Bu sayfada Yazar ve gazeteci Ahmet Altan ait 19 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Ahmet Altan kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Ahmet Hüsrev Altan mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız.
Bu sayfada Ahmet Altan hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Ahmet Altan sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin.
Ahmet Hüsɾev Altan (d. 1950; Ankaɾa), Tüɾk yazaɾ ve gazeteci. Taɾaf gazetesinin eski genel yayın yönetmenidiɾ. Günümüzde Habeɾdaɾ'da yazmaktadıɾ.
Gazetecilik
Hüɾɾiyet, Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazeteleɾinde uzun yıllaɾ köşe yazaɾlığı yaptı. Milliyet gazetesinde çalıştığı dönemde, gazetede Küɾtleɾin çoğunluğu oluştuɾduğu kuɾgusal biɾ ?Küɾdiye? ülkesinden bahseden yazısı nedeniyle gazeteden kovuldu.
2007 yılında Taɾaf gazetesinin kuɾucusu olan Altan, Alev Eɾ ile biɾlikte genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Daha sonɾa Eɾ'in ayɾılmasıyla gazetenin genel yayın yönetmenliği göɾevini tek başına yüɾütmeye devam etti. Gazetenin "Kum Saati" adlı köşesinde, köşe yazaɾı olaɾak yazılaɾ yazdı. Eylül 2008'de Eɾmeni Kıɾımı?nın kuɾbanlaɾına adadığı biɾ köşe yazısı nedeniyle Tüɾklüğe hakaɾetle suçlandı. Taɾaf gazetesi 2009 yılında Leipzig Bankası Medya Vakfı taɾafından veɾilen dünyanın pɾestijli basın ödülleɾinden biɾi olan Özgüɾlük ve Medyanın Geleceği Ödülü'ne layık göɾüldü. sozkimin.com Altan, 2011'de üçüncüsü düzenlenen ve Ulusulaɾaɾası Hɾant Dink Vakfı taɾafından özgüɾ ve adil biɾ dünya için çalışan, ilham ve umut ışığı kişileɾe layık göɾülen Hɾant Dink Baɾış Ödülü'nün de sahibidiɾ.
Altan, Aɾalık 2012'de Yasemin Çongaɾ ile biɾlikte Taɾaf gazetesindeki göɾevinden istifa etti.
Aşağıdaki Ahmet Altan sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Ahmet Altan sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin.
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığımdan yalnızım ben.
Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla varılır hayatın sırrına. Bir kadını tanımaya soyunmak zor ama keyifli bir yolculuğa çıkmaktır. Dört mevsimi bir yürekte buluşturur, bu yüzden de sürekli şaşırtırlar. Sürprizlerin ardı arkası kesilmez. Zordur anlamak onları. Benzemek gerekir anlayabilmek için belki de.
Tanrı kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar.
Kazanamayacakları bir savaşı kazanacaklarını sananlar, bunun yanlış olduğunu söyleyenlere kızarlar.
Alman'dan bir randevu istersin ve o sana 'tamam, çarşamba günü saat 8. 45'te buluşalım' der. Türk'ten randevu istersin, 'çarşamba günü öğleden sonra tekrar arar mısın?' diye sorar.
Aşk kılıç yarası gibidir, acısı geçer ama mutlaka izi kalır.
Sessiz ve mükemmel gece. Ve biri eksik. Biri her zaman eksik. Biri, geldiğinde bile eksik. Öyle eksildik ki yaşarken, bize dokunan herkesi eksiltiyoruz. yalnızlığımızla çoğalıp kalabalığımızla eksiliyoruz ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız; ne yana dön
En korkunç gerçekler, söylenmeye değmeyecek kadar basit olan bildik gerçeklerdir.
Ölümü bile ikinci sıraya düşüren bir durumdur aşk.
Şeytanın yarattığı bir gökkuşağı gibidir kıskançlık. Kendini tutsak, kıskandığını özgür görürsün.
Para harcamak kültür ister, o da bizimkilerde yok. Almanların goethe'si, mozart'ı, bethoveen'i var. Bizim ise sadece pastırmalı yumurtamız.
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığımdan yalnızım ben.
Hep 'öldürmeyi' amaçlayan kutsallıklar peşinde koştuk, artık bir de 'yaşatmayı' amaçlayan kutsallıkların peşinden gidelim bence.
Bakın, bir sistem 'slogan attı, şaka yaptı' diye çocukları mahkemelere doldurmaya başladığında artık o sistemin sonu gelmiş demektir. bu saçmalıkların, bu manasız baskıların, bu gereksiz yasakların, bu bunaltıcı ve sıkıcı tabuların miadı doldu.
Elin oğlu alay etmez mi? Lozan antlaşması'yla 4. 3 milyon kilometrekarelik toprağı nasıl kaybettiniz' diye sormaz mı?
Bir kadın değil, bir hayat seçersin.
Meclis bir akşamda bilinen kararları aldı ve ülkeyi değiştirdi. Eğer bu kararlar 15 yıl önce alınmış olaydı 30 bin gencimiz ölmeyecekti. 'şimdi birilerinin yürekleri sızlıyor mu?' diyeceksiniz. Bence sızlamıyor. Her zaman onurdan bahseder bizim ahmaklar. Amerikalı dolar verince kendi gururları nerede kalıyor peki
Sessiz ve mükemmel gece. Ve biri eksik. Biri her zaman eksik. Biri, geldiğinde bile eksik. Öyle eksildik ki yaşarken, bize dokunan herkesi eksiltiyoruz. Yalnızlığımızla çoğalıp kalabalığımızla eksiliyoruz ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız; ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz.
Hayat diye bir şey var, her zaman size keşfedilecek geniş alanlar bırakan, ne kadar yaşarsanız yaşayın daima bilmediğiniz, kuytularına sokulamadığınız bir hayat, sadece size ait bir hayat.
Burası çok ıssız, henüz yorum yazılmamış.
İlk yorum yazan sen ol!