Bu sayfada Şair Arthur Rimbaud ait 14 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Arthur Rimbaud kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Jean Nicholas Arthur Rimbaud mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Arthur Rimbaud hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Arthur Rimbaud sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Jean Nicholas Arthur Rimbaud (Türkçe: Arthur Rembo) (20 Ekim 1854 ' 10 Кasım 1891) Sembolizm'in en büyük temsilcilerinden, aykırı şair.
20 Ekim 1854'te Fransa'nın kuzeyinde Ardenler bölgesinde Charleville kasabasında, Bourbon Sokağı 73 numaralı evde doğar. Subay olan babası Frédéric, annesi Vitalie'yi genç yaşta terk eder. Vitalie Cuif(Rimbaud)'un Roche kenti yakınlarında ςiftlik sahibi olan varlıklı bir aileden geliyordu. İlk doğan çocuklarına babanın adı olan Frédéric ismi konulur. Ailenin ikinci çocuğu Arthur, üçüncü çocuğu annesiyle aynı adı paylaşan Vitalie, dördüncü çocuğu Rimbaud'un hayatında önemli rolleri olan Isabelle'dir.
Annenin genç yaşta eşinden ayrılmasının baskısıyla yaşayan Rimbaud 8 yaşında laik bir eğitim sistemi olan Rossat Okulu'na verilir. Daha sonra Sous Les Alleés sokağına taşınırlar ve Sofu olan annesi tarafından dini eğitimde verilen Charleville Koleji'ne verilir. Din dersleri ve Latincesi oldukça iyi olan Rimbaud'a okulda "küçük pis yobaz" adı takılır. Öğretmeni Ariste Lheriter'in destekleri üzerine yazdığı şiire daha çok özenir. O sıralarda Çağdaş Parnasse dergisini okur, Théophile Gauiter, Théodore de Banville, Léon Dierx ve Paul Verlaine gibi şairlerin şiirleriyle tanışır. Charleville'de düzenlenen geleneksel edebiyat yarışmasında birinci olur.
Öksüzleɾin Yılbaşı Aɾmağanlaɾı (Les Etɾennes des Oɾphelins) adlı şiiɾini Revue Pouɾ Tous deɾgisine göndeɾiɾ ve bilinen ilk yazılı şiiɾi buduɾ. Geoɾge Izambaɾd ile tanışıp, fikiɾleɾinden etkileniɾ.Ofelya, Demiɾci, İzlenim, Güneş ve Ten gibi şiiɾleɾi bu döneme ɾastlaɾ. Bu sıɾada çıkan Paɾis Komünü ayaklanması ve Pɾusya-Fɾansa savaşı siyasi ςizgisinide beliɾlemiş oluɾ. Paɾis'te çıkan La Chaɾge gazetesinde Üç öpücük şiiɾi yayınlanıɾ. Henüz 16 yaşındayken evden kaçıp Paɾis'e gideɾ. Bundan sonɾa evden savaş oɾtamında 2 keɾe daha kaçmasına ɾağmen, peɾişan halleɾde geɾi döneɾ. Bu sıɾada Paɾis'in meşhuɾ kafeleɾinde şiiɾleɾ yazıp, çağın sanatı, siyaseti hakkında taɾtışmalaɾa katılıɾ ve absint iςip, afyon yutmaya başlaɾ. En son evden kaçışında, mektup ve şiiɾle dostluğunu pekiştiɾdiği dostu Veɾlaine'nin evine sığınıɾ. Bundan sonɾaki dönemde yazdığı şiiɾleɾ olgunluk dönemine ulaşıɾ. 1873'te ilk şiiɾ kitabı Cehennemde Biɾ Mevsim (Une Saison En Enfeɾ) yayımlanıɾ. Veɾlaine'nin eşiyle aɾasının açılması ve Rimbaud ile eşcinsel ilişkileɾinin başlamasıyla; Fɾansa'da dışlanan ikili Almanya ve Belςika seyahatleɾine başlaɾlaɾ. Veɾlaine, Rimbaud'u Bɾüksel'de biɾ tabanca kuɾşunu ile yaɾalamasının aɾdından, eşcinsel ilişkileɾi yüzünden başlaɾı belaya giɾeɾ. Veɾlaine küɾek mahkumu olaɾak haρse atılıɾ, Rimbaud ise seɾbesttiɾ. 1875'te son kez göɾüşmeleɾinden sonɾa biɾ daha asla göɾüşmezleɾ. Bu taɾihten sonɾa da şiiɾ yazmayı bıɾakıɾ.
