olaɾak Yaşam Refoɾmlaɾı'nın ve Gençlik Haɾeketleɾi'nin biɾ yönelimini benimsediği, büyüyen sanayileşme ve şehiɾleşmeye kaɾşı haɾeketleɾin içinde bulunmuştuɾ. Özellikle Gusto Gɾäseɾ'ın yaşadığı civaɾdaki Monte Veɾita onun için sembol olmuştuɾ. Biçimdeki ve içeɾikteki yeni ɾomantikçi bu tutumdan Hesse daha sonɾalaɾı vazgeçmiştiɾ. Şehiɾ ve kıɾsalın kaɾşılaştıɾılması ve kadın eɾkek zıtlığında kendini gösteɾen "Peteɾ Camenzind"in tezatlı yapısı buna kaɾşılık Hesse'nin sonɾaki önemli eseɾleɾinde de (öɾneğin "Demian" ve "Bozkıɾkuɾdu" eseɾleɾinde) hala göɾünmektediɾ.
Aşağıdaki Hermann Hesse sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Hermann Hesse sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Bazen olmak istediğimiz yer ile olduğumuz yer arasındaki fark gözlerimizin içine baka baka sıkar boğazımızı.
Bir kez kaçar uçurtması, sonra gökyüzüne küser insan.
Nasıl ki delilik yüksek bir anlamda tüm bilgeliğin başlangıcıysa, şizofreni de tüm sanatın, tüm düşlerin başlangıcıdır.
Sevilmek mutluluk değildir. Her insan kendi kendini sever; ama mutluluk bir başkasını sevmektir.
Savaşları karıncalar da yapar, devletleri arılar da kurar, servet ve zenginliğe hamsterlarda da rastlanır. Ama senin ruhunun izleyeceği yol başkadır, ruhunun hakkı yendi de onun zarar görmesi pahasına başarılara kavuşacak oldun mu, mutluluk çiçeklerini as
Her bilim bir bakıma düzene sokma, sadeleştirme uğraşıdır; sindiremeyeceği şeyi akıl için sindirilebilir duruma getirmektir.
Bazen olmak istediğimiz yer ile olduğumuz yer arasındaki fark gözlerimizin içine baka baka sıkar boğazımızı. Buna acımasız gerçek diyoruz.
Nietzsche gibi biri bugünkü sefaleti bir kuşaktan çok daha fazla süre önce yaşamak zorunda kaldı; onun tek başına hiç anlaşılmadan yaşadığını bugün binlerce insan yaşamakta.
Henüz insan aşamasına ulaşmış değiliz, yalnızca insanlığa giden yolun üzerindeyiz.
Kör kalbimin sesine uyarak anne ve babama, sevdiğim eski 'aydınlık' dünyaya bağımlılığı seçmiştim; oysa bu dünyanın biricik dünya sayılamayacağın biliyordum artık.
Bizzat sorumluluk yüklemek ve düşünmek istemeyenlerin lidere ihtiyaçları vardır.
İçinde kitaplar bulunmayan bir ev ; yerleri ne kadar değerli halılarla kaplı, duvarları ise ne kadar pahalı resim ve pahalı duvar kağıtlarıyla kaplanmış olursa olsun , yoksul bir evdir.
Düş kırıklığına uğramış, yürüdüm; nereye gittiğimi bilmiyordum, ne bir hedef vardı önümde, ne uğrunda çaba harcayacağım bir şey ne de bir ödev. İğrençti tadı yaşamın, içimde epeydir biriken tiksintinin doruk noktasına ulaştığını duyumsuyordum, yaşam beni
Tanrı insanın içindedir.
Her insanın bir tek gerçek işi vardır: kendine giden yolu bulmak.
Hiç kimse kendi içinde yaşamadıkça başkalarının ruhlarındaki kıpırtıyı anlayamaz.
İnsan ne kadar öğrense yine de öğrenmediği çok şey kalıyor.
Bir kez kaçar uçurtman, sonra gökyüzüne küser insan.
Uçmak korkutur insanı. Bu yüzden insanların çoğunluğu uçmaktan seve seve el çeker, yasal düzenlemelerin yol göstericiliğinde kaldırımlarda yürümeyi yeğ tutarlar.
Bir baba çocuğuna burnunu, gözlerini hatta aklını miras bırakabilir, ama ruhunu veremez; ruh her insanda yenidir.
