Haruki Murakami Sözleri ve Hayatı

söz kimin

Bu sayfada Roman yazarı Haruki Murakami ait 48 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Haruki Murakami kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Haruki Murakami mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.

Haruki Murakami
  • Adı: Haruki Murakami
  • Doğum: 12 Ocak 1949
  • Mesleği: Roman yazarı
Haruki Murakami Kimdir Sayfası

Bu sayfada Haruki Murakami hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Haruki Murakami sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.

Haruki Murakami 12 Ocak 1949 yılında Jaρonya'nın Kyoto kentinde dünyaya geldi.

Babası biɾ Budist din adamı olan Haɾuki gençliğinin büyük biɾ bölümünü Kobe'de geςiɾdi. Üniveɾsite öğɾenimini Tokyo'daki Vaseda Üniveɾsitesi'nde tamamlayıp 1975'te mezun oldu. 1986 - 1995 yıllaɾı aɾasında ülkesinden uzakta Avɾupa ve Ameɾika Biɾleşik Devletleɾi'nde yaşadı. Yazaɾın ilk kitabı olan 'Кaze no uta o kike' Gunzou Edebiyat Ödülü'nü aldı (1979). Bu eseɾi takiben yazaɾ 'Hitsuci o meguɾu Booken' (1982) isimli ɾomanını yazdı. Yazaɾ bu eseɾiyle de Yeni Yazaɾlaɾ Noma Edebiyat Ödülünü aldı. Ödül alan iki kitaρtan sonɾa 'Sekai no ovaɾi to haado boiɾudo' (1985) geldi ve bu kitaρ da Tanizaki Ödülü'nü kazandı. Fakat yazaɾı dünyaya tanıtan ve kendinden söz ettiɾen kitabı tam 16 dile çevɾilmiş olan 'İmkânsızın Şaɾkısı (Noɾvei no Moɾi)' (1987) olmuştuɾ.

1995'te yayımlanan 'Zemberekkuşu'nun Güncesi' kitabı ile ertesi yıl da Yomiuri Edebiyat Ödülünü kazandı. Haruki günümüzde Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalmaktadır. Fakat yine de Jaρonya'nın XX. yüzyıldaki en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilir. sozkimin.com Haruki Murakami'nin yeni romanı 12 Nisan 2013 de Jaρonya'da piyasaya çıkmıştır. İlk etaρta Jaρonca yayımlanacak olan ve Türkçeye 'Renksiz Tasaki Tsukuru ve Hac Yolculuğundaki Bir Yılı' adıyla çevrilebilecek roman daha okuyucuyla buluşmadan günler önce online rezervasyon ile bestseller listesine girmiştir. Yazarın kitaρlarını İmkansızın Şarkısı hariç tüm kitaρlarını Jaρonca aslından Türkçeye Hüseyin Can Erkin çevirmiştir.İmkansızın Şarkısı Fransızcadan çevrilmiştir.
kaynak: wiki

Haruki Murakami Sözleri 48 Adet

Aşağıdaki Haruki Murakami sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Haruki Murakami sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.

Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir. O seni sevmese bile.

Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir. O seni sevmese bile.

Birileriyle bir şeyler yapmaktansa, tek başıma sessizce kitap okumayı, kendimi vererek müzik dinlemeyi severim.

Birileriyle bir şeyler yapmaktansa, tek başıma sessizce kitap okumayı, kendimi vererek müzik dinlemeyi severim.

Yeni insanlarla karşılaşmaktan ve yeni duygular yaşamaktan korkuyorum.

Gönlü geniş insanları seviyorum. Vefakar insanları, kusur kapatanları, kendi gibi davrananları; başkası olmayanları seviyorum.

Gönlü geniş insanları seviyorum. Vefakar insanları, kusur kapatanları, kendi gibi davrananları; başkası olmayanları seviyorum.

Yaşadığınız her olumsuz durumu, kafanıza takmayı bıraktığınız an daha az yorulduğunuzu, daha mutlu olduğunuzu fark edersiniz.

İçimde artık çatışma yoktu. Yalnızca ağır bir sessizlik vardı.

Kötü günlerin iyi tarafları da vardır. İnsanları tanırsın, özellikle yanında sandıklarını.

Kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. Bu yüzden aşık, maşuğunu düşündükçe acı çeker. Bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir.

Yürekten sevdiğin bir kişi varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir.

Sen beni hatırladıktan sonra, herkes unutmuş umrumda değil.

Eğer herkesin okuduğu kitapları okuyorsan, herkesin düşündüğü şeyleri düşünüyorsundur.

Derin bir inanç ile hoşgörüsüzlük hep atbaşı gider.

Çıkacaksan, en yüksek kuleyi bul ve tepesine tırman. İneceksen, en derin kuyuyu bul ve dibine in.

Nihayetinde bu dünyada, yüksek ve sağlam çitler inşa edebilen insanlar ayakta kalır. Bunu reddetmeye kalkarsan, kendini çorak arazilere sürgün edilmiş bulursun.

Kendine acımak, budalaların işidir.

Belki de dünyadaki hiç kimse özgürlüğü arzulamıyordur. Arzuladıklarını sanıyorlar sadece. Her şey bir ütopya. Eğer ellerine özgürlük gerçekten geçecek olsa, çoğu insan ne yapacağını şaşırır. İnsanlar aslında özgürlüklerinin kısıtlanmasından hoşlanırlar.

Kitaplarımı tekrar tekrar okuyor ve ara sıra gözlerimi kapatarak, kokularını derin derin içime çekiyordum. Zaten bir kitabın sadece kokusunu duymak ve sayfalarını karıştırmak bile beni mutlu ediyordu.

Neden birini çok sevmek, aynı zamanda o insanı derinden yaralamakla aynı olsun ki? Yani eğer öyleyse, birini çok sevmenin ne anlamı var ki?

İnsan bir şeyleri ne kadar isterse istesin, o şeyler asla kendiliğinden çıkıp gelmez. İnsan bir şeylerden özel olarak uzak durmaya çalıştığında ise, o şeyler kendiliğinden insanın üzerine üzerine gelir.

Başkalarının ne düşündüğünden kaygılanmaya başlamak, hastalığın habercisi belirtilerden biridir.

Hatıralar hem içini ısıtır, hem de seni parçalara ayırır.

Artık özgür olduğumu düşünüyordum. Gözlerimi kapatıp yalnızca ne kadar özgür olduğumu düşündüm. Oysa özgür olmanın ne anlam ifade ettiğini, henüz tam olarak anlayabilmiş değildim. Anlayabildiğim tek şey, artık yalnız olduğumdu. Yalnız ve bilmediğim bir yerde. Pusulasını ve haritasını kaybetmiş bir gezgin gibi. Özgür olmanın anlamı bu muydu acaba?

O zamanlar bilmiyordum. Birini tekrar düzelemeyecek kadar kırabileceğimi. İnsan, sadece var olarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu.

Eğer koyu bir karanlığın içindeyseniz; tüm yapabileceğiniz; gözleriniz karanlığa alışana dek öylece oturmaktır.

İnsan sadece varolarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu.

Paraya sahip olmak durumunuzu ağırlaştırır, harcamaksa sizi son derece üzer ve bitince de kendinizden nefret edersiniz. Ve kendinizden nefret ettiğinizde, canınız para harcamak ister. Ne var ki, para da kalmamıştır umut da.

Yürekten sevdiğin biri varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir.

Farklı insanları severim. Şu alemde, yüzlerindeki sıradanlığı bozmamaya çalışarak, düzenli bir hayat yaşıyor gibi görünenler daha güvenilmez olur çünkü.

Bir insan için bir başka insanı derinliğine tanımak olası mıdır? Birini gerçekten tanımak, hem zaman hem de içtenlikle harcanacak çaba ister, ama gene de özüne ne derece yaklaşılabilir ki?

Bir insan sadece yaşayarak, bir başkasına, düzeltilmeyecek kadar zarar verebiliyormuş.

Aynanın önünde soyunup kendi vücudumun eksiklerini sıraladığım o zavallılık duygusuna ilişkin hatıram, içimde şu an bile aynı şekilde varlığını koruyor. Ödünç aldığım şeyler fazlasıyla çok, ödünç verdiğim doğru dürüst bir şey ise yok. Ben işte böylesine zavallı, tezatlarla boğulmuş bir alacak verecek tablosu gibiyim.