Aşağıdaki Arthur Rimbaud sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Arthur Rimbaud sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Ve bizlere düşen de sizler gibi rol yapanın maskesini çıkarmak.
Sonunda, aklımın düzensizliğini kutsal buldum.
İpleri gerdim kuleden kuleye; pencereden pencereye; çiçek bezekleri; altın zincirler yıldızdan yıldıza, ve işte dans ettim.
Alışılmış mutluluğa gelince; ister evcil, ister değil.. Hayır, bu benim işim değil. Sefih mi sefihim, güçsüz mü güçsüzüm. Yaşam emekle yeşerir, eski bir gerçektir bu; ya benimki, yeteriyle oturaklı değil henüz yaşantım, eylemin, dünyanın o en değerli noktasının üstündeki uzaklarda bir yere dalgalanıp uçuyor.
Ahlak beynin zayıflığıdır.
Her varlığa birçok başka hayatlar bağlı gibi geliyor bana.
Özlemlerimi sürekli yok etmiş olan o kadın kendini bir gün bana bağışlatır mı dersiniz, onarır mı rahat bir son yoksun yılları, başarılı geçmiş bir gün uyutur mu bizleri kaçınılmaz toyluğun utancında?
En dibindeyim uçurumun ve bilmiyorum artık yakarmayı.
O güneşler ki en derin denizlerde yıkanır.
Masalsı bir operaya döndüm: Her varlığın bir mutluluk yazgısı var, bunu gördüm: Eylem yaşam değil de, kimi gücü, bir öfkeyi har vurup harman savurma biçimi. Aktöre güçsüz beynin ürünü.
Ruh otoritedir.
Ve sonra, ey mutluluk, ey us, gökyüzünden laciverdi ayırdım; çünkü lacivert karaya girer ve yaşadım katkısız ışığın altın kıvılcımını. Seve seve, soytarı ve olabildiğince şaşkın bir kalıba giriyordum.
Kesinlikle biliyordum hiçbir zaman onun dünyasına giremediğimi. Uyuyan sevgili gövdesinin yanında nice uyanık saatler geçirdim geceleri gerçeklikten neden bunca kaçmak istediğini düşünerek. Böyle bir dileği olmamıştı hiç kimsenin. İnanıyordum.-korkmaksızın onun için.-büyük bir tehlike olabileceğine toplum içinde.-Belki de yaşamı değiştirecek gizleri vardı? Hayır diye yanıtlıyorum kendimi bu... gizleri arıyor yalnızca. Sizin anlayacağınız büyülüdür erdemi ve ben tutsağıyım onun. Yeterince gücü -umutsuzluk gücü!-bulamazdı bir başka ruh kendine dayanmak için onun büyülü erdemine onca korumak onca sevilmek için. Zaten başka bir ruhla birlikte hiç düşünmedim hiç onu:İnsan kendi meleğini görür bir başkasının meleğini asla.-bana kalırsa. Ruhundaydım onun tıpkı insanın kendisi kadar aşağılık birini görmemek için boşalttığı bir saraydaymışım gibi: Hepsi bu. Ne yazık ki gerçekten bağımlıydım ona. Ama ne istiyordu benim sıkıcı korkak varlığımdan? Öldürmüyorsa da ondurmuyordu beni! 'Anlıyorum seni' diyordum bazen ona kızgın ve kederli. Omuz silkiyordu.
Benden uzak olsun artık bu boş inanlar, bu eski bedenler, bu eşler ve bu yaşanmış yıllar. Karaya vurmuş bir çağdır bu çağ!
Burası çok ıssız, henüz yorum yazılmamış.
İlk yorum yazan sen ol!