Bu sayfada Öğretmen, şair Ali Lidar ait 56 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Ali Lidar kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Ali Lidar mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Ali Lidar hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Ali Lidar sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Ali Lidar Eskişehir doğumlu öğretmen ve yazardır. Eskişehir Üniversitesinde Felsefe Öğretmenliği bölümünden mezun olmuş ve Anadolu Lisesinde öğretmenlik yapmaktadır.
Doğum tarihini kesin olarak bilememizle beraber Eskişehir ԁoğumlu bir yazarԁır. Eskişehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nԁen Felsefe Öğretmeni olarak mezun olmuştur. Eskişehir Anaԁolu Lisesi'nԁe öğretmenliğine ԁe halenԁe ԁevam etmekteԁir.
Eskişehir ԁoğumlu olan Ali Lidar'ın doğum taɾihi ile ilgili kesin bilgileɾe ulaşamasak dahi onun şiiɾ ve yazılaɾında doğumu göɾeceli biɾ kavɾam olaɾak göɾdüğünü biliyoɾuz. Bu nedenle de onun doğum taɾihi gibi gene yaɾılaɾa ulaşmamız oldukça zoɾlaşıyoɾ hatta Tesirsiz Paɾçalaɾ kitabının 166. sayfasında ise şu tabiɾi kullanıyoɾ: Ölüyoɾuz işte. Yavaş yavaş ölüyoɾuz. Ama bazı geceleɾ faɾkında olmuyoɾuz bunun.
İlk kitabını yayınlamadan önce gelen "Kitap yayınlayacak mısınız?" soɾulaɾına, heɾ zamanki bildiğimiz sıcakkanlı Ali Lidar olarak, Rıfat Eroğlu ilе yaptığı konuşmasında "Kitap yazmak gibi bir istеğim olmadı hiç. Bunun еn büyük nеdеni üşеngеçlik. Yani yazıları tеk tеk gözdеn gеçir еklе çıkar düzеnlе falan. Kim uğraşacak allasеn dеyip gеçiyorum. Ayrıca basılmaya dеğеr şеylеr yazdığımdan bilе çok еmin dеğilim aslında. Yani bеn o kadar kişisеl şеylеr yazıyorum ki birilеrinin bunlarla ilgilеnmеsi, okuyup sağda solda paylaşması bilе tuhaf gеliyor zaman zaman. Vеlhasıl bеnim bir kitap sürеci içinе girmеm şimdilik zor. Tabi inatçı bir takipçim falan çıkar da hayrına dеrlеyip toparlayıp bastırmak istеrsе sеvabına bir şеy diyеmеm." diyе yanıt vеrmişti.
Aşağıdaki Ali Lidar sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Ali Lidar sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Gençtim, bilmiyordum o zamanlar, gitmeye yeltenmenin gitmek demek olmadığını.
İyi kitaplar dışında kimse elimden tutmadı.
Yan yana duran ve birlikte aynı yöne bakan insanlar mutlu ve uyumlu olduklarını düşünürler. Ama bir şeyi ıskalarlar. Birlikte aynı yöne bakarken birbirlerini göremediklerini fark etmezler. Mutluluk ve uyum zannettikleri şey onları birbirlerine kör etmiştir. Oysa evrendeki tek değişmez yasa olan her şeyin zıttıyla müsemma olduğu gerçeği de şunu gösterir ki yanınızdakini görebilmeniz için zıt yönlere bakmanız gerekir.
Birini ya da bir şeyi sevmek, değer vermek, onu her şeyiyle sevmek demektir çoğu zaman. Ne olduğunu, ne olacağını, sınırlarını bilip, hatalarıyla, eksiklikleriyle, yanlışlarıyla ve sebep olduğu üzüntülerle kabul etmek demektir.
Seni çok anıyorum ama arayamıyorum. Çünkü biz, birbirimizi acıdan öldürürüz.
Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir. Marifet bize yar olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! İşte en haklı, en masum, en kudretli ve en muhteşem cinayet.
