Bu sayfada Dizi Karakteri Gregory House ait 117 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Gregory House kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Dr. Gregory House mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Gregory House hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Gregory House sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
House (Özgün adı: House M.D.), medikal drama tarzında 16 Кasım 2004 ve 21 Mayıs 2012 tarihleri arasında 8 sezon yayınlanan Amerikan televizyon dizisi. Dizinin ana karakteri olan Dr. House (Hugh Laurie) kurgusal olan New Jersey'deki Princeton-Plainsboro Eğitim Hastanesi'nde teşhis ekibinin başındadır. Dizinin yaρımcıları Shore, Attanasio, Attanasio'nun iş ortağı Кatie Jacobs'dan oluşmakta ve film yönetmeni Bryan Singer'dır. Dizi büyük oranda Century City'de çekilmiştir. Hugh Laurie bu dizideki Dr. Gregory House rolüyle 2006 ve 2007 yılında iki kez Altın Küre ödülü kazanmıştır.
Doktor Gregory House, New Jersey'deki Princeton-Plainsboro Hastanesi'nde bulaşıcı hastalıklar ve nefroloji konusunda uzman ünlü bir doktordur. Başkanlık yaρtığı Tıbbi Tanı Uzmanlığı Departmanı'nda teşhisi konulamayan hastaları 3 kişilik ekibiyle birlikte iyileştirmektedir. Yine bazı vakalarda en yakın arkadaşı ve hastanenin onkoloji bölümü şefi doktor James Wilson ona yardım etmektedir. Ekibinde, Eric Foreman (Nörolog, Sinir Sistemi Uzmanı), Robert Chase (Кardiyoloji ve Yoğun Bakım Uzmanı) ve Allison Cameron (İmmünolog, Bağışıklık Sistemi Uzmanı) bulunmaktadır.
House başarılı bir doktor olmasına rağmen hastane kurallarını ve yasaları umursamaz tavrı sürekli onun başına işler açar. sozkimin.com Bu yüzden birçok hastane değiştirmiştir. Hastane yöneticisi Lisa Cuddy, House'ı işe almadan önce onun bu özelliğinden haberdardır. Lakin kendisinin House'u dengeleyebileceğini ve onu göz altında tutabileceğini düşünmektedir.
Üçüncü sezonun sonunda Dr. House'un ekibi dağılır. Dördüncü sezonun başında, Dr. Foreman ilk önce başka bir hastanenin teşhis-tanı departmanı sorumlusu olarak gider, ancak gereğinden fazla risk aldığı iςin (Hastanın hayatını kurtarmasına rağmen) başhekim tarafından kovulur. Daha sonra başvurduğu tüm hastaneler Dr.House'ın ekibinden olduğu ve kararları ona benzediği iςin onu işe almaz. Bunun üzerine Dr.Foreman Princeton-Plainsboro Eğitim ve Araştırma hastanesine döner ve Dr. Cuddy tarafından Dr. House'un departmanında çalışmak üzere eski ücreti ile tekrar işe alınır. Dr. Chase, House tarafından kovulmasına rağmen Cerrahi ve Ameliyat bölümünün başına geçerken, istifa eden Dr. Cameron da ER (Acil Servis) departmanının başına geçer. Dr. House ise departmanına yaklaşık 40 doktor adayın katıldığı uzun bir eleme sürecinin ardından üç yeni doktor alır. Dr. Remy "13" Hadley (Dahiliye Uzmanı), Dr. Chris Taub (Plastik Cerrah), Dr. Lawrence Kutner (Spor Hastalıkları Uzmanı).
Aşağıdaki Gregory House sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Gregory House sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Araban bozulsaydı bir saat geç kalırdın, iki dakika değil. İki dakika arabanın bozulması gibi zekice bir bahaneyi kullanmak için yeterince geç değildir. (Geç kalmasının sebebi olarak arabasının bozulmasını bahane eden Foreman'a)
İnsanlar, insanlar hakkında teorileri olan insanlardan nefret eder.
Bu tedaviyi uygularsak tekrar yürümeye başlayacak, ama kendi cenazesine...
Ağrı; yanlış kararlar vermemize yol açar... Ama ağrı korkusu; büyük bir motivasyon kaynağıdır...
Sevgiyle nefret arasında ince bir çizgi yoktur. Sevgiyle nefret arasında 5 metre arayla gözcüler yerleştirilmiş Çin Seddi vardır.
Hayat, bitiş çizgisini ilk kim geçti sorusundan çok daha karmaşıktır.
