Devlet Bahçeli Sözleri ve Hayatı

Yalan, karanlık odada olmayan kara renkli bir şeyi aramak, aranmasını önermektir. Bu nedenle yalan tuzaktır, vicdan ve umut hırsızlığıdır.

Hatırası yıpranmış, hayali yorulmuş ve heyecanı yenilmişler için, içten içe çürüme, içe doğru devrilip çökme mukadder bir sondur.

İstismarla aldatanlar inkârla sevinirler. Yalanla avutanlar kötü bir ruhla dolaşırlar. Bunların ne hale, ne de istikbale hayrı dokunmaz.

Eklemek yerine eksilten, dikmek yerine dinamitleyen, buluşturmak yerine budayan maziyi de anlamaz, medeniyet ruhunu da anlamlandıramaz.

Şanlı Türk tarihi bir siyaset silahı ve siyasi tasarım vesikası değil; bir şuur, bir destan, bir şaheser kaynağıdır.

Ne hortumu? ganalizasyon borularına bağladılar.

Ülkü ocakları yaşatılmalı çünkü Ülkü ocakları hepimizin yetiştiği kutsal bir ocaktır.

Mübarek Ramazan ayının manevi görkemiyle, maneviyatımızı bereketlendiren eşsiz nimetleriyle müşerref olmayı sürdürüyoruz.

Nefislerine teslim olmuş, vehimlerine rehin düşmüş, hırslarına yenilmiş, egolarına boyun eğmişler için değişen bir şey olmayacaktır.

Ahlak ve adalet; toptaki barutu ateşleyen kapsül gibidir. Top yoksa, barut bitmişse, kapsül ne işe yarayacaktır?

Biz püskevit demesini de biliriz, büsküğü demesini de biliriz. Allah bize şehide kelle dedirtmesin.

Seçim Vakti Geldi Şimdi Seçim Sırası Ya teslimiyetçilik Ya milliyetçilk!

Cenab-ı Allah hepinizi, hepimizi korusun ve gözetsin. Yardımını ve esirgemesini eksik etmesin.

Allah'a çok şükür, Bush ve Barzani ağzıyla konuşmuyoruz.

Odunun yaprağı olmaz, mazlumun ahu yerde kalmaz, yalanın sonu gelmez, yanlış ve yozlaşmış kişiliklerin akıbeti de iyi olmaz.

Yine millet kazanacak, yine ahlak ve adalet kazanacak; her zamanki gibi milliyeti belirsiz olan fesat yüzler kaybedecektir.

Teslim olmuş, pes etmiş, vazgeçmiş ve boyun bükmüş her idrak çözülmeye ve çökmeye mahkumdur.

Şuurumuzdaki pırıltılarla beraber sahiplenecek bir vatan, bir millet, dalgalanacak bir bayrak bizi bekliyor.

Sen 40 yıllık Milliyetçi harekete yavrukurt diyorsan, sen ise tamamen iktidarında dahi, çük. çücük olarak nitelendirirsin.

Çok şükür vicdanı kurumamış, kalbi taşlaşmamış hala birileri var bu ülkede.

Sahurda çalan davulla kalkıp inançlarımızın nurani ışıklarını, hep birlikte pencerelerimizden semaya ulaştırmalıyız.

Artık iyiyle kötü arasına kalın bir çizgi çekmemiz, doğruyla yanlış arasına aşılmaz bir hendek kazmamız şarttır.

Dirilen batıla, sökün eden iftiraya, yalandan yalana koşan, kılıktan kılığa giren günahkârlara teslim olmamalı, yol açmamalıyız.

Sanki insanlık vicdanı kurumuş, sanki insani değerler yok olmuş, hak ve özgürlük diyenler sanki yer yarılmış da içine gömülmüş.

Bayrak düşüyorsa hiçbirimiz ayakta kalamayız. Bayrak çok açık düşmanlıklar görüyorsa hiçbirimiz güvende olamayız.

Yüzü solmuş, feri sönmüş, bakışı donmuş, umudu dağılmış kim varsa el uzatmak hem manevi hem de insani sorumluluğumuzdur.

Bağımız ve onurlu bir ülkede bayrak tehdit altında olmaz, olamaz. Bayrağa karşı saldırılar sıklaşıyorsa ihanet sıcak ilgi görüyordur.

Kulağı tıkalı, dili mühürlü, kalbi hacizli olanlar sadece konuşuyor, sadece tantana yapıyor, sadece gürültü kirliliğine neden oluyor.

Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı mısın, yoksa İMF'nin bakanı mısın?!

Biz o Diyarbakır'dan geçen yolu Ankara'da kesmesini biliriz!

Silik ve sessiz bir gölge gibi duran gönüller ihya olmalı, iradeye geçirilen esaret zincirleri kırılmalıdır.

Şunu unutmayalım ki, adaletin sağlanacağından ümitsizliğe düşmek kötülük ve fitnelere, cinayet ve savaşlara kapı açar.

2009'da 2'nin yanındaki sıfırı at ne kaldı? 2. dokuzun yanındaki sıfırı at ne kaldı? 9. ettimi sana 29?2009'un sıfırlarını at ne kaldı? 2 ve 9. Topla ikisini 11. Şimdi o 29'la 11'i topla ne etti? 40. İşte size milliyetçi hareket partisinin 40. yılı!

Oğluna gemi alacak para buluyorsun da, ip mi bulamıyorsun? Al sana ip.

Önümüzdeki dönemi Türkiye açısından çok daha karanlık bir dönem olarak görmek istiyoruz, (düzeltip) görüldüğü kanatindeyiz.

Ayaklarda sürüklenen iyilik dirilmeli, kucaklarda gezdirilen kötülük fırlatılıp atılmalıdır.

Sabırla, duayla, dostlukla, kardeşlikle, paylaşmanın ve karşılıklı yardımlaşmanın nurlu sofrasında halka halka diziliyoruz.

İmanlı, ahlaklı, Ülkü sahibi gençler olmalısınız.

Bunun için adalet konuşmalı, adaletsizlik susmalıdır; helal konuşmalı haram susmalıdır; şeref ve namus konuşmalı gerisi ağzını açmamalıdır.

Adımız bir, anımız bir, acımız bir. Biz büyük bir aileyiz. Kuzeyden güneye, doğudan batıya; tek yürek tek bileğiz. Biz Türkiyeyiz.

Tahakkümün duvarlarını yıkmak, zalimin zulmünü gömmek, kötülüğün belini kırmak hepimizin mükellefiyetidir.

Sabır, Sırat Köprüsü?ne benzer. Geçmesi zordur, ama sonu hayır, selamet ve güzelliktir.

Kerkük deyince gözleri yaşaran, Musul deyince heyecan duyan, Telafer, Tuzhurmatu sözleriyle coşan yiğit ve fedakar yürekler var bu ülkede.

Helikoptere biniyor, sona geliyor başbakanının otibisine biniyor.

Ahlak sahneden çekilirken hepimize kalan kocaman bir enkazdır, hürmet ve muhabbet çiğnenirken geriye yalnızca şiddet harabesi kalmaktadır.

Evinizde çocuklar, televizyonun karşısına dizilmiş otruyorlar. Karşınızda reklamlara çıkan çocukların elinde çikolatalar, püskevitler birbirlerine ikram ediyorlar birbirleriyle yiyorlar şakalaşıyorlar. O çocuk aklından geçiriyor, benim de bir çukulatam olsa benim de bir püskevitim olsa diyor. Anne bana niye almıyorsunuz diyor. Bizde niye yok diyor.

Karanlıkları ışığa boğacak bir şimşek gerekiyor.

Zincirleri sökmeyi, prangaları kırmayı, ayak bağlarını çözmeyi istiyorsak hakikatin çevresinde kümelenmemiz gerekiyor.

Nerden öğrendiği meçhul, kim kulağına fısıldamış o da bilinmiyor. Bir 36 etnik unsurdan bahsediyor. Kim bu otuzaltık essir ursun, unsur diyorsun, beşi altısını sayıyor gerisi yok.

IŞİD, Müslüman kanı dökmekle kalmamış, Hıristiyan ve Yezidi inancına sahip insanları da hedef almıştır.

Ayaklarımız yerden kesilmemek kaydıyla parmaklarımızın ucuyla yıldızlara ulaşabilmeliyiz.

Nefret dolu kalpleri yatıştırmak ve yumuşatmak için insanlığın temel ve vazgeçilmez ilkelerinde çok acil buluşmalıyız.

İktidara tekrar hevesleniyor, yoksa 6 milyon işşazı işşinin issassız.

Etrafımızda ne çok kan akıyor, ne çok dram yaşanıyor, ne çok gözyaşı yere düşüp Ortadoğu?nun kadim topraklarına karışıyor.