Onlar nereden bilsinler senin kıymetini, bilmez onlar. Seni sevmesini de beceremezler. En güzel ben severim seni. Hem onlar kağıttan galata kulesi yapabilirler mi hiç? Yapamazlar işte ben yaparım. Anlasana kimse yapamaz başka kimse sevemez böyle seni.
İşim gücüm sen ol benim. Ben seninle çok güzelim.
Beni affetme. Anlama da. Hayatımın özeti düzeltilemeyecek kadar vahim bir anlatım bozukluğu. Beni daha fazla konuşturma. Ben susayım, sen ağla.
Çok hayal kırıklığı yaşadım. Belki de geçen ömrümün özetidir kocaman bir hayal kırıklığı. Böyle olsun istemezdim tabi. Her yola çıktığımda güzel şeyler hayal ettim aslında. Ama işte iyi niyet iyi bir yaşantı için yeterli olamıyor.
Kafamda susmaları için yalvardığım sesler var.
Akıl vermeyi bırakıp biraz huzur verseniz.
Hazırlığınızı yapın. Sizi bekleyen tek şey var: hayal kırıklığı.
Hadi geçtim her şeyden sesine nasıl kıyayım.
Hissedilir mi enlem farkı? Adam kadından uzaktaydı. Mesafeyle ilgili teknik bir problem. Bir şekilde üstesinden gelinebilecek bir şey. Kadın ise adama uzaktı. Coğrafi uzaklıkla ilgisi olmayan metafizik bir problem. Kolay kolay üstesinden gelinemeyecek bir şey.
Eğer birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. Uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevgine karşılık çıkar mı? O biraz zor işte.
Hadi sen uyu sevgilim. Uyumadığın zamanlar, Başkalarını düşündüğün gibi tuhaf düşüncelerim var.
Herkes kalbimde bir yere sahipken senin ülken vardı.
Gerçek aşk, hiçbir şey yapmamaktır. Bir şeyler yapmak kolay; aramak, ağlamak, yalvarmak, kızmak, yalan söylemek, dünyayı yerinden oynatmak. Zor olan bunların hepsini yapmaya gücün yetecekken hiçbir şey yapmamaktır. Beklemektir zor olan, herhangi bir beklentiye sığınıp yaslanmadan beklemek. Hiçbir şey ummadan, hiçbir şeyi değiştirmeye kalkmadan, gücünü sadece masumiyetten alan ve sabırla beslenen.
O kadar uzak ki aslında herkes herkese, yan yana olsak bile birbirimize dokunamıyoruz.
Kimseyle konuşmuyorum. Böyle daha iyi oluyor sanki. Bir anlamı olduğundan değil. Konuşamadığımdan da değil. Canım istemiyor sadece. Aslında canım isterse bir saksı bitkisiyle hava durumu hakkında bile konuşabilirim. Ama hiç canım istemiyor işte. Sahiden de hiçbir şey söylemeden susarsam ne demek istediğim anlaşılabilir mi ki?
Ben seni severim aslında da; düzenim bozulur diye korkuyorum. durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar. sinemaya gitmeye, ele ele tutuşmaya falan kalkarız. işin yoksa; saçına bak, parfüm sık. Küsmesi, barışması, ayılması, bayılması. Ona baktın, bunu
Yeter ki senden gelsin ister şifa ister bela. Eyvallah'tır tek sözüm aşkına da kahrına da.
Mutlu insanların mutlulukları birbirine benzer, mutsuz insanların mutsuzluğu ise kendine özgüdür. Sevinç neredeyse kollektif bir duygudur, mutsuzluk ise genelleştirilemeyecek kadar kişisel. Bu yüzden de insanlar mutlu olduklarında anlatacak yer ararken hüzünlerini ellerinden geldiği kadar saklamaya çalışırlar.
Hiçbirimiz, hayalimizdeki insanın hayalindeki insan değiliz sanırım. Bu geç kalışların başka açıklaması olamaz çünkü.
Tek bir sese ihtiyacın vardır senin. Sadece o ses her şeyi yoluna koyacaktır. Başını ellerinin arasına alıp o sesi beklersin. Alnını duvara dayarsın. Kafandan ses gelir, duvardan ses gelir, o ses gelmez.