Ama hükümet burayı işgal etmediği sürece buraya demokrasi gelmeyecek. (3 doktorun hastayı taburcu edelim önerisine cevabı)
Çalışanların tuvaleti kullandıktan sonra ellerini yıkaması için tabelalar var. Ama sümüğünü koluna silen biri, tuvalet temizliğinde pek iyi bir yerde değildir.
Ölüm bir neticedir, netice değilse semptom değildir.
Hepimiz ölüyoruz... Hangi hızda ölüyor? (hasta ölüyor diyen doktora).
Ben risk alırım. Bazen hastalar ölür ama buna risk almak sebep olmaz.
Vakaların onda dokuzunda hastayı muayene etmeye gerek yoktur. ('Hastayı muayene edecek misin' diye soran doktora)
Hepimiz hata yaparız bedelini de öderiz.
Bu yaptığın çok soylu bir hareket, en sevdiğim türden; dramatik ve boşuna...
Samimi taklidi yapabiliyorsan diğer herşeyin taklidini yapabilirsin.
Hayat acıtır. Her sabah uyandığım da acı çekiyorum. İşe acı içinde gidiyorum. Kaç defa vazgeçmek istediğimi biliyor musun?
Hastalara neden yalan söylediklerini sormam, hepsinin yalancı olduğuna inanırım.
Tıp bu şekilde ilerlemiştir. Bazen hastalar iyleşir .Neden olduğu anlaşılmaz ama bir sebep göstermezseniz maaş alamazsınız.
Teselli olacaksa söyleyeyim zaten herkes yalnız ölür.
Hastalar yalan söyler. Genellikle her seferde bir yalan söylerler.
Başımız dik yaşayabiliriz ama ölemeyiz.
İnanç, mantık ve tecrübeyle açıklanmaz
Sen tanrıyla konuşursan dindarsındır, tanrı seninle konuşursa delisindir...
Ya insanlardan özür beklersin ya da onları vurursun; ikisini birden değil... (kendisini vuran kişiye).
Hastalar her zaman kanıt ister; biz burada araba üretmiyoruz, bir garanti vermiyoruz.
Kurallar kendi kararlarını veremeyen aptallar için bir kılavuz gibidir
Foreman yanlış teşhislerin listesini yapacaksan alfabetik sırayla git. Mantar (Athlete's foot)'a ne dersin hiçbir belirtiye uymuyor. (Sürekli yanlış teşhiste bulunan Foreman'a)
Birileri bazen mutsuz olacak, bunu kabullen... Ben bu sayede mutlu kalabiliyorum...
Ölürken elini tutan bir doktoru mu yoksa iyileştiren ama umursamayan bir doktoru mu tercih ederdin? Sanırım ölürken dahi seni umursamayan bir doktorun olması en kötüsü.
Wilson: hani herkes yalan söylerdi? House: yalan söylüyordum.
Eğer yalan söylemeyi bilmiyorsan, sana yalan söylendiğini de bilemezsin...
Eğer egolarımızı dizginlemek adına hastaları tedavi etmeyi reddedersek o zaman tedavi edecek hasta bulmakta zorlanabiliriz...
Mutsuz insanlar daha fazla hayat kurtarır.
Mutluysan bir şey aramazsın.
Sabah uyandığında boyaların dökülmüş, perdelerin gitmiş ve su kaynıyor... Önce hangisiyle ilgilenirsin? Hiçbiriyle çünkü ev yanıyor.. (kendisiyle tartışan doktora)
Gerçek diye bir şey yok.
Duygular mantıklı kararlar almanızı sağlasaydı duygu olmazlardı.
Tavsiyen, tıbbi kararları tıbbi gerçeklere dayanarak kararlar almaksa, bu o kadar kolay değil.
İnsanlar aşk olmadan yaşayamayacaklarını söylerler, onlara oksijenin daha önemli olduğunu söyleyin...
Hiç bir zaman matematikte iyi olmadım, ama neredeyse hiç, hiçten fazladır; değil mi?
O kadar kötüye gitmez. Evlilik gibi. Öldürecek kadar acı vermez ama hayatınız kötüye gider.
Şu anda sadece elimden hiçbir şey gelmeyen konular için endişeleniyorum...
Alçakgönüllülük önemli bir meziyettir. Özellikle sıklıkla hata yapıyorsan. Ama haklıysan kendinden şüphe etmek faydadan çok zarar getirir.
Hasta iyileşirse ben, ölürse sen haklısın demektir. ('Bu tedavi hastayı öldürebilir' diyen Cameron'a)
Ölen insanlar da yalan söyler. Daha az çalışıp, daha nazik olmayı, küçük kediler için yetimhaneler açmayı dilerler. Eğer bir şeyi gerçekten yapmak istersen yaparsın. Bunu kısa bir söze saklamazsın.