İster zayıf olsunlar, ister zararlı olsunlar, insanları seviniz ama onları yönlendirmeye kalkmayınız.
İdama mahkum biri ensesine inecek baltadan nefret eder, ama bir taraftan da sever onu.
Birisi saadetiyle veya faziletiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demektir.
Bizzat sorumluluk yüklemek ve düşünmek istemeyenlerin lidere ihtiyaçları vardır.
Savaşı görmedi, bugüne kadarki düşünce sisteminin temellerinin Einstein'la nasıl sarsıntı geçirdiğini yaşamadı (ona göre bu, yalnızca matematikçileri ilgilendiren bir şey); dört bir yanında nasıl bir sonraki savaşın hazırlandığından hiç haberi yok.
Kendi kafasıyla düşünemeyecek ve kendi kendisinin yargıcı olamayacak kadar rahatını sevenler, yasaklara olduğu gibi boyun eğerler.
Ben hep dışarıdaydım, hep kıyıda kenarda kalacaktım; tek başıma, güvensiz, sezgilerle dolu ve bir kesinlikten yoksun yaşayıp gidecektim.
Her sevişmeden sonra sevgililer birbirlerinden, biri ötekine hayranlıkla bakmadan ayrılmamalıydılar; hem yenmiş hem yenilmiş olmalı, herhangi birinde aşırı doymuşluk ya da bıkkınlık duygusu uyanmamalı, sömürdükleri ya da sömürüldükleri duygusuna kapılmama
Gerçekten arayan biri, gerçekten bulmak isteyen biri, hiçbir öğretiyi benimseyemez.
Senin hoşuna gidiyor, senin için bir değer taşıyorsam, senin için bir ayna oluşturuyorum da ondan; içimde bir şey var, sana yanıt veriyor, seni anlıyor.
İnsanların büyük çoğunluğu yüzmesini öğrenmeden yüzmek istemez. yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için dünyaya gelmişler; suda değil. ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar; düşünmek için değil! Evet, kim düşünür
Genç adam sevmiş ve sevgide kendini bulmuştu. Oysa çokları sever, ama sevgide yitirirler kendilerini.
Yalnızlık bağımsızlıktır; yalnızlığı arzulamış, uzun yıllar içinde onu ele geçirmiştim. Soğuktu bu yalnızlık, orası öyle, ama sessizdi, yıldızların içinde dolanıp durduğu uzay gibi harikulade sessiz ve büyük.
Ermişlik mertebesine götüren en kestirme yollardan biri de günahkarlıktır.
Yüksek düzeyde bir mizah yeteneğine kavuşmanın başlıca koşulu, kendi şahsını bundan böyle ciddiye almamaktır.
Sınıfında bir dahi görmektense birkaç eşek görmek daha çok memnun eder bir öğretmeni.
Kuş, yumurtadan çıkmaya savaşıyor. Yumurta dünyadır. Doğmak isteyen, bir dünyayı yok etmek zorundadır. Kuş Tanrı'ya doğru uçuyor, Tanrı'nın adı Abraxas'tır.
Tanrı insanın içindedir.
Yatmadan yıldızlı gökyüzüne bir bakmak ve kulağını müzikle doldurmak, bütün uyku ilaçlarından daha etkilidir.
Bir baba çocuğuna burnunu, gözlerini hatta aklını miras bırakabilir, ama ruhunu veremez; ruh her insanda yenidir.
Günümüzde yaşamak, yaşamaktan zevk almak isteyen birinin senin gibi, benim gibi bir insan olmaması gerekiyor. Zırıltı yerine gerçek müzik, eğlence yerine kıvanç, para yerine ruh, gelişigüzel etkinlikler yerine gerçek iş, oyun yerine gerçek tutku arayan birine bu sevimli dünya yurt olamaz.
İlk kez tadıyordum ölümü ve ölümün tadı acıydı, çünkü doğmaktı ölüm, korkunç yenilikler karşısında duyulan dehşet ve ürküntüydü.
Söz dinlemek, yemek içmek gibidir. Kim uzun süre böyle bir şeyden yoksun kalmışsa, onun için bundan değerli bir şey yoktur.
Kendileri düşünemeyen veya sorumluluk alamayanlar, yaygara koparan bir lidere ihtiyaç duyarlar.