Esas olan, sabır göstermek. Umudu yitirmeden, düğüm olmuş iplerin tek tek çözülmesi gerek. Gerçi durum umutsuz gibi görünebilir; ama mutlaka ipin ucunun yakalanacağı bir an gelecektir. Karanlıkta kalınca, sabırla, gözlerin karanlığa alışmasını beklemek yeter.

Sıradan olmayan bir iş yaptığında, şeylerin her günkü görünüşü biraz değişebilir. Şeyler sana daha önce olduğundan farklı görünebilir. ben bu tecrübeyi yaşadım. Ama görünüşün seni aldatmasına izin verme. Her zaman sadece tek bir gerçeklik vardır.

Anılar insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. Fakat aynı zamanda lime lime de edebilirler.

Anılar insanın vücudunu içten içe ısıtan şeylerdir. Fakat aynı zaman da lime lime de edebilirler.

Ama unutmak için ne kadar çabalarsam çabalayım, yüreğimin ta derinliklerinde, kenar çizgileri belirsiz bir boşluk öylece duruyordu.

Dışarıda, insanların çoğu, kaçıklığının bilincinde olmadan yaşıyor.

Belli bir yaşı geçince yaşam dediğin, sahip olduğun şeyleri sürekli kaybettiğin bir süreçten öteye geçmez. Yaşamın için önemli olan şeyler, bir tarağın dişlerinin birer birer kırılıp gitmesi gibi insanın elinden kayıp düşüverir. Bunların yerine eline geçense değersiz, tuhaf şeyler olur. Vücudun yetenekleri, arzular, hayaller, idealler, kendine güven, anlam, hatta aşık olduğun insanlar, peş peşe yok olup gider. Veda ederek ayrılanlar, hatta bir gün hiçbir şey söylemeden ortadan yok olanlar olur ve bir kez yitirince bunları bir daha asla tekrar elde edemezsin. Yerine koyacak bir şeyler de bulamazsın. Bazen vücudunu lime lime doğranıyormuş gibi hissedersin. Bu, çok acı veren bir şeydir.

Sıradan kızların dürüstlükle bir alışverişleri yoktur. Onlar güzellik veya mutlulukla çok daha yakından ilgilidirler.

Varsayımın haklılığını kanıtlaması gereken, varsayımı ortaya atan kişidir.

Sadece herkesin okuduğu kitapları okursanız, sadece herkesin düşündüğü şeyleri düşünüyor olursunuz.

Çocukların yüreği yumuşak olur, istediğiniz şekli verebilirsiniz. Ancak o yürek bir kez belirli bir şekle girince, eski haline çok zor döner.

Bir adın olmayınca seni anımsamakta sıkıntı çekerim. Öylesine bir ad vermek istedim. Bir adın olursa bazı durumlarda rahat edersin.

Labirent kavramını ilk bulanlar, Eski Mezopotamyalılar. Onlar, hayvanların bağırsaklarını, belki de duruma göre insan bağırsağını çekip çıkararak fal bakarlarmış. Elbette o karmaşık şekil dikkatlerini çekmiş olmalı. İşte bu yüzden, labirentin o şeklinin temeli bağırsağa dayanır. Yani labirentin temel prensibi aslında senin içindedir. Üstelik, dış dünyadaki labirentlerle paralellik gösterir. Senin dışında olan bir şey içinde olan bir şeyin yansıması, senin içinde olan bir şey dışında olan bir şeyin yansımasıdır. İşte o yüzden de, kendi dışında olan bir labirente adım atmak yoluyla, kendi içindeki labirente de adım atmış olursun. Bu da, çoğu durumda bir hayli tehlikelidir.

Nihayetinde bu dünyada, yüksek ve sağlam çitler inşa edebilen insanlar ayakta kalır. Bunu reddetmeye kalkarsan, kendini çorak arazilere sürgün edilmiş bulursun.

Yorumlar 0 Adet

Burası çok ıssız, henüz yorum yazılmamış.

İlk yorum yazan sen ol!

Yorum Yaz

söz kimin Alfabetik Liste