Eminim nefret etmiştir... Hediyeler; bize bir insan hakkında ne kadar az fikir sahibi olduğumuzu gösterirler... Ve hiçbir şey bir insanı yanlış bir değerlendirmeye itilmekten daha fazla sinirlendiremez... (Doğumgününde eşine kazak aldığını söyleyen Doktor
En başarılı evlilikler yalanlar üzerine kurulu olanlardır.
Zaman, her şeyi değiştirir. İnsanlar böyle söylerler. Ama doğru değildir. Bir şeyler yapmak bir şeyleri değiştirir. Bir şey yapmamak her şeyi oldukları gibi bırakır.
Herkesin yalan söylemesi, insanoğlunun temel gerçeğidir. Tek değişken hangi konu hakkında olduğudur..
Hitler de dünyaya iyilik yaptığını sanıyordu.
Burayı terk etmen için seni yıpratıyorum, bunun seni yıprattığını inkâr ediyorsun, Seni yıpratmayı bırakmam için, sen beni yıpratmayı deniyorsun, eninde sonunda burayı terk edeceksin ve sebep olarak da yıpranmanla âlâkasız bahaneler göstereceksin. (ofisin
Üzerine düşünülmemiş yalanlar, hayra alamet değillerdir... Ya vicdan azabından ya da kişisel sebeplerden söylenirler...
İnsanlık fazla abartılıyor.
İnsanlar iyi şeyler yapabilirler. Ama içgüdüleri iyi değilse, ya Tanrı gerçekten yok ya da hayal bile edemeyeceğin kadar zalim.
İnsanların kendilerini öldürmelerine karşı değilim, ama bu onları kahraman yapmaz.
Aptal olmamaya çalış. Ben deniyorum. Ama başarısızım.
Gizli kulüpmüş. Gizledikleri nedir? Ne kadar aptal oldukları mı? ('Hastanın gizli kulübü varmış' diyen Chase'e)
Gerçekler yalanlarla başlar.
Korkma tedavi edilebilir; ama kaltak olman konusunda elimde bir şey gelmez. ('Bende vebamı var?' diyen hastaya)
Neden bir ikiden basitmiş? Daha azdır, daha yalnızdır ama daha basit midir?
İşi bilin, işe gelmeyin...
Kendini beğenmişlik hakedilmelidir.
Herkes yalan söyler.
Nelerle yaşayabileceğini bir bilseydin şaşırır kalırdın.
Son zamanlarda bunu çok yapmaya başladım. Hatalarım yüzünden insanlar yaşıyor. ('Yanıldığın için hasta hayatta' diyen Foreman'a)
İnsanlar hakettiklerini alamazlar, ellerine geleni alırlar...
Sevenlerin tarafından öldürülme ihtimalin yabancı tarafından öldürülme ihtimalinden iki kat yüksek.
Uçakta mutlu değilsen, aşağıya atla...
'Life is pain' Hayat acıtır.
Protokol, yapmaya çalıştığın ve her seferinde başarısız olduğun şeydir.
'Hartig' Yahudi adı gibi 'Aztreonam'da öyle. Biz de Hartig'ten 'vankomisini keselim. ('Neden bu ilacı kesiyorsun' diyen doktora)
Bindiğin gemi batıyor bile olsa suda ne olduğunu bilmeden atlamazsın.
Eğer gezegendeki acı çeken her insanı düşünseydik, hayat çekilmez olurdu.
Onun kalbi de motorsikletim gibi... Tek başımayken berbat ama tamirciye götürdüğümde harika çalışıyor...
Tuhaf güzeldir! Sıradan şeylerin yüzlerce açıklaması olabilir. Tuhafınsa çok zorlasan bir tane.
Hatalar sebep oldukları sonuçlar kadar mühimdir.
Ockham'ın Usturası: En basit açıklama her zaman birinin hata yapmasıdır.
Size iki artı iki kaç eder diyorum, bana yirmibeş değil diyorsunuz... (Tüm gece çalıştıktan sonra 'en azından hangi hastalığı olmadığını bulduk' diyen doktora)'
Daha az düşün, daha çok eğlen.
Bir pislik bana pislik olduğumu söyledi.
Herkesin yalan olduğunu bildiği bir yalan hala yalan mıdır?
Birbirimizi sevdiğimizi inkar ederek geçirdiğimiz her dakika başka bir yavru köpek gözyaşı döküyor.