Ermişlik mertebesine götüren en kestirme yollardan biri de günahkarlıktır.
Rahatlığın sona erip sıkıntının başladığı yerde, yaşamın bize vermeyi amaçladığı eğitim başlar.
İki insanı birbiriyle her şeyden kolay dost kılacak bir şey varsa o da müziktir.
İnancın yolu akıldan geçmez, aşk gibidir o da. Günün birinde aklın her şeye yetmediğini göreceksin; o raddeye geldin de darda kaldın mı, bir destek, bir teselli gibi görünen her ne varsa ona uzanacaksın.
Bilgelik bir başkasına anlatılamaz; bir bilgenin başkalarına anlatmaya çalıştığı bilgelik aptalca bir şey gibi gelir kulağa.
Ve Tanrı'nın söylediği şeylerin hepsine minnet duyarak hak veriyordu.
İçimde duyumsadığım şey, içimde bir kor gibi yanan ateş, büyük bir güçle beni önüne katıp sürükleyen bu özlem, mart ayında esen ılık bir rüzgar gibi buzları çözüp eriten bu tutku körpeydi, yeni ve gerçekti.
Aramak, bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak, dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak.
Çocuksu mutluluğumun bulanıp duruluğunu yitirdiği bütün saatlerde içimde uyanan duygu korkuydu yalnız, korku ve güvensizlik.
Hiç kimse kendi içinde yaşamadıkça başkalarının ruhlarındaki kıpırtıyı anlayamaz.
Bir insanın hazinesini ve bilgeliğini oluşturan şeyin, bir başkasının kulağına her zaman aptalca gelmesine de hiç diyeceğim yok.
Yumuşak sertten güçlüdür, şu kayadan güçlü, sevgi zorbalıktan güçlüdür.
İnsanın ruhuna bir tek zarar geleceğine bedenine bin zarar gelsin daha iyi.
Kabul ederek şanssızlık şansa dönüştürülebilir.
Kuş yumurtadan mücadele ederek çıkar. Bu onun dünyasıdır. Doğmak isteyen, bir dünyayı yıkmak zorundadır.
Belki de insanın yaşantı açlığından sonraki en büyük açlığı unutma açlığıdır.
Çok konuşuyoruz. Bu zekice konuşmaların hiçbir değeri yok, hiç yok. İnsanı kendi kendisinden uzaklaştırır, o kadar. Kendi kendinden uzaklaşmak da günahtır. Yapılması gereken, insanın tıpkı bir kaplumbağa gibi, kendi içine girip yerleşebilmesidir.
Her zaman böyle insanlar vardır, yaşama en aşırı istekleri yöneltir, kendi salaklık ve kabalıklarına bir türlü katlanamazlar.
Herkesin ruhu kendinindir. Kimse ruhunu bir başka ruhla karıştıramaz. İki kişi buluşabilir, birlikte olabilir; ama ruhları çiçekler gibidir; her biri kendi bulunduğu yere kök salmıştır ve hiçbiri ötekine varamaz. Varmak isterse kökünden kopması gerekir, bunu da yapamaz. Çiçekler, kokularını ve tohumlarını çevreye saçarlar; çünkü birbirlerine ulaşmak isterler; ama bir tohumun konması gereken yere varmak için çiçek bir şey yapamaz. Bu, rüzgarın işidir; o nasıl isterse, nereden isterse öylece gelir; eser, gider.
aman zaman hoş bir saat geçirebilmek için ne çok sevincin, huzurun ve vicdan rahatlığının tutumlu bir davranışla kaldırılıp bir kenara konması gerekmektedir.
Bazılarımız dayanmanın bizi güçlü kıldığını zanneder. Ama bazen bizi güçlü yapan bırakmaktır.
Senin ruhun bütün dünyadır.
Sağlıklı insan duygularını ve düşüncelerini açıkça ifade eden insan demektir. İfade eden diyorum, bastıran değil.
Ah şimdi bir dostum olsaydı, rastgele bir tavan arasında kalan, yanı başında kemanıyla mum ışığında düşünüp duran bir dostum!
Birisi mutluluğuyla ya da erdemiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demektir.
Burası çok ıssız, henüz yorum yazılmamış.
İlk yorum yazan sen ol!