Hazırlığınızı yapın. Sizi bekleyen tek şey var: hayal kırıklığı.
Ve her şeyin farkına vardığında artık çok geçti. Birdenbire olsaydı keşke. Keşke aniden karşına çıksaydı. Reddedebilir, kaçabilir, yokmuş gibi davranabilirdin o zaman belki. Olmadı. Yavaş yavaş girdi hayatına, ve sen durumu fark ettiğinde hayatın artık sana
Uyumamıştım iki gecedir, sıcak bir yatak gibi baktın bana. Sen bana bakarken, ben ömrümün en güzel dersini anlattım en sevimli şarkısını söyledim en görkemli kitaplarını okudum.
Hayat, sebep olduğu pek çok sıkıntının bedelini ödüyor aslında. Ondan aldığımız çok kıymetli bir şey var. Boyumuzun ölçüsü. Ölçüsüzce yaşayıp, ölçüsüzce sevip, ölçüsüzce içip, ölçüsüzce ne bok yiyeceğimizi bilemediğimiz zamanların ardından durup kendimizi ve geçmişimizi sorguladığımızda görüyoruz ki. Evet, elimize vermiş hayat. Boyumuzun ölçüsünü.
Gerçek aşk, hiçbir şey yapmamaktır. bir şeyler yapmak kolay; aramak, ağlamak, yalvarmak, kızmak, yalan söylemek, dünyayı yerinden oynatmak. zor olan bunların hepsini yapmaya gücün yetecekken hiçbir şey yapmamaktır. beklemektir zor olan, herhangi bir beklentiye sığınıp yaslanmadan beklemek. hiçbir şey ummadan, hiçbir şeyi değiştirmeye kalkmadan, gücünü sadece masumiyetten alan ve sabırla beslenen.
Ölüyoruz işte. Yavaş yavaş ölüyoruz. Ama bazı geceler farkında olmuyoruz bunun.
İşim gücüm sen ol benim. Ben senle çok güzelim.
Kimseyle konuşmuyorum. Böyle daha iyi oluyor sanki. Bir anlamı olduğundan değil. Konuşamadığımdan da değil. Canım istemiyor sadece. Aslında canım isterse bir saksı bitkisiyle hava durumu hakkında bile konuşabilirim. Ama hiç canım istemiyor işte. Sahiden de hiçbir şey söylemeden susarsam ne demek istediğim anlaşılabilir mi ki?
Türk kadınlarıyla yeteri kadar ilgilenmiyorsunuz beyler. Yoksa bir insan durduk yere, patlıcandan reçel, kabaktan tatlı yapmaz.
Birbirimize soracağımız o kadar çok soru, konuşmamız gereken o kadar çok konu vardı ki. Biz çareyi susmakta bulmuştuk.
Annem tanısa seni kesin çok severdi. Bana kalırsa seni bütün dünya çok sever, ben de seni çok severim ama şu an konu bu değil.
Yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla kırar insan sevdiğini. Ve söylediklerinden çok söylemedikleriyle.
İçimde herkesten gizlediğim küçücük bir çocuk saklı. İster tut elinden büyüt, istersen de öldürelim beraber. Ama ne olur onu kandırmaya kalkma.
Sonra kalktın sen geldin, ben de kalktım seni sevdim. Seni sevdim bu zamanda kolay mı böyle bir şey?
Ne çok hüzün var sahi. Sabahtan başlıyoruz hüzünlenmeye, Koca gün yetmiyor. Ertesi güne devrediyoruz bazı hüzünleri.
Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor.
Bana başka gülüyor, ben de seni sevecek gibiyim ama daha değil der gibi gülüyor. Bekle diyor sanki bana. Ben de bekliyorum.
İçimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır. Oysa sadece anlatabildiğim kadarını biliyor. Anlatabildiğim kadarını. Anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? Birer çay içilebilir belki.
Ne eksikse sen tamamla, son derece yorgunum. Çok uykum var, öp beni, öpersen ne güzel uyurum.