Dünya dün olduğundan daha kötü bir yer değil.
Sana biraz antibiyotik vereceğim ve muhtemelen bir süre seks yapmamalısın. Evrimsel temelde düşünürsek, sonsuza dek yapmamanı öneririm.
Öldürmek, yanlış teşhis koymaktan iyidir...
Beş değişik doktor, aynı delillere dayanarak 5 değişik teşhis koyabilir.
Çok çalıştığını düşünüyorsan, evreni yönetmeyi dene.
İnsanların daha güvenli araba kullanmasını istiyorsan, hava yastıklarını çıkartıp, boyunlarını hedef alan bir maket bıçağı yerleştir. Kimse saatte 5 kilometreden fazla hız yapamaz.
Biri hakkında gerçeği öğrenmek istiyorsanız en son kendisine sormalısınız.
İnsanı hayvandan ayıran şey; yalandır...
Hepimiz soruları duymak istediğimiz cevaplara göre değiştiririz.
Değiştirebilecek şansım olsaydı, yine aynı şeyi yapardım.
Sen de benim raporlarımı oku. Bir şeyler uydurmaya bayılırım. ('Raporumu oku diyen' polise)
Her zaman dediğim gibi takımda 'ben' yoktur. Bu takım için 'benim' vardır.
Acı insana aptalca şeyler yaptırır.
Gerçekler genellikle yanlıştır.
Hayatın yolunda gidiyorsa işinin yolunda gitmesi gerekmez...
Bu hayatın en büyük trajedilerinden biri; bir şeyler hep değişir.
'Everybody Dies' Herkes ölür.
Vuruldum, teşhis etmesi çok sıkıcı.
Birden fazla neden söylemenin nedeni karşı tarafın duymak istediğini aramaktır...
Tanımadığın birinden nefret edemezsin.
Hiçbir anlama gelmeyen 6 belirti vardı, 7 oldular heyecanlandınız mı?
Nedenler uyduruyorsan ortada bir neden yok demektir.
Evet; Salgınla rastlantı arasındaki fark ortak noktadır zaten. ('Hastalıklar arasında ortak nokta olmalı' diyen Cuddy'e)
İnsanlar hakkında olumlu düşünmek onları iyi yapmaz.
Normalde komik bir şapka takıp Dünya'nın Güneş etrafında bir tur daha atmasını kutlardım. Bu sene turu tamamlayamayacağını düşünmüştüm ama küçük mavi gezegenimizin sağı solu pek belli olmuyor. (doğum gününü kutlayan Cameron'a )
Sorun şu ki, sana güvenemeyeceksem, güvenebileceğim yönünde verdiğin ifadeye de güvenemem. ('Bana güvenebilirsin' diyen Chase'e)
Evrimsel bir zorunluluk olarak ailelerimizi ve arkadaşlarımızı önemsemeliyiz. Geri kalanlara ne olduğunu önemsememek evrimsel bir zorunluluktur. Eğer ayırt etmeden tüm insanları seversek, işlevimizi yerine getiremeyiz. Yani, büyük iyilikseverlerin hepsi e
Eğer beni öldürmeyi ve tecavüz etmeyi düşünüyorsan, lütfen bu sırayla yap..
Oğlunun topal olduğunu görmek mutsuz olduğunu görmekten iyidir.
Eğer gerçek açıklandığında mucize ortadan kalkıyorsa mucize hiç olmamıştır.
'Zarar vermeyin' diye başlayıp 'kürtaj yapmayacağım, uzuv kesmeyeceğim ve maddi durumuna bakmaksızın herkese yardım edeceğim' diye devam eden yemini mi?Evet bir kez okudum ama fazla etkilenmedim. ('Hipokrat Yemini'ni okudun mu' diye soran Foreman'a)
House: Babanın bir böbreğe ihtiyacı var. Kız: babamın böbrekleri iflas mı etmiş? House: Hayır 3 böbrekle havasından geçilmez diye düşünüyoruz
Mesele kasların boyutu değil, kası nereye yerleştirdiğindir.
Güven bana. Sızmasa da başkan olamazsın zaten. Oraya 'Beyaz Saray' demelerinin tek sebebi badanasının rengi değil.
Hep bana güvenirsin... Büyük hata...
Eğer bir şey anlamlı gelmiyorsa, varsayımlarınızdan biri yanlış demektir
Çünkü eğer bir şey anlamlı gelmiyorsa gerçekte olamaz
Fakat peki ya hatalı varsayım gerçekse
Bu dizi tıp fakültelerinde sınavı yapılmayan bir ders olmalı