Kendimi dahi anlamına gelende gibi hissediyorum. Diğerleriyle bitişik durduğum zaman huzursuzlanıyor, sırıtıyor, eğreti gibi duruyorum. Benim ayrı yazılmam lazım; kimselerin yanına yakışmıyorum.
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil.
Oysa bir bilse gülüşünün kıyısına sığınıp bir ömür geçirebileceğimi. Bilse sesini her duyduğumda içimden durmaksızın bilmediğim, unutulmuş dillerde şarkılar söylediğimi.
Ulaşınca herkes sever seni. Ben ulaşamayınca da sevdim.
Bir insan nasıl sevilir hatırlamıyorum. Öğret bana. Tut elimden, gözlerimin içine bak. Okula başlamış çocuğa alfabeyi öğretir gibi, kırk yıllık budiste namaz kılmayı öğretir gibi, sabırla öğret bana seni sevmeyi. Merhameti ve şefkati elden bırakma. Öyle bir bak ki bana, hırçınlığım gözlerinin buğusundan utanıp kendi kendini yok etsin.
Ben aslında annemin, babamın ve senin Müşterek ve başarısız projesiyim.
İsteyenler ağlarlar. Gönlünden geçirenler, hayalini kuranlar, uykusu kaçanlar, aşkından yananlar, yarasından nefesi kesilenler ağlarlar. Bunca hale düşüp de güç yetiremeyenler ağlarlar.
Nasıl da dışardan bakıyorum kendime. Nasıl da yabancı. Nasıl da tedirgin. Sanki girmediğim mücadeleleri bile Kaybettim.
Ah ne varsa beraber sevmeye yetişemediğimiz. Yokluğunda hepsini birer birer seviyorum.
Neden bu kadar çok kitap okuyorsun? İnsan sevmiyorum ben. Gerçek insanları sevmiyorum. Fazla sıkıcılar. O yüzden kitaplarda bulduğum ve gerçek olmadıklarını bildiğim insanlar ruhumu dinlendiriyor.
Bazı geceler, zaman bir yerlerde takılıp kalır. Bazı şarkılar sadece böyle zamanda dinleyelim diye vardır. Bazı şiirler ancak böyle zamanlarda anlaşılabilir. Bazı hikayelere sadece ve sadece böyle zamanlarda katlanılabilir. Bazı geceler, zaman buzdan bir bıçak kadar sert, soğuk ve şeffaftır. Görünmez bir el onu ruhumuzun en hassas noktasına batırır.
Aşkı ele alışı çok güzel her insan bir şeyler bulabilir onun şiirlerini okuduğunda ama böyle sanatçı kişiler acıdan özlemden beslenirler onlar kolay kolay mutlu olamazlar
[14091] numaralı söz için:
gelende gibi hissediyorum
İnşallah yayınlarsınız yorumumu
Bence hiçte abartıldığı kadar değil o kadar boş sözleri varki! neyse kimseyi küçümsemek iyi değil zaten bana da uygun değil, ama bence abartılacak kadar bir edebiyat yok bu Ali Arkadaşımızda! söz dedinmi içinde ruh olacak can olacak can verecek insana enerji verecek!
Eskişehirli değil , Eskişehirde yaşıyor memleketi Adıyaman /Kahta
usta supersin
Mevcud yanlışlara parmak basamayan kendisinde eleştiri kültürü gelişmemiş kişiler yazar olamazlar. Doğmalara itibar eden kişi önce duvarlarını yıkmalıdır!
Sıradan olanı yol etseydi kendine; o da sıradan olurdu. Boşluğa bakınca gördüklerini dile getirmek cesaret ister. Çünkü doluyu herkes görür. Bu yüzden Ali Lidar , Ali Lidar olmuştur
harika olmuş elinize sağlık
Farklıbir bakış açısı hayata ve aşka dair... belki de kimsenin söylemeye cesaret edemediği sözler.. hepimizin çok iyi bildiği ama guncel yaşamda kaybolan şeyler.. mesela aSK.... mesala yar. mesala vefa ...mesala.